16 Mart 1988'de yaşanan Halepçe Katliamı'nın 29'uncu yıl dönümü dolayısıyla konuşan İnsan ve Medeniyet Hareketi (İMH) Van Şube Başkanı Abdurrahman Eren, katliamın asıl aktörleri olan Batı’nın mazlum Müslüman Kürt halkına yaptıklarının asla unutulmaması gerektiği dile getirdi.

Konuyla ilgili İLKHA’ya açıklamalarda bulunan Eren, Halepçe’de yapılan katliamın Avrupa’nın İslam düşmanlığının birer delili olarak sayılması gerektiğini belirterek, benzeri katliamların yaşanmaması adına Müslümanların bu konuda daha dikkat etmesi gerektiğine vurgu yaptı.

“Halepçe Katliamı tarihe kara bir sayfa olarak geçti”

Halepçe Katliamı'nın tarihe kara bir leke olarak geçtiğini dile getiren Eren, hâlâ o bölgede zehirli gazlardan dolayı sakat kalan çocukların olduğunu söyledi.

Eren, “Halepçe Katliamı, İran-Irak savaşından sonra 1986 yılında başlayan Enfal Hareketi ile 1988 yılında Kürdistan coğrafyasındaki İran’a yakın olan bölgedeki Halepçe kasabasında yaklaşık 5 bin mazlum Kürt halkının katledilişi olarak bilinmektedir. O tarih insanlığın bittiği bir tarih olarak bilinir. Batı'nın vermiş olduğu gazlarla Saddam Hüseyin ve komutanlarının yapmış olduğu Halepçe Katliamı tarihe yine kara bir sayfa olarak geçtiğini biliyoruz. Yaklaşık olarak 5 bin insanın katledildiği 15 bin insanında yaralandığı ve hâlâ da günümüzde kadar çocukların sakat kaldığı bir hareket olarak biliniyor.” dedi.

Dünyanın değişik bölgelerindeki İslam ülkelerine yapılan zulümler ne ise Halepçe Katliamı'nın da bunlardan biri olduğunu belirten Eren, “Coğrafyamızda Müslümanlar üzerinde oynanan oyunlarda bir tanesi olarak, sadece Halepçe’yi biliyoruz. Çünkü kendi bölgemizde olduğundan dolayı birinci dereceden bizi ilgilendiriyor. Bunun yanında Bosna, Suriye, Afrika ülkeleri ve dünyanın değişik yerlerindeki Müslümanlara yapılan katliamlar ne ise Halepçe’de onlardan bir tanesidir.” diye konuştu.

“Asıl aktörlerin Avrupa ve Amerika olduğunu bilmememiz gerekiyor”

İslam düşmanlığın ön plana geçtiği Halepçe Katliamı'nda asıl aktörlerin Avrupa ve Amerika olduğunu söyleyen Eren, “Halepçe Katliamı Batı’nın vermiş olduğu silahlarla mazlum halkın katledilişi olarak bilinen bir olaydır. Ancak bunu Avrupa’nın yapmış olduğu katliamlardan bir tanesi olarak bilmemiz gerekiyor.  Saddam orada aktördür, Bosna’daki ve diğer yerlerdeki aktörler ne ise Saddam da aynen öyledir. Çünkü bütün Batı’nın, Arap ülkelerin desteği ile İran-Irak savaşında Irak’a destek olarak ve son aşama da ise Batı’nın vermiş olduğu hardal gazının Saddam tarafından kullanılması olayı olarak bilinir. Burada asıl aktörlerin Avrupa ve Amerika olduğunu bilmememiz gerekiyor ve İslam düşmanlığını ön plana geçtiğini aklımızdan silmememiz gerekiyor. Bu olayın devam ettiğini bilmekteyiz. Avrupa’nın İslam’a karşı olan tutumu da bunun birer delili olarak bilememiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Halepçe’de 5 bin insanın katledildiğini ve bununda tarihe kara bir leke olarak girdiğini anımsatan Eren, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle Mesut Barzani’nin İslam’a olan sempatisi ve İran’a olan desteği ile kendisine yeni bir ufuk belirlediğinden dolayı, gerek Batı ve gerekse Baas Rejimi’ne tabi olan Saddam’ın işine gelmiyordu. Dolayısıyla bunları bir şekilde yok etme hesabıydı. Allah’a hamdolsun öyle bir durum gerçeklemedi fakat katliam dünya tarihine acı sayfalarla yazılacak kara bir leke olarak bilinmektedir. Bizimde bu şekilde bilmemiz coğrafyamız açısından çok önemlidir.”

Müslümanların Halepçe Katliamı gibi olayları yaşamaması için uyanık olması gerektiğini söyleyen Eren, “Müslümanların daha dikkatli olması gerektiği kanaatindeyim. Bu konuda uyanık olunması gerekiyor. Provokatörlere dikkat edilmesi gerektiğini ve muhakkak kendi üretimini, kendi teknolojisini, kendi silahını ve kendi gücünü göstermesi gerekiyor.” dedi.

İLKHA