Salah, "1993 yılında imzalanan Oslo Anlaşması'yla beraber ülke dışındaki Filistinlilerin rolleri alt seviyeye düşürülmüş ve kendileri alandan uzaklaştırılmışlardı. Ancak onlar bugün hâlâ davalarına sahip çıkmakta, vatanlarını kurtarma ve oraya yeniden dönüş konusunda rollerini ve haklarını korumaktadırlar." dedi.

Temiz şehitleri ve kahraman esirleri gönülden selamladığını ve onlara büyük değer verdiğini dile getiren Salah, esirlerin özgürlüklerine kavuşturulmaları için çalışmaların kesintisiz bir şekilde devam edeceğini, özgürlük zamanlarının yaklaştığını, yakında müjdelerin verilmesinin mümkün olabileceğini dile getirdi. Filistin'in mübarek toprakları üzerinde mücadele edenleri kutladığını da dile getiren Salah, onlara da fethin yakın olduğunu müjdelediğini belirtti.

Salah konuşmasında, son dönemde siyonist işgal rejimiyle ilişkilerin normalleştirilmesi konusuna da değinerek, suçlu işgalciyle ilişkileri normalleştirmenin ahlakî bir suç, siyasi yönden büyük bir hata olduğunu söyledi. İlişkileri normalleştirenlerin yenilgiyi kabul etmeleri, zillete ve aşağılanmaya razı olmaları gerektiğini söyleyen Salah, bunun aynı zamanda dar görüşlülüğe delalet ettiğini, nefse ve bazı arzulara aldanmaya işaret ettiğini vurguladı.

Salah işgalcilerle ilişkileri normalleştirenlerin, siyonistlerin kendilerine iyilik edeceklerini, kendileriyle birlikte hareket edeceklerini ve kendilerini koruyacaklarını sandıklarını ancak gerçekte onların siyonistlerin suçlarına ve düşmanlıklarına ortak olduklarını ifade etti. Bunun şehitlere, esirlere ve Mescid-i Aksa muhafızlarına ihanet olduğunu belirten Salah, buna karşı hep birlikte tavır konulması, mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.