Etiyopya'da Müslümanlara Sistematik Baskılar
İnsan hakları örgütlerince hazırlanan raporlarda Etiyopyalı Müslümanların sistematik olarak dışlanıp baskılara maruz kaldığı vurgulandı Müslümanlara ait en büyük merkezin kapatıldığı ülkede, 19 aydır protesto eylemleri düzenleniyor.
Etiyopyalı Müslümanların karşı karşıya kaldığı sistematik baskılar, çeşitli uluslararası insan hakları örgütlerinin raporlarına yansıdı.
Etiyopya merkezli ve uluslararası bazı insan hakları örgütlerince hazırlanıp kamuoyuyla paylaşılan raporda, ülkedeki Müslümanlara yönelik devletin baskısı ve 1990 yılında yaşanan gerilla savaşının akabinde iktidara gelen cuntanın o tarihten bu yana Etiyopya'yı yönettiğine dikkat çekildi.
Şeffaf olduğu iddia edilen seçimlerde % 99,7 gibi oy oranıyla aynı kişilerin yeniden seçildiğini 2010 sonrasında baskıların devam ettiği belirtilen raporda, başta eğitim kurumları olmak üzere, ordu ve diğer resmi görevlerden sistematik olarak dışlanan Müslümanların dinlerini yaşamaları, resmi ve sivil alanda faaliyet göstermelerinin önünde ciddi engeller konulduğuna değinildi.
-"19 aydır devam eden gösteriler"
Hükümetin, Müslümanların iç işlerine müdahalelerine karşı çıkan, haklarının geri verilmesi talebiyle gerçekleştirilen "barışçıl gösterilere" sert müdahalelerle bastırmaya çalışması nedeniyle durumun daha da kötüleştiği belirtilen söz konusu raporda, şunlar kaydedildi :
"Baskılar arttıkça gösteriler de büyümeye ve artmaya başladı. Daha fazla insan başkent Addis Ababa'daki Envar isimli büyük camide bir araya gelerek gösterileri sürdürdü. Bu zamandan beri, 19 ayı aşkın süredir devam eden barışçıl gösteriler Etiyopya'nın önde gelen tüm şehirlerini kapsadı. Buna karşın polis ve hükümet güçleri, Müslüman göstericilere saldırarak bazı vatandaşları öldürdü, aktivistleri, alimleri ve basın mensuplarını tutukladı. Bunlara cezaevlerinde işkenceler yapıldı ."
-"Hükümetle müzakere yapmak isteyenler dahi tutuklandı"
Avoliya Külliyesi'nin kapatılması üzerine başlatılan barışçıl göstericiler ile hükümet yetkilileri arasındaki müzakereleri gerçekleştirmesi için Müslüman temsilcilerden bir heyet oluşturulduğu kaydedildi. Hükümetle birkaç kez görüşmeler yapan heyet üyelerinin kısa bir süre sonra güvenlik güçlerince tutuklandığı ve bir yıldan bu yana cezaevinde olduğu vurgulanan raporda, "Anti-terör Yasası" çerçevesinde suçlanan bu kişilerin, aleyhlerinde yeterli delil olmamasına rağmen tutukluluklarının devam ettiği ifade edildi.
Raporda benzer suçlamalarla tutuklanan Dessie kasabındaki cami imamları ve Müslüman alimlerini "delil yetersizliği" dolayısıyla savcılıkça serbest bırakıldığı da aktarıldı.
Raporda ülke çapında milyonlarca Etiyopyalı Müslümanın katılımıyla devam eden barışçıl gösterilere yönelik baskılar sonucunda göstericilerin yanı sıra çok sayıda Müslüman alim, imam, gazeteci ve öğrenci aktivistlerin de tutuklandığı kaydedildi.
-Sosyal medyada kamuoyuyla paylaşıyorlar
'Dimtsachin Yisema' isimli Etiyopyalı Müslümanların sivil ve dini hakları protesto hareketi ise sosyal medya ve internet üzerinden ülkede yaşananları kamuoyuyla paylaşıyor.
AA muhabirine bilgi veren aktivistler, yasalara göre seçimlerle gelmesi gereken Etiyopya Diyanet İşleri Yüksek Konseyi'ne üyeleri dayatan hükümetin burayı kontrol altına almaya çalıştığını ifade ederek, "Öyle ki ismini Muhammed, Mahmut diye değiştirip de burada hükümet için çalışan Hristiyan vatandaşlar bile bulunuyor" iddialarını dile getirdi.
Adlarının açıklanmasını istemeyen bir aktivist de yaşananlarla ilgili şunları anlattı:
"Lübnan merkezli tasavvufi bir hareket gibi kendisini lanse eden ama gerçekte Şii anlayışına sahip Ahbaş Cemaatinin görüşleri Etiyopyalı Müslümanlara dayatılmaya çalışıyor. Bunun için hükümet tüm imkanlarını seferber etmiş durumda. Bu da yetmezmiş gibi Etiyopyalı Müslümanların tek merkezi olan başkent Addis Ababa'daki Avoliya Külliyesi'ni 2011 yılında çeşitli iddialar öne sürerek kapattı. Bünyesinde hafızlık merkezi, stadyum, 6 katlı bir hastane, eğitim merkezi, kültür merkezi, yetim merkezi, düğün salonu, binlerce öğrencinin okuduğu anaokuldan liseye kadar okullar bulunduran Avolya Külliyesi bir sivil toplum kuruluşu gibi çalışmaktaydı. Buradaki faaliyetleri kontrol etmeye çalışan ama başarılı olamayan hükümet usulsüzlükler yapıldığını öne sürerek burasını kapattı. Buna ve uygulanan müdahalelere karşı çıkan Etiyopyalı Müslümanlar barışçıl gösteriler, imza kampanyaları ve eylemler aracılığıyla hak talebinde bulundu ."
-Uluslararası tepkiler
Ocak 2012'de Müslüman toplumun hükümetle müzakerelerde bulunmak için bir komite oluşturduğunu yazan Uluslararası İnsan Hakları Örgütü (HRW) 15 Ağustos 2012 tarihli raporunda,"1 gazeteci, 9 dini lider ve aktivist ile komitenin 7 üyesi dahil olmak üzere toplam 17 önde gelen Müslümanın tutuklandığını" belirtti.
2011'den bu yana Etiyopya Hükümeti'nin gazeteciler, aktivistler, din adamları ve muhalif üyelerden onlarcasını "Anti-terör yasaları" çerçevesinde mahkum ettiğini belirten Ağustos 2013 tarihli Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) raporunda da Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) gibi teşkilatlar da Etiyopya Hükümeti'ni, uyguladığı baskılardan ötürü eleştirerek, tutuklu gazeteci ve aktivistlerin serbest bırakmasını istedi.
Etiyopya'ya gelen ve yaşananları kınayan Avrupa Birliği'nden bir heyetin ise cezaevlerindeki aktivistleri ziyaret etmesine izin verilmediği belirtildi.
Amerika Uluslarası Dini Özgürlükler Komisyonu da temmuz ayında yaptığı açıklamada, Etiyopya'da tutuklulan "dini özgürlüğü savunan" kişilerin serbest bırakılmasını istedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.