Deprem sonrası "hayatta kalma suçluluğu" ile nasıl baş edilir?
Hayatta kalma suçluluğu ve üstesinden nasıl gelinebileceğini anlatan Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Fatih Sağlam, depremin sadece afet bölgesini değil tüm Türkiye'yi derinden etkilediğini söyledi.
6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından ortaya çıkan büyük yıkımın telafisi zor acılar yaşattığını ifade eden Sağlam, Binlerce kişinin hayatını kaybettiği on binlerce kişinin de hayatının alt üst olduğu depremlerden kurtulanların kapıldığı Suçluluk duygusuyla nasıl baş edilebileceğine dikkat çekti.
Travmatik olaylardan sonra oluşan bu hissin kişinin aklında şu soruları oluşturduğuna dikkat çeken Sağlam, "Neden onun başına geldi? neden ben değilim?" Şeklinde enkaz altında kalan yakınlarını bekleyen sayısız afetzedenin bu duyguyu günlerce yaşadığını kaydetti.
"Depremde hayatta kalma suçluluğu nedir?"
Depremde hayatta kalma suçluluğunu, depremi birebir geçirenler ile depremi geçirmeyip etkilenenler olarak ikiye ayırmak gerektiğini ifade eden Sağlam, "Enkazda kalmış, enkazda yakınlarını kaybetmiş kişilerin ilk zamanlarda yaşadığı 'Neden ben yaşıyorum, yakınlarım öldü, ben neden hayattayım, daha doğru binayı seçseydin ölmezlerdi? Şeklindeki düşünceleri çarpık, bilinçsel düşünceler olarak kabul ediyoruz. Depremi geçirmiş kişilerde ilk bir ay yoğun yaşanır, 6 aya kadar da uzayabilir." dedi.
"Ne zaman destek almak gerekir?"
Psikiyatri Uzmanı Fatih Sağlam
Bu konuda ne zaman destek almak gerektiğini ifade eden Sağlam, "Suçluluğun yanında bir takım fiziksel ve psikolojik belirtiler dediğimiz kaygı, korku, travma anını tekrar hissetme, rüyada görme ve ek belirtiler varsa bazen ilk bir ayda akut stres tepkisi dediğimiz ve bir aydan sonra travma sonrası stres bozukluğu dediğimiz psikiyatri hastalıklara neden olabiliyor. Böyle bir durumda profesyonel bir uzmandan destek alınması doğru olur. Depremzedelerin barınma, beslenme, güvenlik ve varsa fiziksel hastalıklarının giderilmesi bu suçluluk düşüncesinin atlatılması veya daha hızlı toparlanmasını sağlar." ifadelerini kullandı.
"Çevre illerde depremi hissetmiş kişilerin suçluluk duygusu nasıl oluyor?"
Çevre illerde depremi hissetmiş ama enkaz altında kalmamış kişilerin suçluluk duygusuna dikkat çeken Sağlam, "Onlarda da şöyle bir durum olabiliyor. 'Yemek yiyorum ama depremde yemek bulamayanlar var, kendime bir eşya alacağım, gezmeye gideceğim ama deprem geçirenler var ben nasıl gezmeye gideyim, nasıl eşya alayım? Gibi suçluluk duygusu olabiliyor. Deprem haberlerine ne kadar çok maruz kalırsak bu duygu daha da çok olur. Biraz zaman lazım ve bu suçluluk duygusunu azaltmak için depremzedelere maddi, manevi anlamda ellerinden ne geliyorsa yapılması o suçluluk duygusunu azaltacaktır. Dışardan etkilenenler genelde ilaca gerek kalmadan atlatabiliyorlar." şeklinde konuştu.
"Depremzedelerin hayatı normale dönünceye kadar desteğimizi sürdürmeliyiz"
Deprem bölgesinden gelen depremzedelere nasıl bir destek verilmesi gerektiğine dikkat çeken Sağlam, "Belki 1 yıl belki de 2 yıla yakın ilimizde ikamet edecekler. Bizim depremi çağrıştıran durum ve olayları konuşmamız doğru olmayacaktır. Yapmamız gereken empati kurmaktır. Yaşanan olaylar sıcak olduğunda travmalardan sonra şunu görüyoruz 'İlk anda herkes yardım etmek istiyor.' halkımız bu konuda gerçekten çok yardımsever, elinden geleni yapmak istiyor ama depremin üzerinden 2-3 ay geçtikten sonra herkes normal hayatına dönüyor. Onlar ise normal hayatına dönmeyecek. Her zaman bunu bilincinde olmamız, kendimizi onların yerine koymamız gerekiyor. Onların hayatları normale dönünceye kadar desteğimizi sürdürmemiz gerekiyor." önerisinde bulundu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.