Abdulhakim SONKAYA

Abdulhakim SONKAYA

Evlere Kapılardan Girme Hareketi

Allah(c.c); “İyilik, evlere arkasından gelmeniz değildir. Allahtan korkun ve evlere kapılarından gelin” (Bakara:189) buyurur. Ev; insanın barınağı, ailesi ve korunağıdır. Aynı zamanda ev, insanın sırrı ve kalbidir.

Allah(c.c); evlere arkadan değil, kapıdan girilmesini emrediyor. Ayeti kerimede geçen ve arka manasında olan “zahir” bunun yanı sıra; yüzeysel boyut, güç ve üstünlük gibi manalara gelir. Buna göre evlere arka taraftan gelmek oraya zorla girmektir. Yüzeysel amaçlarla, zahiri sebeplerle, kandırarak ve iki yüzlülükle evlere girmektir.

İslam, fetih dinidir. Girdiği yere ancak kapıdan girer. Asla bir yere arka taraftan girmez. Fetih, kapıdan gelerek bir yere girmektir. Eğer bir yere kapıdan girilmemişse orası işgal edilmiştir. Orası istila edilmiştir. Aşk ve özgürlük ancak evlere kapılardan girmekle gerçekleşir. 

Zahir, bâtının zıddıdır. Zahir; şekil, arka taraf (zahr), güç (zahr’ı güçlü) manasındadır. Buna mukabil bâtın, iç ve ön taraftır (batn). İslam; hukukta zahiri, imanda ise ihlası yani bâtını önemser. Evlere zahirden, arka taraftan girmek, görünüşte iyi görünerek evlere girmektir. Evlere arka taraftan girmek; sahte vaatlerle, dünyevî vasıtalarla evlere-kalplere girmektir. Aşka ve sadakate dayalı olmayan her ilişki evlere arkadan girme sonucunu doğurur.

 Zahir; açıkta olan manasındadır ama önün zıddıdır. Demek ki, evlere zahirden girmek, açıktan görünerek gizli girmektir. Farklı bir hesap ve amaçla girmektir. Buna göre evlere arkadan girmek, kendini gizleyip açıktan girmek veya gizli girip kendini sonradan açığa çıkarmaktır. Nitekim bir ilişkide bir insanın iç yüzü sonradan net bir şekilde açığa çıkabiliyor. Neticede bütün bu durumlar, işgaldir, istiladır. Bu nedenle Allah(c.c); “iyilik, evlere arkadan gelmeniz değildir” buyurur. Oysa İslam, evlere açıktan girer, halis niyetle girer. Emniyet ve selametle girer (Nur:61).  

İslam’a aykırı ameller ve düşünceler, evlere arka taraftan girmiştir. Zahirde kendilerini iyi göstererek, insanları kandırarak girmişlerdir. Bunlar istilacıdır. Onlara kapı açılmamış, evlere arkadan girmişlerdir. Bunlar, evleri ve kalpleri işgal etmişlerdir. Ama Allahın zaferi ve fetih geldiği zaman insanlar fevç fevç Allah’ın dinine girer. Burada fetih, haşa işgal değildir. Yani insanların kalplerinin, evlerinin kapıları açıldığı zaman insanlar akın akın İslam’a girer. Zafer; Peygamber (sav)’in ordusuyla Mekke’ye girmesi, fetih ise insanların kalplerini ve evlerini İslam’a açmalarıdır.

Evlere kapıdan girmek yani insanı fethetmek sadece İslam’ın ve Müslümanların vasfıdır. Onlardan başka kimsenin böyle bir vasfı yoktur. Kapı manasındaki bap, aynı zamanda konu ve mesele-örneğin kitabın babı-manasına da gelir. Demek ki evlere kapılarından-baplarından girmek; başka hesaplarla değil, evin meselelerini halletmek, kalpteki meseleleri, düğümleri çözmek, şüpheleri gidermek için evlere girmektir. Bu nedenle ancak İslam fetheder. Sadece İslam, kalplerdeki, evlerdeki meseleleri baplarından girerek çözer. Böylece insanların kalbi fethedilerek, zafer fetihle taçlanır.

“Allahın zaferi ve fetih geldiği zaman insanlar fevç fevç Allah’ın dinine girer” (Nasr:1-2)ayetinde buyurduğu üzere Allah(c.c), “zaferi ve fethi” birlikte zikretmiştir. Zafer, daha çok askerî bir karakter taşır. Peygamber(sav) zaferle Mekke’ye girdikten sonra bu sefer fethe önem vermiştir. Çünkü Peygamber(sav) biliyordu ki, insanların kalplerinin kapılarından girmeden fetih gerçekleşmez. Fetih olmadan zafer; askeri bir başarı olarak tarihteki yerini alır. Bütün dinler, bütün ideolojiler zaferle yetinir. Onlar için fethin önemi yoktur. Önemli olan bir yere girip üstünlüğünü kabul ettirmektir. Oysa İslam bununla yetinmez. Orayı fethetmeyi esas alır. Bunun için de evlere kapıdan girer. Bu nedenle fethin mağlubu yoktur  her durumda galibi vardır. Fetihte herkes galiptir. Zaferde taraf vardır ama fetihte taraf yoktur. Çünkü fetih, herkesin azat olmasıdır. Herkesin kalbinin, evinin nurla dolmasıdır.

Kapı, geçiş noktasıdır. İçe oradan nüfuz edilir. Yani insanların kalplerinin anahtarı ellerinde olduğu için Müslümanlar fatihtir. Oysa başkalarının elinde kilit yoktur. Bilirler ki kapıları açamazlar. Bu nedenle evlere arkadan girerler. Küfrün, hileyle, cebirle girip işgal ettiği evlere biz, kapılardan fetihle gireceğiz. İşgalcilere, istilacılara karşı bir fetih hareketi başlatmamız gerekir. Anahtar Müslümanlardadır. Evlere arkadan gelmeleri onlara yakışmaz. Evlere kapıdan gelmek; bireysel ilişkide dostluğu, eşler arasında aşkı, toplumsal ilişkide özgürlüğü temsil eder. Türkiye’de herkesin kalbine, evine kapıdan yaklaşacak ve kapıdan buyur edilecek bir harekete ihtiyaç vardır. İdeolojiye, taassuba, hevaya ve dünyevî çıkarlara dayalı hareketler evlere ancak arkadan girer. Binaenaleyh onlar işgalcidir, istilacıdır. Bir an önce onları oradan çıkararak evleri-kalpleri özgürleştirmek gerekir.

Zafer ve fetih için çalışan Müslümanlara selam olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.