Dost-Der’den Arınç’a 18 maddelik rapor
Mardin Dostluk Eğitim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Dost-Der), dün Mardin’de çeşitli temaslar ve ziyaretlerde bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a 18 maddeden oluşan “Bölge, Çözüm Süreci ve 2015 Genel Seçimleri” konulu bir rapor verdi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, çeşitli temaslarda bulunmak üzere dün Mardin'e gelmişti. Partisi adına düzenlenen iftar programına katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, partisine bağlı olan Yeşilli ve Midyat Belediyelerini de ziyaret ederek çalışmalar hakkında bildi aldı. Valilik ziyaretinin ardından Fuat Yağcı Camii'nde öğle namazı kılan Arınç, buradan AK Parti Mardin il binasına geçti. Yolda karşılaştığı vatandaşlarla ayaküstü sohbet eden Arınç, gündeme dair açıklamalarda bulunmuştu.
Bu arada Mardin ve ilçelerinde faaliyet yürüten Dostluk Eğitim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Dost-Der), Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a bölgedeki sıkıntılarla ilgili 18 maddeden oluşan “Bölge, Çözüm Süreci ve 2015 Genel Seçimleri” raporunu sundu. İşte o rapor…
1.Çözüm Süreci bölge halkını PKK’nın ve siyasi uzantılarının kucağına itmiştir.
2.Çözüm sürecinde PKK ve türevlerinin tek muhatap olarak alınması bölgedeki diğer yapıların görmezden gelinmesine ve yok sayılmasına neden olmuştur. Çözüm sürecinden sorumlu Bakan ve Başbakan Yardımcıları süreç ve bölge ile ilgili olarak Başbakan ve Cumhurbaşkanını yanlış enforme etmişlerdir.
3.Sayın Erdoğan’ın son süreçte “Kürt Sorunu yoktur” “Kobani düştü düşecek” demeçleri ve 6-8 Ekim olaylarını “Kürtler birbirini öldürüyor” şeklinde açıklaması bölgede olumsuz etki bırakmıştır.
4.Hükümete yakın medya HDP’yi Kürt Siyasi Hareketi olarak işlemiş. Sürecin uğruna PKK tarafından bölgede yapılan zulümler görmezden gelinmiştir. Söz konusu medyanın çizdiği tablonum aksine bölgede huzur ortamı oluşmuş değildir. Yatırım yapmayı düşünen iş adamları kararlarını beklemeye almış, bölgedeki memurlar batı illerine tayin isteme eğilimine girmiştir.
5.6-8 Ekim kalkışmasında devletin halkın can ve mal güvenliğini sağlayamadığı ortaya çıkmıştır. 6-7 Ekim’de yaşanan katliam ve olayların siyasi sorumlularından hesap sorulmamıştır.
6.PKK her ne kadar devlet ile ateşkes yapmışsa da silahlarını halka yöneltmiş, onlarca kişi öldürülmüş ve hemen hemen hiçbirinin faili bulunmamıştır. Halk örgüte karşı savunmasız durumda kalmıştır.
7.PKK, tarihinde ulaşamadığı güce bu çözüm süreci sayesinde ulaşmış olup yol kesme, yargılama, adam kaçırma, haraç toplama gibi eylemlerinde en üst eylemliliğe ulaşmıştır.
8.Çözüm süreci sayesinde PKK alan kazanmış olup şehir yapılanmasını en üst düzey örgütlülüğe ulaştırmıştır. YDG-H adı altında örgütlenen PKK’nin gençlik yapılanması buna en bariz örmektir.
9.PKK’nın silah bırakmayacağı Çözüm Süreci mimarları tarafından öngörülememiştir. PKK’nın silah bırakması mümkün değildir. Bu nedenle PKK ile silah bırakılmadan sürecin devam ettirilmemesi gerekmektedir.
10.AK Parti ısrarla bölgedeki Müslümanları görmezden gelmiş, bölge ile ilgili icraatlarda dindarların tavsiyelerine kulak asmamış ve onca uyarıya rağmen PKK türevi partileri büyüttükçe büyütmüştür. Onları Kürt meselesinde yegâne muhatap yapıp karşısına oturturken de muhataplıktaki ilkesizliklerini görüp bağırırken de onları sürekli gündemde tutmuş ve neredeyse Kürt halkını onların kucağına itniştir. PKK’yı kabul etmeyen bölgedeki diğer insanlar, mal ve can güvenliği sağlanmadığından PKK’ya yanaşmıştır. Korucular dahi güvenlik endişesi ile onlardan görünmek zorunda kalmıştır.
11.Bölgede yaşayan dindar insanların önü siyasi ve ekonomik olarak açılmamıştır.
12.Parti teşkilatlarında yer alan kişiler çoğunlukla dava kaygısına sahip insanlardan oluşmamaktadır. Daha çok kişisel menfaat ve kaygılar ön plana çıkmaktadır. Mücahitler müteahhitlere dönüşmüştür.
13.Milletvekili aday listeleri hazırlanırken adeta temayül yoklamalarıyla dalga geçilmiş, toplumda karşılığı olmayan kişiler listelere alınarak toplum “göbeğini kaşıyan” bir konuma indirgenmiştir.
14.Seçim çalışmaları sırasında HDP silahların gücünden faydalanmış, anket adı altında tespitler yapılarak kendilerine oy vermeyecek insanlar baskı altına alınmıştır.
15.Seçimin en önemli aşaması olan sandık güvenliği gerek kolluk kuvvetleri gerek partili sandık görevlileri tarafından ihmal edilmiştir. Sandıklar HDP’li görevli ve müşahitlerin insafına bırakılmıştır.
16.Seçimde yapılan usulsüzlükler medyaya delilleri ile beraber yansıdığı halde ilgili kurumlarca dikkate alınmamış ve işlem yapılmamıştır. Seçime katılım oranı Türkiye genelinde yüzde 83 iken bölgede katılımın yüzde 93 olarak gerçekleşmesi aslında hazır olmayan seçmenin oylarının kullanıldığının göstergesidir.
17.Çiftçilerin doğrudan gelir desteğine binlerce çiftçi göz ardı edilerek TEDAŞ lehine bakanlar kurulu kararı ile bloke konulması ve akabinde gelen elektrik kesintileri bölge insanını HDP’nin etki alanına koymuştur.
18.Seçimden sonra Kürtler ihanet etti gibi söylemlerin dillendirilmesi, Kürtlerin nankörlük gibi ithamlarla suçlanmaları Kürtleri iyice örgütün kucağına itecektir. (M. Salih Keskin – İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.