Tek sermayeleri sırtlarına vurdukları semerleri olan hamallar, artık geçmişe göre ekonomik olarak çok daha zor durumdalar. Mardin’in dar ve yokuşlu sokaklarında yüz kiloyu aşkın yükleri sırtlarında taşıyan hamalların herhangi bir sağlık güvencesi de bulunmazken, buna rağmen bu işi yapmak zorunda kaldıklarını ifade ediyorlar.

Vefat eden babasının 50 yıl hamallık yaptığını ve kendisinin de 35 yıldır geçimini bu işten sağladığını belirten Şevket amca (62), dünyanın yükünü sırtında taşıdığını söyledi.

Mardinlilerin kendisini "Hamal gel gel" diye çağırdığını anlatan Şevket amca, "Malumunuz Mardin, bir dağın tepesine kurulmuş. Yolları dar ve merdivenlidir. Bu nedenle geçmişten günümüze kadar eşyalar hamallar vasıtasıyla taşınıyor. Benim babam yaklaşık 50 yıl hamallık yaptı ve vefat etti. Ben de 35 yıldır bu işi yapıyorum.  Buzdolabı, çamaşır makinesi, diğer ev eşyaları ve yiyecek olsun ne olursa taşıyoruz. Evden eve eşya taşıyoruz, esnafın eşyalarını taşıyoruz, halkın çarşıdan aldığı malzemeleri taşıyoruz. Yenişehir’e kadar eşya taşıdığımız oluyor. Ama şu an işler çok durgun. Vatandaş alış veriş yapmayınca bizler taşıyacak bir şey bulamıyoruz. Sabahtan akşama kadar boş boş geziniyoruz. Çoğu gün siftah bile yapamıyoruz.  Sabah 09.00’dan akşam 17.00’ye kadar çalışıyoruz. Yaz-kış demeden iş çıktıkça o yokuşlara tırmanıyoruz." dedi.

"Hamallık insanı çürütüyor"

Eskiden işlerinin çok iyi olduğunu, günde bazen 100 TL kazandığını anlatan Şevket amca, ancak şimdi iş olmadığı için karınlarını dahi doyuramadığını söyledi. Şevket amca, "Mardin’de şu an iş yok, işsizlik desen hat safhada… Zaten bu yaşlı halimle kim beni işe alır ki… Okuma yazmam yok, okul da okuyamadık, ancak hamallık yaparak geçimimi sağlayabiliyorum. Mecburiyetten bu işi yapıyorum. Çünkü evimde beni bekleyen eşim ve 3 çocuğum var. Onlara bakmak zorundayım. Evimin geçimini işte böyle yük taşıyarak sağlayabiliyorum. Tabi hamallık gerçekten çok zor, birkaç kez ameliyat oldum. Bel fıtığı var, kulaklar artık eskisi gibi duymuyor, bacaklarım ağrıyor. Bu meslek çok zordur. Bu işi yapan insanlar yaşları ilerledikçe hastalıkları çoğalıyor." diye konuştu.

Ekmek parası için çalışmak zorunda olduğunu söyleyen Şevket amca, 120 kiloya kadar yük taşıdığını ifade ederek şunları söyledi: "Kışın soğuğunda da yazın sıcağında da çalışmak zorunda kalıyoruz. Ama en çok yaz aylarında hava sıcaklığından etkileniyoruz. Para kazanmak çok zor, sağlık güvencesiz bu işi yapıyoruz. ‘Bu işten memnun musunuz?’ diye sordun, valla memnun değiliz ama mecburuz da… Mesleğim yok, okumam yazmam yok. Ne yapayım hamallıktan başka." (M. Salih Keskin – İLKHA)