​ Gaziantep'te "Suriye'deki Güvenli Bölgelerde Dini Hayat Çalıştayı" düzenlendi

​ Gaziantep'te "Suriye'deki Güvenli Bölgelerde Dini Hayat Çalıştayı" düzenlendi

​Bilim ve ilimin önemine dikkat çeken Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, “Bilim ve ilim; irfan çatısı altında birleşmediği sürece dünyada gelecek yoktur.” dedi.

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Azez İslami İlimler Fakültesi tarafından “Suriye'deki Güvenli Bölgelerde Dini Hayat Çalıştayı” düzenlendi.

İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen çalıştay, Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Adil Öztekin’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Çalıştayın açılışında konuşan Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, ilmi gelişmeleri takip ederek Suriye güvenli bölgesinde sorumluluk alarak, yükseköğretimine büyük katkı sağladıklarını belirtti.

Gür, “Üniversitemiz yıllarca oluşturduğu birikimle bununda üstesinden gelecektir. Ortadoğu coğrafyasında, Türkiye’de, Gaziantep’te ve özelikle de Suriye güvenlik bölgesinde bu sorumluluğun icabı olarak da her türlü riski almaya hazırız.” dedi.

“İslam büyük bir medeniyet ışığı oluşturdu ve dünyaya büyük bir güneş doğdu” diyen Gür, özellikle de ilim ehlinin kendi ilimlerine yeterince sahip çıkmayıp, ilim ehillerinin de itibarsızlaştırıldığı bir dünyada ilmin başka yerlere göç ettiğini vurguladı.

“Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır”

Gür, “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır. Ayrılıklarımızdan sadece biz huzursuz olmadık, tüm dünya maalesef adaletsizliğin pençesinde zulme maruz kaldı ve tarihe baktığımızda özelikle Endülüs yürekler acısı. 820 yıl İspanya, 400 yıl Portekiz, 120 yıl Sicilya İslam hâkimiyetindeyken huzur vardı. Bir taraftan Memlukiler, Abbasiler, Harezmi ve Selçukiler birbirlerine güç savaşı yaptıkları yerde maalesef oraları kaybettiler. Bu kaybedilen yerlerde İslam namına bir şey kalmadığı gibi ilim ve irfan namına da bir şey kalmamıştır.” diye konuştu.

“Bilim ve ilim, irfan çatısı altında birleşmediği sürece dünyada gelecek yoktur”

İslam ümmetinin, dünyanın birçok yerindeki ilim ve irfan merkezlerini kaybettiğini belirten Gür, “İlim merkezleri şu anda ilim mi üretiyor? Eğer ilim üretiyorsa bunun yansımaları nerede ve kendimize ışık tutmayan ilim başkalarına nasıl adalet dağıtacak? Bilim ve ilim, irfan çatısı altında birleşmediği sürece dünyada gelecek yoktur.” ifadelerini kullandı.

“Dost doğru olmak zorundayız”

Üniversitelerin ilim ehilleriyle birlikte bir araya gelip ortak çözüm üretmek zorunda olduklarının altını çizen Gür, “Özellikle ilim ehlimizin, gerek Suriye gerek Türkiye tarafında olsun hiç fark etmez. Birlikte oturup konuşmaları gerekiyor. Teferruatlar üzerinde kavga etmek yerine tam tersine yüzde doksanlık rükünler üzerinde birleşip, birlikte yaşama geçilmesi gerekiyor. Akli, kalbi ilimler bir arada buluştuğu zaman tekâmül bir insan oluşur ve toplumda tekâmüle gider. Başta ilim ehlimiz olmak üzere her bir ferdin başkasının üzerine sorumluluk atmadan, dost doğru olmak zorundayız.” diye konuştu.

“Bu toplumun mayası dindir”

Bu tür toplantıların çok önemli olduğuna işaret eden Gür, “O yüzden ev sahipliği yapmaktan da onur duyuyoruz. Umuyorum ki bu bir başlangıçtır. Bu çalıştaydan sonra ardışık çalıştaylar olacaktır. Suriye tarafındaki âlimlerimize, ilim ehli insanlarımıza büyük iş düşüyor. Zira bu toplumun mayası dindir. Din doğru anlaşılıp, aşırılıklardan, şahsileşmelerden kurtarılarak, Allah’ın istediği bir şekilde eğer ortaya konulabilirse hem biz huzur içerisinde oluruz hem de dünya da bu huzurdan nasibini alır.” şeklinde konuştu.

“Fakültemiz bölgedeki dini hayat ve İslami ilimlere destek olacaktır”

Düzenlenen çalıştayın amacının, güvenli bölgelerde dini düşünce, din eğitimi ve dini hayat alanında nelerin olduğuna dair mevcut halin bir fotoğrafını çekmek olduğunu vurgulayan Azez İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Çınar da şunları söyledi:

“Çalıştayımız peş peşe yapılması gereken bir dizi çalışmanın ilki olarak kabul edilebilir. Üniversitelerin biri diğerine feda edilemeyecek kadar önemli olan iki işlevi bulunmaktadır. Bunlardan biri de doğru ve faydalı bilgi üretmek, diğeri ise üretilen bu bilginin tatbik sahasındaki tüm paydaşlarla paylaşılmasıdır. Rektörümüzün üniversite ile ilgili saha arasındaki iletişime sürekli vurgu yapması, bizleri bu konularda daha etkin vaziyet alma konusunda motive etmektedir. Bu motivasyonla henüz yeni olan Azez İslami İlimler Fakültemiz, bölgedeki dini hayat ve İslami ilimler alanında yapılacak çalışmalara, imkânları nispetinde destek olmaya çalışacaktır.”

“Yüce Allah'ın dini asla kavganın nedeni olamaz”

Çınar, “Bölgemizi manipüle etmeye çalışan, buradaki huzuru, sükûneti bozarak bölgenin kaynaklarına konmaya çalışan birçok harici, ihanet şebekesinin yanında cehalet ve taassubunda önemli bir etken olduğunu kabul etmemiz gerekmektedir. Bu cehalet ve taassup nedeniyle de zaman zaman adı barış, esenlik ve selamet olan dinimiz maalesef kutuplaşmanın, ayrışmanın ve hatta savaşın gerekçesi olarak sunulabilmektedir. Kardeş olmak için tek bir şartı yani iman etmiş olmayı öngören ve yeterli de gören yüce Allah'ın dini asla kavganın nedeni olamaz. Kardeş olmak için de sadece iman etmiş olmayı yeterli gören bu din mümin sayılmanın şartı olarak da ilgili şahsın beyanına esası almaktadır ve buna göre de kendisini mümin olarak tanımlayan herkesi kardeş olarak kabul etmek durumundayız. Buna rağmen kendisini mümin olarak tanımlayan bir kimse bir takım ifsat ve fitne işlerine karışıyorsa bunun sebebi onun dini değil, kişisel çıkarları, siyasi, içtimai, iktisadi beklentileri ya da başka türlü kaygılarıdır.” dedi.

Gaziantep Üniversitesinin Azez’de fakülte açarak fikri anlamda çok önemli bir yapılandırma yaptığını belirten Kilis Vali Yardımcısı Ömer Yılmaz da bölgede Türkiye’nin insani yardım kaynaklarını hayatın her alanında sürdürdüklerini belirterek, insani yardım faaliyetlerinin de bölgede hızlı ve hayatın her alanını kapsayacak şekilde başladığını aktardı.

Ez- Zehra Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Müslim ise Türkiye’deki ilim ehli akademisyenler ile ve bölgedeki ilim ehillerinden oluşan, Suriye’deki dini hayatı, eğitimi, din eğitimini müfredatlaştırma noktasında komisyonların oluşturulması gerektiğini söyledi.

Son zamanlarda bölgede çok güzel etkinliklerin gerçekleştiğini belirten İl Müftüsü Ahmet Çelik de bu çalışmaların hepsinin önemli olduğunu, hepsinin üzerinde durmak gerektiğini vurguladı.

Halep Fetva Meclisi Başkanı Dr. Abdullah Salkini de konuşmasında, dünyadaki her hayrın beşeri dinler kaynaklı olduğunu, bunlar tahrip edildiği zaman bu hayrın kötülüğe dönüştüğüne dikkat çekti.

Konuşmaların ardından Doç. Dr. Ahmet Taan, Suriye Geçici Hükümeti Milli Eğitim Bakanı Dr. Hüda El Absi ve Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. İbrahim Salkini tarafından bildiri sunuldu.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.