Gelecek Öngörüleri ve Hüda-Par

Gelecek Öngörüleri ve Hüda-Par

Sosyal bir varlık olan insan, hayatta kalma süresi içerisinde kendini güvende hissetmek ve hedeflerini gerçekleştirmek için bazı öngörülerde bulunur.

Bu öngörüler onun hayatını kuşatır. Bazı insanlar ise bu öngörülerinin esiri olur ve kendini hayatın merkezine koyar. Bu merkezden ise başkalarının hayat biçimine müdahale eder ve hatta ona hayat hakkı tanımamaya başlar. Akıl noksanlığı yaşayan bu kimseler aslında kendi hayatlarını zehir ederler. Çünkü sürekli gelecek korkusu ve endişesi vardır.

Hatırlayacak olursak Aralık 2012’de Hüda-Par (Hür Dava Partisi) resmen kuruldu ve teşkilatlanmaya başladı. Ülkemizde çok sayıda mevcut siyasi parti var iken, Hüda-Par’ın siyaset sahnesine çıkması  “ne gerek vardı, ne için?” sorularını da akla getirdi hemen. Hüda-Par: Bu ülkede yeteri kadar temsil edilmeyen insanların olduğunu ve bu temsiliyete talip olduğunu ve ayrıca da kimden gelirse gelsin doğruya-doğru, yanlışa-yanlış diyecek erdeme ve cesarete sahip olduğunu da ilan etti. Çaresiz kalan insanları gördü ve Allah(c.c) için, adaleti ayakta tutmak için, çalışmalarına başladı.     

Ve bu ülkede birileri de kendi geleceklerine dair öngörülerde bulundular. Hüda-Par’ın Mustazaflar Hareketi’nden doğduğunu biliyorlardı. Mustazaflar Hareketi’nin de kapatılan Mustazaf-Der’den doğduğunu zaten biliyorlardı. Ayrıca çok ciddi derecede sadık bir halk tabanına da sahip olduğunu ve sayısızca STK’lar tarafından desteklendiklerini de düşününce ne yapacaklarını ve nasıl bir önlem alabileceklerini kara kara düşünmeye başladılar. Bazen; acaba Mustazaf-Der kapatılmasaydı bu gelişmeler de olmazdı, diye de düşündüler. Asıl korktukları şey ise, halkın İslam’a olan bağlılığının sosyal hayata yansımasıydı. Milyonlarca halk, kutlu doğum etkinliklerinde bir araya gelince, yaptıkları hesaplar ve planlar alt üst olmaya doğru yol aldı maalesef. Ayrıca Diyarbakır’da yapılmak istenilen “Çirkinlik Yarışması” da Müslüman halk tarafından iptal ettirilince, işte film de buradan itibaren kopmaya başladı. Çünkü Hüda-Par, halkın bu taleplerine ve yaşam şekline saygı duyduğunu ve destek verdiğini açıklamıştı. Birilerine göre Hüda-Par engellenmeliydi.

İlk önce Ş.Urfa/Ceylanpınar’da partinin ilçe binasına molotoflarla saldırıda bulunuldu. Halk ve STK’lar ciddi derecede tepki gösterdi. Asıl büyük darbe ise, İstanbul İslami STK’lar dosyasındaki cezalardan geldi. Hüda-Par Genel Bşk. Yrd. Sayın Sait Şahin ve M.Bahattin Temel 12 yıl 6 ay hapis cezası aldılar. İstanbul İl Başkanı Sayın M. Ali Gönül ise 6 yıl 3 ay ceza aldı. Aynı dosyada partinin birçok il ve ilçe teşkilat yöneticileri de ceza aldı maalesef. Bu cezaların asıl amacının, Hüda-Par’ı siyaset sahnesinden tasfiye ettirmek olduğu konusunda, vicdan sahibi herkes hemfikirdir sanırım.

Bu cezalardan sonra asıl dikkat çeken ve ilginç olan gelişme ise Sayın Sait Şahin’in: “Bize verilen bu cezalara rağmen, zindana atılsak da silahların susması, kanın durması ve bu savaşın bitmesi adına Çözüm Sürecini desteliyoruz. Ben bedduadan ziyade duayı sevdiğim için, bize bu zulmü yapanları Yüce Allah(c.c) ıslah etsin ve razı olduğu amelleri işleyen, kendisinden razı olduğu kullarından eylesin” diye dua etmesi. İşte büyüklük buradadır. İnsanı ve insanlığı düşünmek budur. Kendini, iman eden insanlığa feda etmek buna denir işte. Bu ülkede bu duruşu sergileyecek başka bir siyasi parti var mı acaba?

Şimdi bu tür engelleme girişiminde bulunanlar, gün gelecek tıpkı; “Keşke Mustazaf-Der kapatılmasaydı” dedikleri gibi, keşke bu cezalarla bu insanları toplumun gönlünde “Sultan” haline getirmeseydik, diyecekler. Olmaz mı diyorsunuz, bence olur. İzleyelim ve görelim…

Kısacası, Hüda-Par geleceği gördü…

Birileri de, Hüda-Par’ın geleceğini gördü… İşte bütün mesele bu.           

Herşeye rağmen Hüda-Par sağduyu ile hareket ediyor ve birileri de sağırduyu ile hareket ediyor. Herkesin ve her kesimin öngörülerini ve tavırlarını hep beraber sabrederek, izleyip göreceğiz inşallah.

Yüce Allah(c.c) hepimizi sağduyu ve feraset sahibi kullarından eylesin…

Allah’a emanet olunuz. 

(gapurfa.net/ Emin Özaslan)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.