Evrensel insanlık adına Yasin Börü’ye sahip çıkmalıyız
Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Riyad Güneş ve Hasan Gökgöz'ün katil zanlılarının Ankara Adliyesinde yargılandığı davanın 4'üncü duruşmasına katılan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, Yasin Börü ve arkadaşlarının bir insan, bir Müslüman ve bir şehi
Ankara’da görülen Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Riyad Güneş ve Hasan Gökgöz'ün katil zanlılarının yargılandığı davanın 4'üncü duruşmasına katılan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, burada halka hitap ederek Yasin Börü ve arkadaşlarının bir insan, bir Müslüman ve bir şehit olduğu için sahip çıkılması gerektiğini belirtti.
Yavuz, "Allah’ın peygamberden sonra en yüce mertebe olarak tanımladığı, kanı bereketli olan, ümmetin unsurlarını bir araya getiren, vahdete, ittihada ve ittifaka vesile olan bir değer olması itibariyle, şehit olması itibariyle Yasin Börü ve arkadaşlarına sahip çıkmamız gerekiyor. İnsanlık adına sahip çıkmamız gerekiyor çünkü Yasin, içinde yaşadığı toplumun ihtiyacını yüklenmişti. Bu, insanlara hizmet etme görevidir. Sadece Kürt coğrafyasında değil, Türk coğrafyasında, Arap coğrafyasında dünyanın birçok yerinde insanın bozulmayan evrensel değerleri adına bu görevi gördüğü için Yasin Börü ve arkadaşlarına sahip çıkmalıyız.” dedi.
"Yasin Börü, kanıyla neye hizmet ettiğini göstermiştir"
“Bu bir partinin, grubun, hizbin, mesleğin veya bir meşrebin vazifesi değil. İnsanlık görevini yerine getirdiği için bütün insanlık adına sahip çıkmalıyız.” diyen Yavuz, "İslam coğrafyasının farklı yerlerinde gereksiz ayrılık ve tefrika içerisine girildiği bir zamanda, yaşı küçük ama velayet makamı çok büyük olan Yasin kardeşimiz, Ankara’nın göbeğinde, şu çok değerli temsilcilerin katılımıyla, birçok İslami cemaat ve cemiyettin, sivil toplum kuruluşlarının, mesleğin ve meşrebin temsilcilerini bir araya getirerek, kendi kanının neye hizmet ettiğini, hangi anlayışa hizmet ettiğini, İslam ümmetinin en fazla ihtiyacının olduğu, birlik ve beraberliğin sağlamış olduğunu görmekteyiz.” diye konuştu.
Ankara’da görülen Yasin Börü ve arkadaşlarının dava duruşmasına katılan Doğru Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş ise İslam’a karşı inatla direnen örgütün sadece bizim coğrafyamızda kaldığına dikkat çekti.
Göktaş, Libya’da, Fas’ta, Cezayir’de, Lübnan’da ne kadar örgüt varsa büyük bir ekseriyetinin İslam’a yöneldiğini hatırlatarak, sadece İslam’a karşı inatla direnen örgütün bizim coğrafyamızda olduğunu vurguladı.
"Sosyalizm, Marksizim Kürdistan coğrafyasında yer bulamaz"
Göktaş, “Edep ve kurban ile savaşıyorlar. Geleceklerine inanıyorum. Onlarında bir gün İslam’a teslim olacaklarına inanıyorum. Allah, Diyarbakır’da son kıldığı Cuma namazının devamını getirsin inşallah. Allah, onları en kısa zamanda İslam’ın saflarına çeksin inşallah. Gidecekleri başka yerleri yok. Dünyada modası geçmiş, çöpe atılmış, kullanım değeri kalmamış sosyalizmi, komünizmi, Marksizmi İslam’ın ana yurdu olan coğrafyamızda yeri yoktur. Allah ile savaşıyor, peygamberiyle savaşıyor. Kur’an ile savaşıyor, Yasin ile savaşıyor. Eğer bunu Kürdistan’a yaymak istiyorlarsa boşuna uğraşıyorlar. Kürdistan bu yabancı dokuyu asla kabul etmeyecek.” dedi.
Göktaş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Onun için şuanda hakkı hakikati göremeyen insanlara İslam’ın yolunu gösteriyoruz. Buraya gelin diyoruz. Bu insanlar bu şehitleri unutmaz. Biraz sabırla bekleyeceğiz. Çünkü bunların gideceği yerleri yoktur. Diyarbakır insanı, yüzünden meymenet olmayan şımartılmış 14-15 yaşındaki bir çocuğun, gelip eli yüzlü nurlu bir ihtiyarı kepenk indirmesi için azarlıyor ve tokat atıyor. Bu coğrafyanın insanını rencide ediyor. Diyarbakır insanı bunu kabul etmiyor.”
Göktaş, herkes, yapılan bu canavarlığın, bu adilliğin bu coğrafyada tutmayacağının farkına varacağını ifade ederek, “Nasıl ki bir zamanlar FKÖ diye başladı. Sosyalizmle başladı. Yaser Arafat ile başladı ve bu yarış nasıl Hammas ile bitmişse, biz inanıyoruz en kısa zamanda Allah’ın izniyle bu coğrafyada İslam’ın renginin hakim olacak. İstiyorlarsa kendilerini bir test etsinler. PKK/PYD/HDP’ye sesleniyorum! Allah için bir defa laillaheillallah desinler, batının nasıl yardımının kesildiğini görecekler. Amerika’nın, Rusya’nın yardımının kesildiğini görsünler ve o zaman hak yolun nerede olduğunu görecekler.”diye konuştu.
"Eğer bugün bu coğrafyadaki örgütlere, ABD, Rusya, İsrail ve batı destek veriyorsa bu Kürtlerin karakaşına hayran oldukları için değil." diyen Göktaş, "LGBT’li olduğu için, ahlaksız olduğu için İslam ile savaştıkları için veriyor. Zaten kendilerini batıya öyle pazarlıyorlar. Biz olmazsak İslam gelecek diyorlar." ifadesini kullandı.
Her şeye rağmen İslam’ı kabul eden herkese kapılarının açık olduğunun altını çizen Göktaş, batıdaki sağ-sol davasının doğudaki sağ-sol gibi olmadığını anımsatarak, “Eğer onlar İslam derlerse, yanlış yaptık derlerse, Allah’ım bizi affet et derlerse, biz Peygamberin yolundan gelen insanlar olarak kapılarımız her zaman açıktır. O coğrafyanın rengi İslam’dır. İslam dışında hiçbir renk orada kendini kabul ettiremeyecek." diye belirtti.
"Gelecekler çünkü gidecek başka yerleri yoktur"
Göktaş konuşmasını şöyle sürdürdü: "Burada Yasinlerin intikamı adına değil, sizi galeyana getirmek için değil, sabır edin. Kürdistan’daki sağ ve sol batıdaki sağ ve sol gibi değil. Çünkü Türkiye’nin batısındaki sağ ve solun ilçeleri ayrı, köyleri ayrı, fertleri mahalleleri ayrıdır. Ama Diyarbakır, Batman, Mardin de aynı evin içerisinde birisi PKK’lı, birisi Hizbullah’ı birisi Peygamber sevdalısıdır. Onun için bunlar mutlaka birbirine geçiş yapacaklar. Ben bir tek Hizbullah mensubunun PKK’ye geçtiğine şahit olmadım. Fakat tanıdığım birçok insan, dönmüştür, gelmiştir. Allah demiştir. Dikkat ediniz Kutlu Doğum haftaları geliyor. O meydanlarımızı siyah çarşaflı kızlarımızın doldurduğu kadar bir o kadar da öbür taraftan beyaz başörtülü kişiler gelecek ve geldikleri zaman bir daha dönmeyecekler. Bunu da biliniz. İzleyin ekranlara iyi bakın. Diyarbakır’daki nevruz alanına iyi bakın. Gelecekler çünkü gidecek başka yerleri yoktur. Onları bekliyoruz.” şeklinde konuştu.
Dava avukatlarından Emin Güneş ise bu bir insanlık soykırımı olarak kabul edilerek, azmettiricilerinde yargılanması gerektiğini vurgulayan bir konuşma yaptı.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.