Gastronomi temsilcilerine "fıstık gibi" sertifika tanıtıldı
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Gaziantep Ticaret Odası iş birliğinde yeni normalleşme süreciyle birlikte başlatılan “Ağzımızın Tadı Geldi” kampanyasının tanıtım toplantısı gerçekleştirildi.
Kısa sürede küresel bir salgına dönüşerek dünyanın ana gündemini uzun bir süre meşgul eden Covid-19 salgınına karşı mücadele sürdürülürken yeni normalleşme sürecinde ise gastronominin başkenti Gaziantep’te de yerel lezzetlerin ortamında vatandaşla buluşturulması ve sosyal hayatın kaldığı yerden devam edebilmesi amacıyla çalışmalar başlatıldı.
Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi ile Gaziantep Ticaret Odası’nın ortaklaşa yürüttüğü “Ağzımızın Tadı Geldi” kampanyasının lansman toplantısı düzenlendi.
Toplantıya, Gaziantep Vali Yardımcısı Rızvan Eroğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Ömer Küsbeoğlu, Gaziantep Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Uğur Acıoğlu ve gıda ve yiyecek sektörünün temsilcileri katıldı.
Onat Kutlar Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıda konuşan Vali Yardımcısı Rızvan Eroğlu, Gaziantep’in hep zor şartların içerisinden birlikte iş yapma kültüründen faydalanarak çok başarılı bir şekilde çıktığını ifade etti.
Eroğlu, “Yeni normalleşme sürecinde de planladığı yoldan ilerlenerek gazi şehir hedeflerine ulaşacak. Hep birlikte bu şehrimizin sağlık risklerini azaltarak ekonomisini canlı tutmaya çalışacağız.” dedi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de, Türkiye'nin Coronavirus salgınının başladığı ilk günden itibaren çok iyi bir çaba ortaya koyduğunu, mücadele sürecinde güçlü liderliğin, sağlık sistemine yapılan yatırımların, koordinasyonun ve milli dayanışmanın öneminin bir kez daha görüldüğünü söyledi.
Şahin, “Hepimiz zamanın ve mekanın şahitleriyiz. Zamanın ruhuna baktığımız zaman dünyanın çok önemli bir sınavdan geçtiğini görüyoruz. Küresel bir sorunla karşı karşıya kaldık. Ulusal ve yerel mücadeleler verdik. Bugün de Hazreti Mevlana’nın söylediği, ‘Dün dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni bir şey söylemek lazım’ söz aklımıza gelmeli. O nedenle zamanın ruhu bizlere küresel mücadelede ulusal çapta verdiğimiz mücadeleyi çok önemli bir şekilde özetliyor. Bundan 100 yıl önce İspanya’da çıkan salgın nedeniyle 50 milyon insan yaşamını yitiriyor. Bu pandemi sürecinde de bir şehri yok edecek kadar dünyada kayıp verildi. Pandemi süreci büyük devlet tanımında değişiklikler meydana getirdi. Devletin gücünün artık yalnızca maddi anlamda elde ettiği kazanımlarla tanımlanamaz. Bugün itibariyle yeniden bir şey söylüyoruz. Eğer, gıda güvenliği sağlanamıyorsa ya da tedarik zinciri oluşturulamıyorsa artık güçlü olunamaz. Bu nedenle büyük devlet kavramlarının pandemi süreciyle yeniden yapılandırılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin bu ulusal mücadelede entübe ve vefat sayısında Almanya ile aynı kategoride düşük risk grubunda kaldığını belirten Şahin, “Bütün dünyadan pozitif ayrıştık. Dünya, ‘sürdürülebilir kalkınma, insani kalkınma ve çevresel kalkınma’ diyordu. İnsani kalkınmanın ne olduğunu biz, pandemi sürecinde öğrendik. Çevre temizliğinin ne denli önemli olduğunu fark ettik. Çevremizi o yüzden evimiz gibi görmeliyiz. Pandemi sürecindeki yardımlar hem vefa grubu ile hem de hayırseverler aracılığıyla büyük bir dayanışma parçası olduk.” şeklinde konuştu.
Olağanüstü bir gayret gösterilerek salgın sürecinde yerel kapsamda çok büyük bir sınav verdiklerini ifade eden Şahin, şunları söyledi:
“Bugün çok önemli. Şehir üretmek zorunda. Gaziantep işçi memleketi. Bugün eğer pandemi sürecinde şehrin üretimi dursaydı, Türkiye duracaktı. Yüzde 80 kapasiteyle çalıştık. Başka çaremiz yoktur. Bugün artık normalleşmeyle birlikte gıda ve yiyecek sektöründe hızlanmamız gerekiyor. Dünyanın nereye gittiğini tespit edip yol haritamızı belirlememiz gerekiyor. Maskemizi takıp mesafemizi koruyarak kendimizi yeni yaşama adapte etmeliyiz ve işe koyulmalıyız. Yeni yaşam şeklini çok çabuk bir şekilde benimsememiz gerekiyor. Kendimiz ve ailemiz için bunu yapmak zorundayız. Artık hijyen bu dönemin en önemli anahtarıdır. Biz, ‘Şimdi Gaziantep’e Gelme Zamanı’ sloganıyla bir kampanya başlattık. Şehrin dinamiklerini iyi belirleyerek gazi şehrin potansiyelini öne çıkardık. Şimdi de dersimize çalıştık. Sizi de bugün bunun için topladık. 1 Haziran’da yeni normalleşmeye başladık. 1 Haziran itibariyle başlatılan yeni normalleşmede vatandaş memnun edilmeye gayret edilecek. Gaziantep sağlıklı lezzetin başkenti olmaya devam edecek. Beşeri sermayemize ve girişimcilerimize güveniyoruz.” dedi.
Mutfak Sanatları Merkezi’nde ciddi bir şekilde hijyen eğitici eğitiminin devam ettiğini dile getiren Şahin, kısa sürede bu çalışmanın şehrin her noktasına yayılacağını söyledi.
Şahin,“Eğitimin ardından bunu taçlandıracak bir sertifikasyon verilecek. Çünkü bu sertifika sayesinde gelen müşteride güven kaybı olmayacak. Dolayısıyla verilen sertifikanın altında şu mesaj yatıyor, ‘Her yer fıstık gibi her şey fıstık gibi olacak.’ Kampanyanın ve sertifikanın adı da bu olacak. Beraberinde denetimler olacak. Bunu birlikte yapacağız. Önce biz, kendimiz tesisimiz için yapılması gerekenleri ivedilikle hayata geçireceğiz. Daha sonra ise ‘Gaziantep’e Gelme Zamanı’ gibi ulusal ve uluslararası bir kampanya açacağız. Bunu başarabiliriz. Ayrıca yeni turizm trendlerinde karavan turizmine geçiyoruz. Artık karavan turizmi yükselen bir değer. Bu şekilde Erikçe’de, Alleben’de ve Rumkale’de karavan turizmine geçiyoruz. Yeni trendlerin gereğini yapmazsak küçülürüz. O nedenle sürece uygun hareket etmeliyiz. Böylelikle ekmeğimiz büyüyecek. Kentimiz kazanacak” diye konuştu.
Gaziantep Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Uğur Acıoğlu da 1 Haziran itibariyle başlayan yeni normalleşme sürecinde esnafın sıkıntılarının giderilmesi halinde pandemi sürecinde Gazianteplilere daha iyi bir hizmet verileceğini söyledi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.