M. Zülküf YEL
Halep, İdlip, Felluce ve diğerleri
İslam coğrafyası, küresel şer güçlerin eliyle kan gölüne dönmüş durumdadır. Gerek emperyalist Haçlıların bombardıman ve katliamları, gerekse de tutuşturdukları fitne ateşi, İslam ümmetini kavurmaya devam ediyor. Irak ve Suriye mezbahaneye dönmüş. Haçlılar, kanlarımızla vaftiz olmak üzere adeta sıraya girmişler. Oluşturulan savaş ve kaos atmosferi, tüm İslam ümmetinin enerjisini tüketmekte ve gündemini teslim almaktadır. Bu arada küresel savaş ve kan baronları, kısa ve uzun vadeli emellerini bu toz duman arasında ustalıkla gizleyerek gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Koparılan gürültü ve meydana gelen tahribat, o kadar korkunç boyutlarda oluyor ki, herkes buraya odaklanmışken, aslında bu savaşı besleyen zemin ve nedenleri göremiyor. Bir yandan yürütülen savaş, diğer yandan çatıştırılan onlarca farklı taraf mevcuttur. Bu savaşlarla maddi ve manevi bütün değerlerimizi yitirmekteyiz. Biz, körlüğümüzden dolayı bizleri bu hale getirenlerden hesap sorma yerine, tekbir sesleri arasında birbirimizi boğazlamakla meşgulüz. Silahlarımızın namlularının, bütün yıkımın nedeni olan Haçlılara dönmesi gerekirken, namlularımız bizimle aynı acıları yaşayan din kardeşlerimize dönmektedir. Rusya ve Amerika, beldelerimizi neredeyse tarih öncesine çevirdi. Her gün onlarca insanımız bombalarla paramparça olmaktadır. Kadın ve çocuklarımız ölmektedir. Henüz hayatı tanıyamamış bu ümmetin çocukları ve bebeleri paramparça olmaktadır. Müslüman olduğunu iddia edenler, katliam ve acımasızlık konusunda Haçlıları aratmamaktadır. Vicdan, merhamet ve adalet yoktur bu meydanlarda... Acımasızlık, gözü dönmüşlük vardır bu meydanlarda... Müslümanlar, bu zulme “dur” diyecekleri yerde, Haçlıların bombardımanlarından medet ummaktadırlar. Ölen zavallı kadın ve çocukları ise, önemsiz bir savaş zayiatı olarak görülmektedir. Bir de yakalanan sivillere yapılan işkenceler ve bu masum insanların vahşice katledilmesi var ki, kelimeler kifayetsiz kalmaktadır. Özellikle Felluce'de sivillere yapılan zulmün haddi hesabı yok. IŞİD'e karşı yapılan operasyonlar neticesinde bir gün Felluce düşerse, büyük bir katliamdan korkulmaktadır. Yine Suriye sahasında, dünyanın farklı yerlerinden gelen milisler ve askerler, birbirlerini bitirmekle meşguller. Tüm dünyanın zalimleri ve kâfirleri birleşseydi İslam ümmetine veremeyeceği zararı, biz kendi ellerimizle kendimize vermekteyiz. Siyasi hesap ve ihtiraslarla kör olan gözler, gerçekleri görmek yerine, emperyalistlerin gösterdiklerini hakikat olarak görmektedir. Amerika ve Rusya'nın himmetine bel bağlayanlar, yarın yanıldıklarını göreceklerdir. Müslüman ile Müslümanın müttefik olması gerekirken, istisnalar haricinde, Müslümanlar birbirlerine rakip cephelerde, emperyalistlerin oluşturdukları cephelere eklemlenmişlerdir. Ümmet ruhu ölmüş, düşmanlık sarmaşığı ümmetin her yanını sarmıştır. Herkes, siyasi hesapların peşindedir. Ama hiçbir siyasi hesabın, Müslüman bir mazlumun bir damla kanından daha değerli olmadığı bilinmelidir. Bizim iman etmiş olduğumuz din, hiçbir siyasi hesap için mazlumların kanının dökülmesine cevaz vermez. Müslüman kanı konusunda pervasızca hareket edenler, Aziz ve Celil olan Allah'a bunun hesabını vereceğini bilmelidir. Ve zalime karşı onurluca bir duruş ortaya koymak, bütün Müslümanların sorumluluğundadır, boynunun borcudur. Halep, İdlip, Felluce ve diğer beldelerimizdeki vahşete karşı ayağa kalkmalıyız. Zalimlere karşı her zeminde girişimlerde bulunmalıyız. Rusya'ya, Amerika'ya; Esad'a ve tüm destekçilerine karşı ayağa kalkmalıyız. Sükûtumuz zillettir, vebaldir. Tüm Müslümanlar duruşlarını yeniden sorgulamalı ve nerede olmaları gerektiğine karar vermelidir. Her gün yeni bir siyasi denklemin ortaya çıktığı Suriye ve Irak coğrafyalarında, bizleri yönlendiren siyasi çıkarlarımız değil, ilke ve değerlerimiz olmalıdır. Yoksa rüzgârın yönü her değiştiğinde biz dönmeye devam ederiz. Dolap beygiri gibi kendi eksenimiz etrafında dönmek yerine, bizleri dolap beygirine çevirenlerden hesap sormalıyız.
Bu mübarek ayda bile çocuklarımız vahşice paramparça olup, ümmeti şikâyet etmek üzere Rahman'ın huzuruna çıkarken, kimse kalkıp da eksen edebiyatı yapmasın. Mazlumların birer birer toprağa düşmesi, sizin için hiçbir anlam ifade etmiyor mu ey ruhsuz ölüler! Batsın sizin ekseniniz ve o kirli siyasi hesaplarınız. Yarın mazlumların elleri sizin yakanızda olacaktır. Allah'a bunun hesabını veremezsiniz.
Müslüman kanı oluk oluk akarken, Müslüman kanı ile vaftiz olmuş olan Haçlıların ellerini sıkanlar, sizin hesabınız çetin olacaktır. İslam ümmetinin vahdetini tahrip edip, gücünün dağılmasına sebep olanlar ve zalimleri körü körüne destekleyenler, kendinizi hesap gününe hazırlayın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.