Diyarbakır'daki siyasi parti başkanları: Siyonist işgal rejimiyle tüm ilişkiler kesilmeli
Dünya Kudüs Haftası dolayısıyla devletlerin işgal rejimiyle ilişkilerini değerlendiren siyasi partilerin Diyarbakır'daki il başkanları, Türkiye başta olmak üzere tüm Müslüman ülkelerin işgal rejimine karşı tavrını belirlemesi gerektiğini söyledi.
Geçtiğimiz yıl ilan edilen ve Recep ayının son haftasında yapılması kararlaştırılan Dünya Kudüs Haftası, bu yıl 25 Şubat-4 Mart tarihleri arasında çeşitli etkinlik ve programlarla ihya ediliyor.
HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Faruk Dinç, Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Yaşar Aslan, Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin ve Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, Dünya Kudüs Haftası kapsamında İLKHA'ya konuştu.
Siyasiler, önümüzdeki günlerde işgalci siyonist rejim yöneticisi Herzog'un Türkiye tarafından kabul edilecek olmasına tepki göstererek işgal rejimiyle tüm ilişkilerin kesilmesi gerektiğini vurguladı.
Kudüs davasının, İslam ümmeti için sıradan bir mesele olmadığını; imanı ve itikadi bir mesele olduğunu söyleyen Dinç, "Kudüs, sadece Filistinlilerin ve orada direniş gösteren mücahitlerin meselesi tek değil, kelime-i tevhit getiren tüm Müslümanların meselesidir. Kudüs İslam ümmetinin namusudur ve Müslümanlar namusuna sahip çıkması ve muhafaza etmesi gerekir." dedi.
Dinç, "Terör şebekesi israili devlet olarak görmüyoruz. Canilik yapıp insanları katleden, her gün katliamla anılan bir terör şebekesini devlet olarak tanımıyor ve kabul etmiyoruz. İslam ülkeleri, terör şebekesiyle askeri, ekonomik ve siyasi olarak tüm ilişkilerini derhal kesmelidir. Bu Siyonist şebekesini terör rejimi olarak tanımalı ve bağlantılarını kesmelidirler." ifadelerini kullandı.
"İslam ülkelerinin idarecileri birlik halinde hareket etmeleri durumunda israil bu cesareti alamaz"
Ergin ise Dünya Kudüs Haftası'nın Kudüs'te yaşanan zulümlerin son bulması, huzurun ve barışın hâkimiyetine vesile olmasını temenni etti.
Siyonist rejimin, işgalini genişleterek kanunsuz bir şekilde yeni yerleşim yerleri kurduğuna işaret eden Ergin, "Tüm bu yaşananlardan dolayı İslam ülkelerinin sessiz kaldığını görüyoruz. Bizi en çok üzen konudan birisi de bu sessizliktir. İslam ülkelerinin idarecileri birlik halinde hareket etmeleri durumunda israil bu cesareti alamaz. " ifadelerini kullandı.
İşgalci rejim yöneticisi Herzog'un yakında Türkiye'ye gelmesinin beklendiğini hatırlatan Ergin, "Bu ziyareti doğru bulmuyoruz. Bu ziyaret işgali, zulmü ve mağduriyeti daha fazla arttırmalarına cesaret verecektir. israil, zulümlerine son vermeden ve işgal ettiği topraklardan geri çekilmedikçe herhangi bir normalleşmeye kesinlikle girilmemesi gerekir. israil ile beraber gidilen yolda sonuç alınamaz. Halkımızın bu konuda ciddi bir tepkisi söz konusudur. Hükümetin bu konuda tepkisiz kalmaması gerekiyor. İslam coğrafyasında eğer zulümlerin, adaletsizliklerin ve adaletsizliklerin son bulmasını istiyorsak, her ülkenin kendi içerisinde bunu sağlaması ve birlik halinde olması lazımdır." diye konuştu.
"Kudüs meselesi için Müslüman aleminin ve Müslüman ülkelerin bir inisiyatif geliştirememesi en büyük problem oluşturmaktadır"
Yüzyılımızın en önemli meselelerinden bir tanesinin de Kudüs olduğunu dile getiren Altaç da şunları söyledi:
"Kudüs meselesinde, Müslüman aleminin ve Müslüman ülkelerin bir inisiyatif geliştirememesi en büyük problem oluşturmaktadır. ABD, israil ve Avrupa ülkelerinin politikaları olacak ama İslam ülkeleri bu konuda ne yapıyor? Doğrusu burada ciddi sıkıntılarımız vardır."
Kudüs yabana atılacak bir olay değildir; oradaki İslami hassasiyete, değerlere ve bütün Müslümanların değerlerine sahip çıkılması hepimizin üzerinde farzdır, üzerinde hassasiyetle durulması gerekiyor. Bir an önce ABD, batı dünyası ve israilin yaratmak istediği defakto durumun ortadan kaldırması gerekiyor. Çünkü süreç işledikten sonra durumun ortadan kaldırılması daha zahmetli ve daha da mağduriyet arttırıcı bir durum oluyor. Müslüman ülkeler arasında bu işin çözüme kavuşturulması ve dayatılması gerektiğinin kanaatindeyim."
Kudüs'ün bir mescit ve kutsal mekân olmasının yanı sıra Müslümanlar için bir tevhid ve evrensel İslam bilincini temsil ettiğini söyleyen Aslan ise, "Kudüs bu açıdan bizim için vazgeçilmezdir. Hazreti Ömer ve Selahaddin'i Eyyubi bu bilinç kaybolmasın diye Kudüs'ü fethederek İslam dünyasına hediye etti. Müslümanlar bu emanete sahip çıkmadıkları için Suriye, Irak, Afganistan ve son dönemde Libya işgal edildi maalesef. Emperyalist siyonist Yahudiler bununla kalmayarak Suudi Arabistan'ı, Mısırı ve diğer Arap ülkelerini gizli antlaşmalarla adete teslim aldılar. Şimdi sıra Türkiye İran ve Afganistan gibi ülkeleri zor durumda bırakmak için ellerinde ne geliyorsa yapıyorlar. Kudüs ve İslam bilincini yok etmek için siyonistler var gücüyle çalışıyorlar. Hazreti Ömer ve Selahaddin-i Eyyubi gibi biz Müslümanlarında yeni fatihler ve Selahaddinleri çıkarmak zorundayız, Kudüs'ü kurtaracak yeni fatihlere ihtiyacımız vardır." diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.