M. Emin ÖZMEN
Görebilecek miyiz?
Dünyadaki mescidlerin el ele tutuşup, Mescid-Haram ile Mescid-i Aksa'yı ziyaret ettikleri o muhteşem bayramları görebilecek miyiz?
Suud Hanedanından Veliaht Prens bilmem ne oğlunun tasallutundan azade bir Makam-ı İbrahim'i ziyaret edebilecek miyiz?
Müslümanların, taşlanacak şeytanların yerlerine, yeryüzünün zalimlerini, karunlarını ve bel'amlarını koyup, kafalarına, gözlerine gelecek şekilde taşlarını fırlatmalarına şahitlik edebilecek miyiz?
Biricik Aksa'mızı kurtaracak Selahaddin gibi bir kahramanın gelişine tanıklık edebilecek miyiz? O bayram ki Ben-i israil'den birinin ağacın arkasına saklandığı halde, ağacın dile gelip; “Gelin burada bir Yahudi var” dediğini duyabilecek miyiz?
Dicle'nin kenarındaki koyunun hukukunu düşünen bir Ömer daha doğuracak mı bu ümmetin kadınları? Koyundan vazgeçtik, dağdaki kurdun hakkını bile düşünen bir Ömer bin Abdulaziz daha gelecek mi bu dünyaya?
Ümmetin tepesinde bulunan halifenin, Arakan için kükrediğini görecek mi gözlerimiz? Bizden bilmem ne kadar uzaklıktaki kardeşlerimiz, halifenin verdiği güvence ile ibadetlerini emniyet içinde yapabilecekler mi?
Mahrumların, mazlumların, mağdurların ve mustazafların yeryüzüne hâkim olup, Ramazan ve Kurban bayramlarını, Asr-ı Saddet'teki gibi hür bir şekilde kutladığını, dünyalık gözle görebilecek miyiz?
Bilmem kaç milyar olan Çin'in işkencesi altında olan Doğu Türkistanlıların, yine bilmem kaç milyar olan Müslümanların desteği ile hür bir şekilde, başı dik olarak Allah'a kulluk yapabilecekleri bayramlar yaşayabilecek miyiz?
Ümmetçe sevineceğimiz, ellerimizdeki bayrak, flama ve meşalelerle sokaklara taşacağımız, hepimizin birlikte kutladığı, herkesin aşının olduğu, paylaşmanın sırrına ermiş, birinin hapşırması ile diğerinin grip olduğu, onun iyileşmesi ile tüm ümmetin iyi olduğu, İslam Halifelik Binasının önünde, ümmeti oluşturan istisnasız tüm milletlerin bayraklarının dalgalandığı, tevhid bayrağı altında herkesin hür olduğu, sınırların olmadığı, pasaport ile vizelerin tarih olduğu, “Bir süvarinin San'a'dan Hadra Mevt'a kadar geldiği halde, Allah'ın korkusundan başka bir korkuya kapılmadığı” bir zaman dilimine şahitlik edebilecek miyiz?
Suriye, Irak, Yemen, Libya ve daha nice İslam beldelerinin gerçek hürriyete kavuştukları, İslam beldelerine aç kurtlar gibi dadanan emperyal güçlerin ve onların yerli zincirlilerinin, mukaddes topraklarımızdan def oldukları bayramları idrak edebilecek miyiz?
Biraz özele indirgersek; herkesin kendi öz benliği ile kabul edildiği, kurtuluşu birlikte temin edenlerin kurucu olarak ortak haklara sahip oldukları, ana dilde eğitim probleminin çok eskilerde kaldığı, Allah'ın doğuştan verdiği hakların gasp edilmediği bayramları eda edebilecek miyiz?
Eğer biraz daha özele indirgeyebilirsek; 28 Şubat sürecinde gözaltına alındığımda, koltukaltlarıma buz parçaları yerleştirenlerle yüzleşerek; “Hangi suçtan ötürü bu işkenceleri uyguluyordunuz?” diye soracağımız bayramları yaşayabilecek miyiz?
Hem Cuma hem de Ramazan bayramlarınız şimdiden mübarek olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.