Efkan Ala’ya ‘Adil Öksüz’ sorusu
Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu üyelerinin Adil Öksüz’e ilişkin sorduğu soruya daha önce böyle bir ismi görmediğini ve duymadığını söyledi.
Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonda üyelerin sorduğu soruları cevaplayarak darbe gecesinde yaşananları anlattı.
FETÖ’nün, hükümet aleyhine dinleme faaliyetlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Davos’ta Şimon Peres’e ‘One minute’ tepkisinin ardından başladığını söyleyen Ala, Onu munite’ten birkaç ay sonra bu örgüt hükümet aleyhine belge, bilgi toplamaya, dosyalar açmaya, dinlemeler yapmaya başlamış. Daha sonra başka partilerde de yaygın dinlemeler yapmış. Devasa bir örgüt haline gelmiş. Yılda ortalama 250 bin kişiyi dinlemişler. Bir kişi hakkında birkaç karar alındığı olmuş. Dinleme kararlarının sayısı yılda 500 bine varıyor. Bir kişinin ortalama 10 kişiyle konuştuğunu düşünürseniz varın siz hesap edin dinlenen kişi sayısını.” dedi.
Adil Öksüz sorusu
Komisyon üyelerinin Adil Öksüz’e ilişkin sorduğu soruya ilişkin ise Ala, şöyle cevap verdi: “Bu soruyu çok ayıplıyorum. Emniyet, jandarma bana bağlı onu gözaltına alan biziz onu da Adalet Bakanlığı’na soracaksınız. Soruşturma açıldı bırakan hakimlerle ilgili. Birisi bırakıyor, sonra savcı itiraz ediyor, hakimler hakkında da soruşturma açıldı. Yargının serbest bıraktığını emniyet tutabilir mi? Ben de ne gördüm ne duydum ne de tanıyorum.”
Bakanlıktan istifasına ilişkin soruya ise Ala, “Bu bir değişimdir, dönüşümdür. Bugün buradayız, yarın başka bir görevde oluruz. AK Parti bir davadır. Bu davada insanlar bir şey olmak için değil, bir şey yapmak için çalışır. Belki de ben şu an çok daha önemli bir şey yapıyorumdur.” şeklinde cevap verdi.
Ala, "Adil Öksüz'ü emniyet yakaladı ve yargı bıraktı. Sonuçlarını hepimiz göreceğiz. Ben bu şahsın yakalanması için iki ayrı birim kurdum sadece bunu yakalasınlar diye. Bunlardan biri jandarma, biri emniyette. Umarım neticelenir.” diye belirtti.
Darbe gecesinde yaşananlar
Ala darbe gecesinde yaşananları şöyle anlattı. “Ben Erzurum'daydım, Sağlık Bakanımızın kardeşi vefat etmişti. Akşam sularında başsağlığı dileklerinde bulunduk ve oradan 21.20'de tarifeli uçakla Ankara'ya hareket ettik. Biz Ankara'ya indik saat 23.00 sularında. İner inmez uçakta telefonlar açıldı ve koruma müdürü 'darbe oluyormuş' dedi. Bu sırada MİT Müsteşarı Hakan Fidan aradı. Nerede olduğumu sordu ve durumu söyledi. Uçaktan indikten sonra havalimanında bakan yardımcımızla, danışmanlarla, diğer arkadaşlarla değerlendirme yaptık. Emniyet Genel Müdürü'nü ve jandarmayı aradım, kesinlikle Türkiye sathında silahla karşı koyulacağı talimatını verdim. Kesinlikle Türkiye'yi bunların eline bırakma gibi bir ihtimal yoktur. Sayın Cumhurbaşkanı'nı, Başbakan'ı aradım, görüşmelere başladık. Belediye başkanları, valilerle görüştüm. Bakanlarla görüşmelerim oldu. Ulaştırma Bakanımız'la özel harekat polislerinin Ankara'ya sevkiyatıyla ilgili görüşmelerimiz oldu. Havalimanından meseleye vaziyet ediyoruz. Belli bir zaman geçti, Emniyet Genel Müdürümüz özel harekat polislerini bombaladıklarını ve başka yerlere bomba attıklarını söyledi, vatandaşın da desteğine ihtiyaç duyduğumuzu bildirdi. Ben de NTV'yi aradım. Bu arada Sayın Cumhurbaşkanımız konuşuyor. Sonra ben devreye girdim. Sayın Cumhurbaşkanımız'la aynı çağrıyı yaptık.”
Daha sonra Özel Kuvvetler Komutanının aradığını, harekete geçeceğini ve yetki istediğini söylediğini aktaran Ala, Özel Kuvvetler Komutanına, “Hükümet adına söylüyorum, Cumhurbaşkanı adına da söylüyorum, bütün bunlara karşı koyma konusunda her türlü yetkiye sahipsin.” dediğini belirtti.
Ala, “Bursa'daki alay komutanı gözaltı alındı, onun cebinden illerde görevlendirdikleri sıkıyönetim komutanlarının isimleri çıktı. Bunları bize gönderdiler. Ben de aynı anda jandarma kısmında olanları görevden aldım. Sabaha karşı Sahil Güvenlik Komutanını da görevden aldık. Havalimanında iken TBMM ve Külliye'nin de bombalandığı söylenince, acaba bir şey, bir yöntem bulabilir miyiz diye MİT Müsteşarı aradı. Değerlendirmeler sonucunda, bu uçakları en azından tedirgin edecek silahları sevk ettik hem Meclis'e hem Külliye'ye hem Başbakanlığa. TÜRKSAT'a da ikinci bir hamleyi önlemek için henüz fabrikada olan Ejder zırhlısını oraya gönderdik. Helikopter geldiğinde ateş etti aşağıdan ve helikopter bir daha gelmedi.” diye konuştu.
1980'lerin sonunda İngiltere'de çekilen bir fotoğrafa ilişkin soru üzerine de Ala, "Kaymakamlığa girdiğimiz yıl. İngiltere'ye gitmişiz, herkes birbiriyle resim çektiriyor. Biz AK Parti hükümetleri olarak bir örgüt suç işlemeye başladıktan sonra haddini bildirmişizdir. Suç işlemeden bir şey yapmadık. Suç işlediler de biz mi bir şey yapmadık?" ifadesini kullandı.
AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan'ın, "Haksız ikramiye ve para ödülü aldıkları iddiaları doğru mudur?" sorusuna Efkan Ala, "Haksız ikramiye aldıkları doğrudur. Bu konuda soruşturma açtık, sonrasını bilmiyorum, soruşturma sonuçlanacak." yanıtını verdi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.