Gaziantep GÖNÜLKUR'dan Erbaş'ın açıklamalarına destek

Gaziantep GÖNÜLKUR'dan Erbaş'ın açıklamalarına destek

​Cinsel sapkınlığa sahip çıkan İHD ve Ankara Barosu gibi çevrelerin Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hakkında yaptığı suç duyurusuna her kesimden tepkiler gelmeye devam ediyor.

İslami sivil toplum kuruluşlarından oluşan Gaziantep Gönüllü Kuruluşları Platformu (GÖNÜLKUR) cuma hutbesinde, İslam'ın haram kıldığı cinsel sapkınlığı ve zinayı lanetlediği için İHD ve Ankara Barosu gibi çevrelerin hedef aldığı Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a destek vermek amacıyla yazılı bir basın açıklaması yaptı.

Erbaş'ın Ankara Hacı Bayram Veli Camii'nde verdiği Cuma hutbesindeki sözlerinin hatırlatıldığı basın açıklamasında, Kur'an-ı Kerim'in ayetlerini hedef alacak kadar haddini aşan bu çevrelerin CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi'nden cesaret aldıklarına dikkat çekildi.

Açıklamada, "Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş tarafından irad edilen hutbede, İslam'a aykırı bir husus olup olmadığı sorusunun cevabı üzerinden tüm kamuoyunu tefekküre davet ediyoruz. İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara şubesi yetkililerini açıklama yapmaya davet ediyoruz. Rahatsız oldukları şey İslam'ın eşcinsellik hakkındaki hükümleri midir?  Yoksa Prof. Dr. Ali Erbaş'ın Diyanet İşleri Başkanı sıfatıyla İslam'ın eşcinsellik hakkındaki hükümlerini minberden tebliğ etmesi midir?" diye soruldu.

"Birileri istemiyor' diye dinimizi değiştirecek değiliz"

"İstanbul Sözleşmesi ile birlikte anılan ve birbirini tamamlayan iki sözleşmeden biri olan CEDAW'dan güç alarak LBGT'yi İslam'a ve Müslüman'lara tercih edenlerin sergiledikleri fütursuz tavır vesilesiyle Müslüman kimliği ile İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW'ı destekleyenleri karşılaştığımız korkunç manzara sebebiyle tekrar düşünmeye çağırıyoruz." denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

Özellikle CEDAW sözleşmesi çerçevesinde gelinen noktada cinsiyet tartışmaları ve 'bireyin cinsiyet seçme özgürlüğü' anlayışı ile ne anayasanın ön gördüğü aile kalır, ne de gençlerin fuhuştan korunması mümkün olur. Bizler elhamdülillah Müslümanlardanız. Kur'an-ı Kerim'de Lut kavmi ile ilgili hükümler 12 sürede 75 ayeti kerimede zikredilmektedir. Bu suç duyurusu İslam'a ve Müslümanlara karşı bir meydan okuma, aşağılama, kutsala karşı aşağılama olarak görüyoruz. Hazreti Lut'un kavmi ile ilgili olay diğer dinlerin kutsal metinlerine de konu olmuştur. Dolayısıyla bu hakaret, sadece İslam'a ve Müslümanlara karşı değil dine ve kutsala karşı şeytani bir meydan okumadır. Biz Allaha, resulüne, kitaba ve ahiret gününe iman ettik. 'Birileri istemiyor' diye dinimizi değiştirecek de değiliz. Kınayanların kınamalarına aldırmayacağız. Fuhşiyatın her türlüsünü reddediyoruz.

"Bu tavır din düşmanlığı tavrıdır"

Bu suç duyurusunun altında İslam düşmanlığının yattığına dikkat çekilen açıklamada, "Yasal olan her şey ahlaki olmayabilir, helal de olmayabilir. Toplumu infiale sevk eden bu tür fitne içerikli hukuku istismar etmeye yönelik girişimler, aynı zamanda devletin anayasa ve yasaların varlık ile meşruiyetini de tehdit eden girişimler olarak suç oluşturur. Anayasa ailenin korunması, gençliğin fuhşiyattan korunmasına amirdir. Bu yapılan suç duyurusu, bu anlamda ise bir 'cürm-ü meşhud' belgesidir. Bu girişim İslam'ın yasaklanması, Kur'an-ı Kerim'in sansürlenmesi girişimidir. Bu tavır, 'solculuk' ya da 'sosyalistlik'ten öte bir din düşmanlığı tavrıdır." denildi.

Açıklamanın devamında, dünyayı kaosa sürüklemek isteyen küresel sapkın inanç merkezlerinin faaliyetlerine karşı İslam'ın hükümlerini hutbeden hatırlatma sorumluluğundan kaçmayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın yanında olunduğu belirtildi.

Aile kurumunun paramparça olmasına sebep olan CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi'nin toplumu adeta felakete sürüklediği dile getirilen açıklamada, CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi'ni başta Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkililerinin tekrar gözden geçirmeleri gerektiği çağrısı yapıldı.

"Dinden ve aileden elinizi çekin"

Açıklamada son olarak, "Fesat yuvalarını uyarıyoruz. Milli ve manevi değerlere sahip sivil toplum kuruluşları olarak ilk günden beri, her zaman ve her zeminde dile getirdiğimiz ve toplumumuzun mayasına uymadığı için rahatsız ve karşı olduğumuz İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasadan cesaret alınarak yapılan bu pervasızca hareketi şiddetle kınıyoruz. Dinden, aileden elinizi çekin. Dinde olmayan şeyleri dine sokma gayretinden vazgeçin. Allah CEDAW fitnesinden, aileye karşı komplolardan ve fuhşiyattan insanlığı muhafaza etsin. Covid-19'un bedenimizi hedef alması gibi insan hakları maskeli bu fitne girişimi ahlakımızı, bizi biz yapan, alamet-i farikamız olan değerleri hedef alan bir mikrop olarak görüyor ve herkesi bu konuda, bu gayret sahibi şeytan tüyü taşıyan kişi ve çevrelerle sosyal mesafelerini korumaya çağırıyoruz." denildi.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.