Diyanet; itikadı bozuk, psikolojik harpçileri mi kaale alıyor?
İtikadı bozuk, psikolojik harpçi askerlerin Diyanet’te görev aldığı 1997-2002 yılları arasında yaptıkları baskılar sonucunda ‘itikadı bozuk’ denilerek görevden atılan imamlar görevine dönmek istiyor. Ancak çıkan torba yasaya ve sicil affa rağmen Diyanet b
Başbakan Erdoğan’ın 28 Şubat sürecinde yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi için Adalet Bakanlığı tarafından bir çalışma yapıldığını açıklaması, 28 Şubat mağdurlarını umutlandırdı.
28 Şubat sürecinde hakim ve savcıların Genelkurmay’dan aldıkları brifinglerden sonra verdikleri kararlarla birçok kurumda çalışan insan, işinden atıldığı gibi birçoğu asılsız suçlamalarla cezaevine konuldu.
O dönemde yargılandıkları davalardan hiçbir ceza almayan birçok kişi keyfi olarak yine mağdur edildi. Bu dönemde mağdur edilenler arasında Diyanet’te görev alanların da yer alması dikkat çekiyor.
DİNE DÜŞMAN OLAN ASKELER DİYANET’TE NEDEN GÖREV YAPTI?
28 Şubat soruşturması kapsamında yargılanacak olan emekli Kurmay Albay Oğuz Kalelioğlu, 1997-2002 yılları arasında Diyanet’in eski başkanlarından Mehmet Nuri Yılmaz’ın başdanışmanı olarak görev yapmıştı.
28 Şubat soruşturması kapsamında hazırlanan raporda Kalelioğlu’nun Diyanet’te görev yaptığı dönemde personele yönelik takip ve fişleme faaliyetleri ile cezai uygulamalar, aydınlatma faaliyetleri çerçevesinde çalışmalar yaptığı ortaya çıkmıştı.
Kalelioğlu dışında 28 Şubat sürecinde psikolojik harekatçı emekli askerler, Türkiye Diyanet Vakfı bünyesinde kurulan, Diyanet Araştırma Merkezi’nde görev yaptı. Bu askerlerin maaşları halktan toplanan bağış ve sadakalardan oluşan fondan ödendi.
İSLAMİ HASSASİYETLİLERİ CEZALANDIRMAK İÇİN ŞEYTANCA YÖNTEM
İslami hassasiyetleri ön planda olan diyanet içindeki memurlara öyle bir tuzak kuruldu ve öyle bir gerekçeyle işlerine son verildi ki bunu yapanlar neredeyse bu mağdur insanların geri dönüşlerine kapı bırakmaz oldular.
İslami hassasiyetleri ön planda olan memurlara “akidesi bozuklar”ın yakıştırdığı vasıf “akide bozukluğu” Hiçbir mahkeme kararı veya başka davalara dayandırılmadan yapıştırılan bu karalamanın ne yazık ki takipçisi de olmamış.
Şu ana kadar hiçbir mahkeme kararı olmadan akidesi bozuk diye atılan insanların şikayetleri dikkate alınmadı ve bunlarla bu hususun (akidesi bozuk mu değil mi) açığa çıkarılması adına dahi bir mülakat yapılmadı.
28 ŞUBAT SÜRECİNDE DİYANETTEN 128 KİŞİ İHRAÇ EDİLDİ
Psikolojik harekatçı askerlerin görev yaptığı dönemde birçok kişi irtica suçlamasıyla işten atıldı. 1997-2002 tarihleri arasında Hizbullah, PKK, Vasat, İbda-C, Hizbuttahrir’e mensup oldukları ya da irticai faaliyetlerde bulundukları iddiasıyla 393 personele ceza verildi. Bunlardan 1’i Hizbuttahrir, 199’u Hizbullah, 3’ü İbda-C, 22’si PKK, 20’si Vasat gibi ‘örgütlere üye olmak’ iddia ve gerekçeleriyle, 148 personel de ‘irtica’ suçlamasıyla cezalandırıldı.
128 personel meslekten atıldı. Birçok personel fişlendi. Yapılan fişlemelerde isnat edilen suçların çoğunluğu delillendirilemedi. Buna rağmen çoğunluğu imam-hatip, vaiz, müftü gibi görevleri yürüten personel, bulundukları yerlerin dışına tayin edildi veya görevden uzaklaştırıldı.
MAHKEME: SUÇUN YOK! DİYANET: SUÇLUSUN!
O dönemin mağdurlarından olan ve imamlık görevinden atılan Ömer Soyaslan, “Yargılandığım hiçbir suçlamadan ceza almadım. Ben cezaevinde olduğum zaman ve mahkemem sonuçlanmadan görevimden atıldım.
Suçsuz olduğum anlaşılmasına rağmen Diyanet’te göreve başlamama izin vermediler” dedi. Soyaslan yaşadığı mağduriyeti şu şekilde anlattı: “2000’li yıllarda gözaltına alındım ve haksız yere bir yıl gibi cezaevinde kaldım.
Yargılandığım dosyadan dolayı hiçbir ceza almadım. Sonuçlanan mahkemeden ceza almamama rağmen Diyanet yetkilileri mahkeme daha sonuçlanmadan ‘itikadı bozuk’ şeklinde rapor hazırlayarak görevime son verdiler. Bununla ilgili bana hiçbir resmi evrak gelmediği gibi benimle hiç kimse görüşmedi. İtikadımın bozuk olduğuna neye bakarak karar verdiler bilmiyorum.
Ben cezaevinden çıktıktan sonra müftülüğe gidip ‘Niye beni işten attınız, bunun sebebini öğrenmek istiyorum’ dedim. Onlar müfettişin yazdığı bir belgeyi çıkarıp okudular, bana vermediler. Düşünün hakkımda yazılan belgeyi bana vermeyip kendileri okudu ve işime son verdiler”
HİÇBİR YASAL DÜZENLEMEDEN YARARLANAMIYORUZ
Son çıkan torba yasadan yararlanmak için çok uğraşmasına rağmen görevine başlayamadığını belirten Soyaslan, “Ben son çıkan torba yasa ile ilgili Diyanet’i aradım. Oradaki yetkililer ‘Bu yasa sizinle alakalı değil’ dediler.
istenmiyor’ dedi.” diye konuştu.
BAŞBAKANDAN İCRAAT BEKLİYORUZ
Sayın Başbakan’ın son olarak 28 Şubat sürecinde mağdur olanların, mağduriyetlerinin giderileceği ile ilgili bir açıklaması olduğunu söyleyen Soyaslan, “Biz açıklamadan ziyade somut bir adım atılmasını istiyoruz.
Sadece açıklama yapılması havada kalır. Diyanet’in çıkan sicil affı ve torba yasalara rağmen beni ve benim durumumdakileri işe almaması çok manidar geliyor bana. Bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Söylenenlere inanmak istiyoruz. Benim durumumda olup mağduriyetleri devam eden insanlar var. Bir insanın ömür boyu görevden el çektirilmesi hukuki olamaz” diyerek açıklamada bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.