BATMAN – İsrail’in Gazze’ye yönelik artan saldırıları ile ilgili açıklamada bulunan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, İslam ülkelerinin hiç olmazsa Gazze’ye bir yardım limanı inşa etmeleri gerektiğini söyledi. Yapıcıoğlu, “Eğer anlaşma sonucu böyle bir limanın inşası söz konusu olursa ben tek başına çıkar kapı kapı dilenirim. O limana yetecek kadar parayı da bu milletten toplarım.”diyerek herkesi Filistin konusunda üzerine düşen görevi yapmaya çağırdı.

“Uluslararası sistemin Gazze için bir şey yapacağı yok”
İsrail’in önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da hiçbir ölçü tanımadan Müslümanlar için en kutsal günlerden olan bayram gününde de saldırılarına devam ettiğine dikkat çeken HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, “İsrail, bu ölçüsüzlüğün bir nişanesi olarak yine hastaneleri, okulları vuruyor. Sivil insanları vuruyor. Bebekleri, yaşlı kadınları katlediyor. Uluslararası sistemin bunun için bir şey yapacağı da yok. En son basına, Netanyahu ve Obama arasındaki görüşme yansıdı. Amerika, İsrail’e biraz baskı yapmaya başladı. Rahatsız olduğu şey orada çok sayıda sivil insanın ölümü değil, basına yansıyan görüntüler. Dünya kamuoyunun bu görüntülerden rahatsız olması nedeniyle rahatsızlar.”dedi.

“BM Müslümanlara yönelik katliamların yapılması için dizayn edilmiş”
İsrail’e karşı seslerin yükseltilmediği takdirde daha çok katliamların yaşanacağını belirten Yapıcıoğlu, “Eğer insanlık topyekun, bu insanlık dışı düşünceye veya yapıya karşı çıkmazsa ve herkes beraberce sesinin yükseltmezse İsrail daha bu türden katliamları sürdürecek gibi görünüyor. Birleşmiş Milletlerin şuanda ki yapısı itibari ile bunu önleyebilecek bir durumda değildir. Hatta böyle olmaması için sanki dizayn edilmiş kurumdur Birleşmiş Milletler. Güvenlik konseyi 15 üyeden oluşuyor. Bu 15 üyenin 5 tanesi daimi üyedir ve bunların her birisi tek başına alınacak kararları veto etme yetkisi vardır. Bunlardan bir tanesi de Amerika’dır. İsrail’in her türlü katliamına, İsrail’in kendini savunma hakkı olarak tarif edildiği bir ülkenin yönetiminden İsrail’in katliamlarını durdurmasını beklemek de biraz saflık olacak.” diye konuştu.

“İsrail ile ilişkiler tamamen koparılması gerekir”
Türkiye’de Gazze için yapılanların yeterli olmadığını sözlerine ekleyen Yapıcıoğlu, devamında şunları kaydetti: “Türkiye ne yapabilir? Türkiye halkıyla gerçekten ayaktadır. Yapılanlar yeterli mi? Bunlar tartışılabilir. Elbette biz yeterli görmüyoruz. Daha fazla şeyler de yapılabilir. Türkiye bu konuda ne yapabilir. Evet, Türkiye’de hükümet yetkilileri, çok söylüyor. Hatta bazen diplomatik üslubu ve adabı da aşarak çok sert söylemlerde bulunuyorlar. Fakat pratikte ne yapıyor. İşte daha önce çağrılar yapıldı. Bir Yahudi kuruluşun vermiş olduğu ödülün iade edilmesi gerekli. İade yönünde bir irade ortaya çıkmayınca onları geri istediler. Veya diplomatik ilişkiler en alt seviyede olduğu söyleniyor. Bu ilişkilerin tamamen koparılması gerekir.”

“Türkiye, Filistin ile ikili anlaşmalar yapabilir”
Filistin’in Türkiye tarafından tanınan bir ülke olduğunu ve Birleşmiş Milletlere de gözlemci sıfatıyla katıldığını vurgulayan Yapıcıoğlu, “Kuzey Kıbrıs Türkiye dışında onu devlet olarak tanıyan başka hiçbir ülke yok. Tek başına Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini devlet olarak tanıyor. Onunla ikili ilişkiler geliştiriyor, onunla ticaret yapıyor. Bunu pekala Filistin için de yapabilir, diye düşünüyoruz biz. Filistin’i madem devlet olarak tanıyor, madem Abbas buraya geldiğinde devlet başkanı olarak karşılanıyor, ikili ticaret anlaşmalar da yapılabilir, başka türlü anlaşmalarda yapılabilir.” şeklinde konuştu.

“Gazze’ye bir liman inşa edilsin!”
“İslam ülkeleri bir araya gelerek hiç olmazsa Gazze’ye bir liman inşa edebilirler.” diyen Yapıcıoğlu, açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi: “Eğer anlaşma sonucu böyle bir limanın inşası söz konusu olursa ben tek başına çıkar kapı kapı dilenirim. O limana yetecek kadar parayı da bu milletten toplarım. Bir limanı inşa etsinler, bu yardımı göndersinler onlara. Evet, biz bugün Gazze’yi, Filistin’i konuşuyoruz sanki onlar acınacak halde imiş gibi. Ama onlar imanın tadına varmışlar, onlar mücadeleyi bırakmıyorlar. Bence asıl üzerine ölü toprağı serpilmiş olan, dünya gözüyle huzur içerisindeymiş gibi görünen Müslümanların hali ağlanacak bir haldir.” M.Fatih Akgül/Veysi Rüzgar-İLKHA)