Doğu Türkistan Âlimler Birliği Genel Sekreteri Hoten: Vahdet yakındır
İTTİHADUL ULEMA'nın daveti üzerine Kudüs için Uluslararası Âlimler Buluşmasına katılan âlimler, bu tür buluşmaların önemine vurgu yaparak "Dünyanın her yerinden âlimlerin bir araya gelmesi gösteriyor ki vahdet yakındır" tespitinde bulundu.
Farklı ülkelerden âlimlerin katıldığı programda konuşan Doğu Türkistan Âlimler Birliği Genel Sekreteri Şeyh Abdulvaris Hoten, tarih sayfalarına bakıldığında 50-60 yıl öncesinden İslam ümmetinin parçalandığını ve sonrasında Kudüs'ün işgal edildiğini söyledi.
Şeyh Hoten, "50-60 yıl öncesine baktığımızda ilk olarak tamamen parçalamışlar, sonra da İslam hilafetini 1924'te yıkmışlar. 1948 yılında da ilk yaptıkları icraat Kudüs’ü parçalamak olmuş. Eğer hilafet yıkılmasaydı, İslam ümmeti parçalanmasaydı israil kesinlikle Kudüs’ü işgal edemeyecekti. Bunun tek nedeni İslam’ın parçalanması ve hilafetin yıkılmasıdır. israil 1948 yılında Kudüs’ü, aynı senede Çin de Doğu Türkistan’ı işgal etmiş. İsrail, Çin veya herhangi bir emperyalist devletin işgal ettiği yerlerde yürüttüğü adımlar vardır. Birincisi âlimleri katletmeleri, ikincisi insanları hicrete zorlamaları üçüncüsü ise kültürleri yok etmeye çalışmasıdır. Bugün buraya dünyanın her yerinden âlimlerimiz gelmiş. Bu da gösteriyor ki vahdet yakındır İnşallah." dedi.
"Gençlerimizin ve çocuklarımızın beynine Filistin meselesini kazımalıyız"
İslam ümmeti tarafından Filistin bilinirken Doğu Türkistan’ın tanınmadığını söyleyen Şeyh Hoten, "Filistin ve Doğu Türkistan meselesinde insan hakları, tüm medya kurumları harekete geçmeli. İslam âleminin âlimlerine bu konuda çok görev düşüyor. Bu konuları insanlara Cuma hutbelerinde, medreselerde ve toplantılarda haykırması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Yeni nesillerin Filistin davasından habersiz yetiştirildiğini söyleyen Afganistanlı Mewlana Abdussabur Abbasî, İslam topluluklarını bekleyen tehlikeye dikkat çekti.
Abbasî, "Bazı kimseler Kudüs’ün ne olduğunu hakiki manada bilmiyor. Özellikle de gençler Kudüs meselesi nedir, bunun farkında değiller. Öncelikle bilmemiz gereken nokta şudur? Gençlerimizin ve çocuklarımızın beynine Filistin meselesini kazımalıyız. Gerçekten de insanlar Filistin ve Kudüs’ten haberdar değiller. Eğer böyle devam ederse on yıl sonra çocuklarımız bize karşı mücadele edecekler." şeklinde konuştu.
"Dünyanın her neresinde olursa olsun zulüm yapılıyorsa buna karşı çıkmamız gerekir"
Kudüs meselesinin toprak meselesi olmadığının altını çizen Abbasî, "Çiğnenen hukuklar, ayaklar altına alınan ırzlar şeref ve namus meselesidir. Maalesef Filistin’de çocuklarımız öldürülüyor, evler yıkılıyor ve insanlar görüşlerinden dolayı cezaevindeler. Fikir, din ve mezhep özgürlüğünden bahsediyorlar ama Filistin’de bunların hiçbiri yok. Dolayısıyla Filistin meselesi hukuk meselesidir. Bu konuda uyanık olmalıyız. Dünyanın her neresinde olursa olsun zulüm yapılıyorsa buna karşı çıkmamız gerekir." dedi.
Abbasî, "Filistin meselesi akidevi-imani bir meseledir ve susan zillet içindedir, izzeti ayaklar altındadır. İslam âlemi içerisinde Arap liderlerine baktığımızda zillet içerisinde olduklarını net bir şekilde görebiliyoruz. Çünkü yahudilerle birlikte hareket ediyorlar. Amerika, Arapları kullanıyor fakat bilindiği gibi Arap liderler onların kurbanı olmuşlar ve aynı zamanda Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliği oralarda laik bir ülke kurmaya çalışıyor. Eğer İslam ülkeleri içerisinde bir birliktelik olsaydı Amerika bunları yapamayacaktı." diye belirtti.
Ehli küfrün İslam'a olan düşmanlıklarını ve saldırılarını ayet ve hadisler ışığında açıklayan Eritre Alimler Birliği Başkanı Dr. Hasan Selman ise, şöyle konuştu:
Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de kafirlerden bahsederken 'Onlar sizi dininizden ayırmadıkları ve uzaklaştırmadıkları sürece rahat bırakmayacaklar, sizden razı olmayacaklar.' buyuruyor. Dolayısıyla bilindiği üzere Kur'an -ı Kerim'in birçok yerinde kâfirlerin emellerinden ve amaçlarından bahsediyor. Bazı rivayetlerde Peygamber efendimize 'Kudüs'ü fethedecek olanlar kimlerdir? diye sorulduğunda Efendimiz, 'Beyt-ül Makdis'te ve onun etrafında olanlar fethedecek', başka bir rivayette de 'Şam’da olanlar' cevabını vermiştir.
Selman, "Önceden haçlıların Kudüs'e saldırıları çok oluyordu şu anda da aynı şekilde Yahudilerin saldırıları oluyor. Aslında İslam ümmetine yapılan en büyük zülüm, hilafetin kaldırılmasıdır. Hilafetin kaldırılmasıyla birlikte tüm İslam devletlerinin bölük pörçük şekilde küçücük devletlere ayrılmasıdır. Peygamber efendimizin bir hadis-i şerifinde 'Öyle bir zaman gelecek ki Müslümanlar bölük pörçük olacak ve düşmanlara alet olacaklar' buyuruyor. Sahabeler 'Ya Resulullah bizm o gün sayımız az mı olacak?' diye sorduklarında Peygamberimiz 'Hayır siz o gün az değil, çok olacaksınız ama denizin üzerindeki köpük gibi olacaksınız.' yanıtını veriyor." İfadelerini kullandı.
"Normalleşme hareketiyle birlikte Filistin'i ümmet meselesinden çıkarıp Arap meselesine dönüştürmeye çalışıyorlar"
"Dünyadaki tüm insanların bildiği ve birleştiği ortak bir nokta var; o da Filistinlilerin zülüm gördüğü, halkının mazlum olduğudur." diyen Selman, terör şebekesinin emellerine dikkat çekerek "İsrailli yetkililer Dicle ve Fırat'ın arasını hedefliyor. Bu iki nehir arasında hayalini kurdukları devleti kurmaktır. Maalesef İslam âleminden olan bazı hain kimseler onlarla birliktelik kurdu ve bu düşünceyi birlikte harekete geçirmek istiyor. Özellikle son dönemde normalleşme hareketiyle birlikte Filistin ümmet meselesinden çıkarılıp Arap meselesine dönüştürmeye çalışıyorlar. Amaçları Filistin'i yalnızlaştırmaktır. Dolaylısıyla bunun farkında olarak bu şuur ve bilinçle hareket etmeliyiz." dedi.
Şu an Filistin'i savunacak bir birlik olmadığını ve bu görevin de alimlere kaldığını belirten Selman "Alimlerin bu konudaki rolleri çok büyüktür, yapmaları gereken şey çoktur. Birçok âlimler birliği var ve bu birlikler Filistin meselesini bir harekete dönüştürmek istiyor ve elhamdülillah şu an bu birliklerin hepsini birleştiren nokta Kudüs davasıdır. Kudüs davası belli bir grubun davası değil; insanlık, adalet, hak-hukuk meselesidir. Bu ulus üstü mücadeleye katkı sağlamak isteyen herkesin hissettikleridir. Bu duyguların yoğunlaştığı hafta Dünya Kudüs haftasıdır." şeklinde konuştu.
"25 ülkede 320 enstitü direk veya dolaylı yoldan Dünya Kudüs etkinliklerine katkıda bulundu"
Etkinliklerin düzenlenmesinin sebebinin iş adamlarının, gençlerin, kadınların, ümmete mensup olan herkesin, insanlığın tarihlerini diri tutarak Filistin meselesini gündem etmeleri ve o şuur ve bilince sahip olmaları olduğunu söyleyen Selman, "Bu etkinliklerin bir diğer hedefi de âlimler birliğinin rollerini aktif hale getirmesidir. Daha önce de bu tür şeylerin olduğunu biliyorduk ama Kudüs haftası etkinlikleri ile birlikte bunu daha canlı daha aktif hale getirmeyi planlıyoruz. Örneğin, şu an içinde bulunduğumuz Kudüs haftasıyla ilgili yaklaşık üç aydır çalışmalarımız sürüyor ve şu an görmüş olduğunuz etkinlik bunlardan bir tanesidir." diye belirtti.
Dünya Kudüs Haftası kapsamında düzenlenen programlara oluşan katılımları aktaran Selman "Perşembe gününden itibaren İstanbul'da başladı ve birçok TV kanalı da katıldı. Daha sonra bu etkinlikler Endonezya, Nijerya, Senegal, Avrupa ve Amerika'ya kadar devam ediyor. Dünya Kudüs haftası münasebetiyle yaklaşık üç yüz yirmi grup ve camia, yirmi beş ülkede 320 enstitü direk veya dolaylı yoldan Dünya Kudüs etkinliklerine katkıda bulundu. Zulmü kabul etmeyen, hak ve adalet mücadelesi veren Müslümanlar bu meseleye desteklerini gösterdi." ifadelerini kullandı.
Selman, "Yine aynı şekilde bu hafta içerisinde Dünya Kudüs Haftası münasebetiyle düzenlediğimiz etkinliklerden bir tanesi de bu ve benzeri konserlerdir. Aynı şekilde bu meseleyi gündeme getirene kadar hutbeler Kudüs'ü ele alacak, Kudüs'ten bahsedecek." dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.