HAKSİAD: ABD'nin keyfi uygulamalarına sessiz kalınmamalı
ABD'nin başta Türkiye ve İran olmak üzere bir çok ülkeye yönelik ekonomik yaptırımlarına tepki gösteren HAKSİAD, ABD'nin keyfi uygulamalarına sessiz kalınmaması gerektiğini belirtti.
Merkezi İstanbul'da bulunan Hak Sanayici ve İş Adamları Derneği (HAKSİAD), İran'a yönelik 2'nci yaptırım paketiyle tepki çeken ABD'nin keyfi uygulamalarına sessiz kalınmaması gerektiğini belirtti.
HAKSİAD tarafından yapılan yazılı açıklamada, sömürü ülkesi olan ABD'nin 17,4 trilyonluk gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) ile dünyanın en büyük ekonomik gücünün elinde bulundurduğunu belirtti.
ABD'nin, elindeki en büyük kozu olan ekonomiyi, özelde İslam ülkelerine genelde tüm dünya ülkelerine karşı kullandığına dikkat çekilen açıklamada, bu ülkelerin başında İran ve Çin'in geldiği hatırlatıldı.
ABD'nin 24 Eylül tarihinde Çin'den aldığı yaklaşık 6 bin ürünün gümrük vergisini arttırdığı belirtilen açıklamada, Amerikan firması olan Apple'a da artık üretimini Çin yerine ABD'de yapmasını söylendiği, bunun karşılığında sıfır vergili hatta vergi teşvikli kolay bir çözüm sunulduğu ifade edildi.
ABD emperyalizminin 40 yıldır ekonomik savaş açtığı diğer bir ülkenin İran olduğu belirtilen açıklamada, "Bunun en önemli nedeni İran'ın Ortadoğu'daki askeri varlığı ve İslami kimliği. Obama döneminde yapılan anlaşmalar geçersiz sayılarak yıllardır uyguladığı ambargoya yeni bir ambargo daha ekledi. İlk aşamada İran'ın dolar alımları, altın ve değerli metal ticareti, diğer metaller, kömür ve sanayi ekipmanı yazılımı ticaretine yaptırımlar tekrar devreye sokuldu .İran'dan petrol ithal eden ülkelerden kasım ayı başından itibaren bu ticarete son vermeleri istendi. Aksi halde bu ülkelere yaptırım uygulanacağı belirtildi. Kasım ayında ise İran'a yapılacak ikinci yaptırım açıklandı. Bu yaptırım kapsamında; İran gemicilik ve enerji sektöründen 200'den fazla kişi ve gemi, 50 İran bankası ile 700'den fazla İranlı, İran hava yolları ve 65'ten fazla uçağı ve İran Atom Enerji kurumu ile 23 yan kuruluş ve ilgili kişiler yer alıyor." denildi.
"İran'a yapılan her türlü ambargo doğal olarak Türkiye'yi de etkileyecektir"
Türkiye ile İran arasındaki ekonomik ilişkiye bakıldığında, iki ülkenin birbirine ekonomik olarak bağımlı olduğu kaydedilen açıklamada, İran'a yapılan her türlü ambargo doğal olarak Türkiye'yi özelde de Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizi de etkileyecektir. Bu iki ülke arasındaki ticari geçmişe baktığımızda 1996 yılında bir milyar dolar seviyesindeki dış ticaret hacmi 2012 yılında 22 milyar dolara ulaşmıştır. Dış ticaret dengesi Türkiye aleyhine seyretmektedir. 2012 yılından beri düşüş trendi içinde olan ikili ticaret 2016 yılında 9,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. 2017 yılında ise ithalat artışından kaynaklanan ticaret artışı söz konusudur. Son 5 yıllık döneme bakıldığında İran'la yapılan ticaretin siyasetle yakın ilişkisi vardır. Türkiye, Ortadoğu politikasında Suudi Arabistan'la birlikte hareket ettiğinde ticaret hacminin zayıfladığı, Suriye'de ortak politika geliştirildiğinde ise İran'la ticaretinin geliştiği gözlenmiştir." ifadelerine yer verildi.
"240 bin varil petrol ithal eden Tüpraş, temmuz ayında bu oranı 100 bin varile düşürmüştür"
Türkiye'nin son dönemlerde petrolün yüzde 30'a yakın kısmını İran'dan aldığına işaret edilen açıklamada, "Ancak son yaptırımlarla Tüpraş İran'dan aldığı günlük petrol miktarını yüzde 60 oranında azaltmıştır. Nisan ayında günde ortalama 240 bin varil petrol ithal eden Tüpraş, temmuz ayında bu oranı 100 bin varile düşürmüştür. Bu durum da ülkemizde petrol fiyatlarının artmasına neden olmuştur. İran, Türkiye'de sınır ticareti ve turizmde de etkilidir. 2018 yılının ilk çeyreğinde bir milyon 700 bin İranlı turist ülkemize gelmiştir. Bunun 600 bini Van'a gelmiştir. Bu ambargo İranlıların ülkelerinden çıkış maliyetini arttırdığından ülkemize gelen İranlı turist sayısı azalmaktadır. İran'a sınır olan Doğu illeri özellikte Van turist sayısının azalmasıyla büyük ekonomik kayıp yaşamaktadır." değerlendirmesinde bulunuldu.
"Aykırı ekonomik kararlar Amerika'nın siyasi olarak da yalnızlaşmasına neden olacaktır"
Açıklamanın devamında su sözlere yer verildi: "Aslında haydut ABD, sadece 2 ülkeye ekonomik savaş uygulamıyor. Bu ülkelerle ticaret yapan diğer ülkeleri de ekonomik olarak zora sokuyor. Domino etkisi ortaya çıkmakta, yavaş yavaş bütün ülkeler ekonomik dar boğazla karşı karşıya gelmekte. Kısa dönemde baktığımızda bu yaptırımlar ABD'nin faydasına gözükse de uzun dönemde küresel bir kriz oluşacağı için Amerika da olumsuz etkilenecektir. Ayrıca bu aykırı ekonomik kararlar Amerika'nın siyasi olarak da yalnızlaşmasına neden olacaktır. Belki de bu nedenle İran ambargosunda Çin, Hindistan, Türkiye, Tayvan, Japonya, Yunanistan ve İtalya muaf tutulmuştur. Atalarımızın da dediği gibi; 'komşu komşunun külüne muhtaçtır.' Aslında bu ülkeleri muaf tutmakla hem onları yanına çekmiş hem de karşı durmalarına engel olmuştur. İran'a destek sağlamalarına büyük bir kurnazlıkla engel olmak istemiştir."
"ABD'nin bu keyfi uygulamalarına sessiz kalınmamalı. 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' yerine 'bugün sana yarın bana' mantığı güdülmeli." çağrısında bulunulan açıklamada, "Ülkelerin kaderini artık bir kendini bilmezin (Trump) iki dudağının arasından çıkan şuursuz cümleler belirlememeli. Bunun için de ilk hedef ekonomik bağımsızlık olmalı. Çünkü ekonomik bağımsızlık siyasi bağımsızlığı da beraberinde getiriyor." diye belirtildi.
"Ağır sanayi vazgeçilmezimiz olmalı"
Ekonomik bağımsızlığa ilişkin çözüm önerilerinin sunulduğu açıklamada, "Başta Amerika ve Avrupa ülkelerinden kurtulmak için ağır sanayi vazgeçilmezimiz olmalı. Hammadde ihracı yapmak yerine bu hammaddeleri üretim sürecine sokarak ticari mal şeklinde ihracat etmemiz gerekiyor. Genç nüfusa sahip olan ülkemizde bu gençlere yeni istihdam alanları açılmalı. Bununla birlikte tarım ve hayvancılığa hükümetin çok ciddi projelerle destek vermesi gerekiyor. Ayrıca, biz iş insanlarına ağır sanayide hükümetin destek çıkması gerekiyor. Böylece tüketen değil üreten bir ülke oluruz." denildi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.