FETÖ bu sistemin de bir yansımasıdır
Hizbut-ut Tahrir Şanlıurfa Temsilcisi Said Doğan, 2007-2012 yılları arasında FETÖ/PDY tarafından kendisine yaşatılan mağduriyet hakkında İLKHA’ya konuştu.
Hizbut-Tahrir Şanlıurfa Temsilcisi Said Doğan, sistemin bir yansıması olduğunu söylediği FETÖ’nün yargı ayağındaki hâkim ve savcıların başına buyruk kararlarının kendisine yaşattığı mağduriyeti İLKHA’ya anlattı.
FETÖ ilişkili yargı mensupları eliyle 2007-2012 yılları arasında “Gelecekte cihad ilan ederler” niyet okumasıyla kendisine 6 yıl 3 ay hapis cezası verilen Said Doğan, yaşadığı mağduriyet hakkında şöyle konuştu:
“15 Temmuz’dan sonra öyle bir süreç yaşadık ki, 15 Temmuz’dan önceki birçok olayın faili FETÖ terör örgütü olduğu görüldü. 2000’den beri birçok insanı sebepsiz yere mağdur ettiler. Bunlardan biri de benim. 2007 ile 2012 yılları arasında Hizbut-ut Tahrir’in İslami hilafet devletini hedeflediği ve benim de üye olduğum gerekçesiyle ve herhangi bir şiddeti benimsememe rağmen su-i zanda bulunuldu. Geleceğe yönelik çıkarımlarla, ‘cihad ilan ederler’ diye hukuksuz bir şekilde Hizbut-ut Tahrir terör örgütü olarak değerlendirip, bana da terör örgütü üyesi olmaktan yaklaşık 6 yıl 3 ay ceza verildi.”
“FETÖ birçok insanı mağdur etmekle beraber bu sistemin de bir yansımasıdır”
Doğan, “2005 yılında yakalandım. O dönemde başörtüsü zulmü vardı. Biz de başörtüsünün herhangi bir demokratik hak değil Allah’ın Nur Suresinde ki beyanıyla bir kanun olduğunu söylemiştik. Bu konu hakkında Cuma namazı çıkışı cemaate bir beyan dağıtmıştık. Polislerin aldığı o görüntüler benim hakkımda bir suç duyurusu olarak değerlendirilmiş. Ardındın bizi 2007’de 1-2 yıllık gıyabi mahkeme süreciyle tutukladılar. Diyarbakır’dan dönerken tutuklandım. Cezaevinde 500-600 civarında Hizbullah Cemaati üyesi olmaktan dolayı içeride olanlar vardı. Yaklaşık 4 yıl onlarla birlikte kaldım. O süre zarfında muhabbetimiz oldu. Onlar da aynı şekilde işkenceler ve baskılar altında hiçbir şekilde delil olmadığı halde çeşitli ifadelerle birçoğu müebbet hapse çarptırılmıştı. 15-20 yıllık mahkûmiyetler yaşadılar. Onları gördüğümüzde baktık ki İslami bir hassasiyete sahip insanlar bu sistemde her türlü mağdur ediliyor ve mağdur edilmeye devam edilecek. FETÖ birçok insanı mağdur etmekle beraber bu sisteminde bir yansımasıdır. Müslümanların da bu hassasiyete sahip olması lazım ki, sistem değişmediği sürece bir FETÖ gider yeni bir zalim ortaya çıkar.” şeklinde konuştu.
“Benden sonra Hizbut-ut Tahrir, Türkiye’de terör örgütü statüsünde değerlendirilmeye başlandı”
Mahkeme sürecini anlatan Doğan, sözlerine şöyle devam etti: “Avukatım kimlik bilgilerime baktıktan sonra bırakılma ümidini verdi. Mahkemeye çıktığımda ise yüzüme bile bakılmadan sen bu musun? Kimlik bilgilerimi verdikten sonra tutuklamama hükmetti. Bir ay tehir ettiler. İkinci ay ise İçişleri Bakanlığına bu örgüt hakkında bilgi bulsunlar diye talepte bulundular. Bu talep neticesinde bunların hiçbir terör eylemine rastlanmamış diye 2-3 kurumdan da açıklama geldi. Fakat buna rağmen yerel mahkeme terör örgütü olarak ilan ederek beni mahkûm ettiler. Orada çok basit bir şekilde avukat onlarca belge indirmişti. Daha kaldırıp biri hakkında açıklama yaparken heyet ‘tamam tamam onu geç, onu biliyoruz’ diyorlardı. Bir tiyatro olduğu çok aşikârdı. Avukat kendini ifade edemiyordu. Müvekkili olarak beni savunamıyordu. 2008’in 6’ıncı ayında çok kısa sürede Yargıtay verilen cezayı onadı. Cezaevinde çok eskilerin mağduru olan Hizbullahi Müslümanlar da şaşkınlıklarını ifade ettiler. O kadar kısa bir sürede bir dosyanın onanmasını acayip gördüler. Benden sonra Hizbut-ut Tahrir Türkiye’de terör örgütü statüsünde değerlendirilmeye başlandı. Benden sonra tutuklanan diğer Hizbut-ut Tahrirliler Yargıtay’ın içtihadı gereğince cezalandırmaya devam etti. FETÖ’nün mağdur ettiği Müslümanlara yönelik iktidarın ‘biz kandırıldık’ diye bir tabiri oldu. Hükümet bu konuda ciddiyse mağdur olan Müslümanlar ve gerek Yargıtay’da bulunan dosyalara bakılarak adil bir şekilde yeni yargı sürecinin oluşması lazım. Aksi takdirde 14 yıllık iktidarlık sürecinde son 12 yıllık bir süre için kandırıldım demesi havada kalır. Bunun ispati için en yakın zamanda yeniden yargılama mevzusunu gündeme getirmesi lazım.”
Hâkim ve savcı FETÖ’den tutuklandı
Davasına bakan mahkeme üyelerinin FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandığını da sözlerine ekleyen Doğan, şunları aktardı:
“Mahkemedeki dosyama baktığımda Muharrem Dursun adlı kişi FETÖ’den tutuklanmıştı. Benim dosyamda ismi geçiyordu. İnternet sitesinde tutuklanan hâkim ve savcıların listesi vardı. Savcı ve bir hâkim tutuklanmıştı. Mahkemede avukatı susturan, savunma yapmasını engelleyen, tavır takınan hâkim FETÖ’den tutuklandı. Ramazan ayında mahkemeye sigara ile girdi. İftardan önceydi. O zaman ben oruçtum. O da geldi elindeki sigara ile yüzüme bakarak mahkeme odasına geçti. Basit kimlik bilgilerinden sonra tutuklayarak cezaevine gönderdiler. Türkiye’de ve başka yerlerde bunlar İslami maske altında tamamen batıya hizmet eden bir yapıdır. Bunların mağdur ettikleri kişiler kendilerine alternatif gördükleri İslami kesimler olmuştur. Rabbim bu dünya ve ahirette böylesi bir zalimlik yapanları kahr-u perişan etsin, mağdur ailelerinin de mağduriyetlerini gidersin.”
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.