FGG’ye Ajanlar Sızdı!

FGG’ye Ajanlar Sızdı!

Öteden beri konuşulan ve adeta bilinir hale gelen FGG'ye ajan sızma meselesini Zihni ÇAKIR MİT krizi dolayısıyla yazdı... Herkesi ve her cemaati ajanlıkla suçlayan FGG'nin kendine bakma zamanı geldi galiba... Hem de çoktaaan geçiyor...

FGG’ye Ajanlar Sızdı!

Neler olmuş neler...

Meğer devletin derinliklerinde Ergenekon operasyon ve davalarıyla tarumar edildiğini sandığımız illegal yapı varlığını hala muhafaza ediyormuş. Üstelik anladığımız kadarıyla şimdi farklı bir “gömlek” geçirmiş üstüne.

Yasal düzenleme, yandaş görünen ama farklı hesaplarla gizli gündemi bulunan “çeteler” ve “organize suç örgütlerinin”, “cemaat” gibi meşruiyeti ve güvenilirliği hiçbir şekilde tartışma konusu bile edilemeyecek gruplara sızan “derin devlet artıklarının” radikal değişim ve dönüşüm safhalarındaki illegal atraksiyonlarının önüne geçebilmek için bir fırsat sayılmaz mı?

Kimse bana cemaate sızılmaz demeye bile kalkışmasın...

Kim bilir cemaat içerisinde kamufle olmayı başarmış ne Hanifi Avcı’lar, Mehmet Eymür’ler var...

Çok değil daha 1 yıl öncesine kadar cemaate yakın medyada manşetleri süsleyen, Önder Aytaç, Emre Uslu gibi kalemlerin referans aldığı Hanifi Avcı, “Haliç’te yaşayan Simonlar”ı yazmasa kim bilebilirdi onun gömleğinin altındaki gerçek kimliğini...

Sahi 28 Şubat’tan hesap orulsun diye yaygara koparılırken o dönemin en kudretli paşası olan Çevik Bir’in sırtına geçirdiği gömleğin rengini bilen var mı?

Demem o ki, siyasi otoritenin, MİT operasyonu ile siluetini gösteren karanlık odakların olası hamlelerine karşı geliştirdiği bir koruma kalkanı olan yasal düzenleme, “MİT izinden” değil “İt izinden” doğan bir zorunluluktu...

Çünkü gidişat gösteriyor ki, bir yandan toplumun illallah ettiği Kemalist elitlerin vesayeti ortadan kaldırılırken, buradan boşalan alanı doldurma hevesinde olan yeni bir elit kesim türemekte.

Ve bu “elitlerin” en büyük gayesi de iktidarda kimin olduğuna bakmadan dizginleri elinde tutabilecek ortamı yaratmak.

Yarın dizginlerini kaybettiği AK Parti yerine çok rahatlıkla dizginlerini teslim alabileceği CHP’yi iktidara taşıma mücadelesini sergileyebilir.

Sanırım Başbakan’ın en yakın kurmaylarından Yalçın Akdoğan’ın Yeni Şafak Gazetesinde “Yasin Doğan” takma adıyla kaleme aldığı o çok tartışılan makalesindeki “Yargı ve güvenlik bürokrasisi içinde kimseye güvenmeden gizli kapaklı iş çeviren bir grup, ülkeyi yönlendirmeye ve siyaset mühendisliğine kalkışıyorsa, bunun daha önceki durumdan ne farkı olur?” cümlesi de bu tedirginliğin bir ifadesi.

Zira yeni yargı ve emniyet bürokrasisindeki hakim gücün adresine yönelik tartışmalar hala sıcaklığını koruyor değil mi? (Zihni Çakır / Rotahaber)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.