Diyarbakır Güneydoğu Güncel Gazetesi'nde şüphe uyandıran hırsızlık vakası
Diyarbakır'da personelleri temaslı oldukları gerekçesiyle koronavirus karantinasında olan yerel bir gazetenin bürosuna giren hırsızların, maddi değer taşıyan materyallerin yanı sıra önemli dokümanları da çalması kafalarda soru işareti bıraktı.
Diyarbakır'ın yerel basın organlarından Güneydoğu Güncel Gazetesinin merkez Yenişehir ilçesi Koopratifler Mahallesi Rızvanağa Caddesindeki bürosuna geçtiğimiz hafta hırsızlar girdi. Hırsızlar gazetenin bürosundaki maddi değer taşıyan materyallerin yanı sıra önemli evrakları da çaldı.
Aralık ayının ilk haftasında Coronavirus testi pozitif çıkan Güneydoğu Güncel Gazetesi imtiyaz sahibi Mehmet Zeki Özer ve temaslı olduğu değerlendirilen gazete çalışanları karantinaya alındı.
Gazete bürosunun günlerce kapalı olmasını fırsat bilen hırsızlar, balkonda bulunan şişi kırıp içeri girdi. Dijital materyallerin çalındığı olayda, maddi değer taşımayan önemli evrakların da hırsızlar tarafından çalınması kafalarda soru işareti bıraktı.
Olayla ilgili konuşan Mehmet Zeki Özer, gazete bürolarının karantina amaçlı kapatılmasıyla 3 yerel gazetenin kendilerine yardımcı olup gazetelerinin baskısını yetiştirdiklerini söyledi.
Hırsızlık olayını büroyu kontrol etmeleri için gönderdiği arkadaşları tarafından fark edilip haberdar olduğunu belirten Özer, olay yerine çağrılan polislerin yaptığı inceleme sonucu hırsızların balkondan girdiğinin anlaşıldığını ifade etti.
"Bütün yönleriyle araştırılmalı"
Özer, "Gazeteler kamu görevi gören kuruluşlardır. Bu hırsızlık kamu görevi yapan kuruluşun adeta mutfağını yok edip gazetenin çıkarılmaması ve kapatılmasına yöneliktir. Bu olay siyasi veya terör olayları gibi bütün yönleriyle üzerinde durulması, araştırılması gereken bir olaydır." dedi.
Yetkililerin hırsızlık olayı ile ilgili sessiz kaldıklarını ifade eden Özer, "Diyarbakır Valiliğine, Emniyet Müdürlüğüne, Cumhurbaşkanı ve Süleyman Soylu'ya sesleniyorum, yerel bir gazeteye hırsızlık süsü verilerek girilmesi basit bir olay değildir. Çünkü gazetemizin bütün arşiv ve dokümanları alınmış. Bugün devletin bir kurumuna yapılan hırsızlığı emniyet güçleri 4 saatte aydınlatıyor ve çalınan malzemeleri bulunuyor. Ama benim malıma 8 gündür zarar verilmiş ve hiç kimse olayın akıbeti hakkında bilgi vermiyor. Hâlbuki ki bir vatandaş olarak can, mal ve ırz güvenliğim anayasal güvence altındadır." şeklinde konuştu.
"Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti herhangi bir kınama ya da destek mesajı yayınlamadı"
Gazetelerinde gerçekleşen hırsızlığın aslında bir saldırı olduğuna dikkat çeken Özer, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nin konuyla ilgili herhangi bir kınama mesajı yayımlamadığını belirtti.
Özer, "Yerel bir gazeteye yapılan hırsızlık aslında bir saldırıdır. Bizi temsil eden Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti başkanlığı tarafından herhangi bir kınama ya da destek mesajı yayınlamadı. Coronavirus testim pozitif çıktığında bile arayıp geçmiş olsun dileklerinde bulunmaya tenezzül etmediler. Böyle bir cemiyetin varlığı ya da yokluğu hiçbir şey ifade etmez. Zaten bu cemiyetin bir yeri dahi yok, kiralık oturuyorlar. Adete bu cemiyet bir rant elde etmek isteyenlerin merkezi haline dönmüştür." dedi.
"Arşiv ve evraklarımın tahrip edilmeden bulunmasını istiyorum"
Gazete bürosunda çalınan materyallerin yanında önemli evrakların da götürüldüğünü belirten Özer, "2 bilgisayar, 3 güvenlik kamerası ve fotoğraf makinası çalındı. Bunların yanında bilgisayarların içindeki hard diskleri ve ana kartlarını da götürmüşler. İşin garip tarafı bütün çekmecelerimizi darmadağın edip evraklarımızı almışlar. Ben götürülen arşiv ve evraklarımın tahrip edilmeden bulunmasını istiyorum. Çevrede birçok işyerinin kameraları bulunuyor. Bu vaka emniyet için çok basit bir olaydır. Bir saatte çözebilecekleri bir hırsızlıktır." ifadelerini kullandı.
"Benzer olaylar kurulduğumuz günden beri farklı senaryolarla karşımıza çıkıyor"
Gazetelerinin kuruluşundan beri farklı şekillerde benzer olayları yaşadıklarını belirten Özer, "Birileri gazetemizi çıkardığımızdan beri bizi doğru yolumuzdan şaşırtmak için uğraşıyor. Aynı tezgâhı 2017 yılında bizzat benim köşe yazımın içine korsan bir şekilde yazı yerleştirerek yapmışlardı. O günlerde Cumhuriyet savcılığından bilgisayarlarımın kontrol edilmesini talep etmeme rağmen ilgilenen olmamıştı." dedi.
Son olarak Diyarbakır'da bulunan yetkililere seslenen Özer, "Biz malımızı ve canımızı devlete teslim etmişiz, onlarda bizi korumak mecburiyetinde. Bir yerel gazetenin bürosuna hırsız giriyor. Vali veya emniyet müdürü arayıp geçmiş olsun dileklerinde bulunma tenezzülünde bulunmuyor. Hâlbuki onlar bu şehrin Hazreti Ömer'idirler. Bir koyun Dicle'nin kenarında kaybolsa sorumlusu onlardır. Ben bu olayın her yönüyle araştırılmasını istiyorum." ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.