"Halkla barışık olmayan Cumhurbaşkanı olamaz"
Memur Sen'in Basın mensuplarına Ankara'da verdiği iftar yemeğinde konuşan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, Ülkemiz ve dünya gündemini meşgul eden konularla ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
ANKARA- Memur Sen Genel Merkezi, Ankara’da İçkale Otelinde Basın mensuplarına iftar yemeği verdi.
İftar programına çok sayıda yazılı ve görsel medyanın Ankara temsilcisi, haber müdürü ve muhabirleri ile tüm Memur-Sen yönetimi ile konfederasyona bağlı sendika başkanları ve danışmanlar katıldı.
Yemek programında konuşan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, Memur-Sen’in rakipleri ile arasındaki farkı artırarak, Türkiye’nin en büyük Memur Sendikaları Konfederasyonu unvanını devam ettirdiğini belirterek, “Memur-Sen, yetkili sendika sayısını da 11’e çıkararak, tüm hizmet kollarında yetkili olmayı başardı. Memur-Sen bu başarısıyla sendikacılık tarihinde bir ilki gerçekleştirdi" dedi.
Gündoğdu, bu noktaya gelene kadar üyelerini ve insanlığı önde tuttuklarını, milli iradeye ve çalışanların özlük haklarına sahip çıktıklarını, kazanım üretmenin peşinde koştuklarını ve dünya mazlumlarına sözcülük yaptıklarını söyledi.
Halkın değerleriyle barışık olmayanlar Cumhurbaşkanı olamaz
Gündoğdu, seçimlerin halkın kendi Cumhurbaşkanını belirlemesi nedeniyle çok önemli olduğunu vurgulayarak "Bir daha Süleyman Demirel gibi Ahmet Necdet Sezer gibi halkın değerleriyle inancıyla doğrudan barışık olmayanların asla bu ülkede cumhurbaşkanı olamayacağını biliyoruz. Memur-Sen ailesi olarak biz yeni Cumhurbaşkanından, halkın seçtiği yarı başkanlık sistemine geçmek üzere olduğumuz bu seçim sonucunda, göreve gelecek Cumhurbaşkanından vesayetle mücadeleyi devam ettirmesini, çözüm sürecine sahip çıkmasını istiyoruz. Dünya mazlumlarına öncülük etmesini, insan onuru, insan onuruna yakışır iş ve ücret konusunda çaba sarf etmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanının bir çok dili bilmesinin yeterli olamayacağını dile getiren Gündoğdu,"Elbette Cumhurbaşkanlarımız 10-20 dil bilsin ama, zulüm karşısında zalime ses çıkarma dilini bilsin yeter. Hangi dilde çıkarırsa çıkarsın. Yoksa bildiği dillerin çokluğu Sisi'ye alkışa, Esed'e şakşakçılığa dönüyorsa, Türkiye'de Ergenekoncuları ya da başka Balyoz plancıları gibi darbecileri alkışlayacak hale gelecekse, dil bilmesinin anlamı yok. Lisan olarak dil biliyor olsa bile haksızlık karşısında gerekli sesi çıkarmıyorsa biz onu dilsiz ilan edeceğiz." şeklinde konuştu.
Paralel medyanın derdi dershaneler değil
Paralel medyanın son günlerde Memur-Sen'i ve şahsını hedef aldığını belirten Gündoğdu, bu durumun 17 Aralık'tan sonra yaşanmaya başladığını belirterek, Şahsım ve sendikamla ilgili gerçek dışı iddialar, 17 Aralık sürecinden önce olsaydı çok üzülebilirdim, ancak şu an yaşananlara şaşırmıyorum. Paralel örgütün derdinin asla dershaneler olmadığını anladık. Bu iş, dershanelerin okula dönüştürülmesine kızgınlık, camileri ahıra dönüştürenlere sempatiye dönüştüğü zaman bitmiştir.” dedi.
İsrail’e kınama
Konuşmasında önceki gün İsrail tarafından Filistin’e düzenlenen bombalı saldırıyı da kınayan Gündoğdu, terör devleti İsrail’in insanlık suçu işlemeye devam ettiğini belirterek, Filistin’e sahur vakti saldıran İsrail’in, dünya barışının önündeki en büyük tehdit olduğunu söyledi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.