Hani'de olaylı gece
Diyarbakır'ın Hani ilçesinde esnafın işyerlerine zarar veren PKK yandaşları, imam hatip okulu yakmak istedi. Emniyet binasına yaklaşık 200 metre mesafede yaşanan olaylara müdahale edilmemesi dikkat çekerken olayların ardından gelen polis bir gazeteciyi gö
DİYARBAKIR - Hani'de eylem yapan PKK yandaşları, kamuya ait çok sayıda binaya ve esnafın işyerlerine zarar verdi, imam hatip ortaokulunu yakmak istedi. Emniyet binasına yaklaşık 200 metre mesafede yaşanan ve bir buçuk saat süren olaylara müdahale edilmemesi ise dikkat çekti.
Gece saat 21.00 sıralarında eylem yapan PKK yandaşları, PTT aracını tahrip ettikten sonra esnafın işyerlerine zarar vermeye başladı. Bazı kepenk ve camları kıran eylemciler, Hürriyet İmam Hatip Ortaokuluna doğru yürüdüler. Attıkları molotofla okulu yakmak isteyen PKK yandaşları, okul pencerelerinin demir korunaklı olması sebebiyle istediklerini gerçekleştiremediler. Ancak atılan molotofun etkisiyle İmam Hatip Ortaokulunda maddi hasar meydana geldi.
Yaşananları anlatan görgü tanıklarından F.Y , "Hani PTT şubesi yakınlarındaydım. Aniden havai fişek sesleri gelmeye başladı. Bir süre sonra ses bombaları ardı ardına patlamaya başladı. Halk korkudan işyerlerini kapatarak evlerine doğru kaçmaya başladı. Yüzleri kapalı ve ellerinde silahlar olan PKK yandaşı grup, önce PTT ye ait camlara taş atmaya başladı. Ardından PTT aracının camlarını kırdılar.
Esnafın işyerlerine molotof ve bomba attılar
Daha sonra çöp konteynırlarını cadde üzerine savurduktan sonra PTT karşısında bulunan sıralı dükkanlara Molotof ve bomba atmaya başladılar. 2 esnafa ait işyerlerinin kepenkleri patlamaların etkisiyle delindi, camları kırıldı." dedi.
Sabah işyerini açan bir esnaf, işyerinde otomatik silahlara ait mermiler bulduğunu ifade ederek, “Bu mermiler otomatik silahların mermisi. Bunları PKK yapmışsa polis neredeydi? Bu ağır silahlar şehre sokulurken polis yatıyor muydu? Yok, eğer PKK silahları değilse polis mi bizi taramış? Neden bizim dükkanları taradılar? Hala anlamış değiliz." sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Daha sonra Hani DEDAŞ binasına doğru yürüyüşe geçen eylemciler, DEDAŞ’ın camların indirdikten sonra DEDAŞ’a ait aracın camlarını kırdılar. Buradan da Hükümet Konağına giden eylemciler, bina camları indirildi, resmi araçları tahrif etti.
Olayların yaşandığı yer ile emniyet binası arasında 200 metrelik bir mesafe olmasına rağmen polisin uzun bir süre sonra bölgeye geldiğini belirten görgü tanıkları, olay yerine gelen polis araçlarından sağa sola ateş açıldığını ileri sürdü.
Halka ateş açıldığını ileri süren görgü tanıklarından F.Y şunları kaydetti: “Daha sonra polis çarşıya geldi. O esnada Aynkabir Parkı yakınlarında olan insanlara doğru ateş açıldı. Halk neye uğradığını şaşırdı. Evlerine doğru koşmaya başlayan halkın arkasından ayak taraflarına doğru ateş edilmeye devam edildi. Hani halkı korku içerisinde evlerine gittiler.
Yine görgü tanıklarından M.K, “Olaylardan uzun bir süre sonra polis araçları gelmeye başladı. Özel harekatçılara ait panzer, kapımın önündeki aracıma çarparak, aracımda hasar meydana getirdi.
Gazeteci gözaltına alınarak darp edildi
Ayrıca Hani'de gazetecilik yapan Mehmet İlhami Ünal'ı bağırarak yanlarına çağırdılar. Tekme tokat vurmaya başladılar. Daha sonra yanlarına alıp götürdüler.” dedi.
Serbest bırakıldıktan sonra olayı anlatan gazeteci Mehmet İlhami Ünal ise, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Olaylar çıktığında işyerimdeydim. Seslerin yükselmesi ve yakınımdan gelmesinden dolayı kapı önüne çıktım. Olayı haber yapmak için muhabiri olduğum ajanslara haber vermek için telefonla konuşuyordum. Önüme özel harekatçılar çıktılar. Araçtan inip “gel lan buraya” dedi içlerinden birisi. Yanına gittiğimde bana bir tekme savurdu ve yere düştüm. Beni apar topar aracın içine attılar. Olayla hiçbir alakası olmayan çarşıdan geçen 5 kişi de aracın içindeydi. Demek ki, çarşıda kimi bulmuşlarsa araca koymuşlar. Araç içinde yine beni darp ettiler. Dini değerlere küfrettiler. Bizi öylece emniyete götürdüler. İfademizi alıp bizi ancak gece saat 03.30'da bıraktılar. Ayrıca beni darp eden polisler hakkında suç duyurusunda bulunacağım.”
Yine çok sayıda bomba seslerinin geldiğini söyleyen M.A. da, “En az 10-15 tane bomba seslerini ben duydum. Bombalardan sonra tabanca ve keleş sesleri evimin yakınlarından geliyordu. Otomatik silahların seri olarak ateş edildiğini duydum. Her tarafı taramışlar zannettim. Sözde Kürt halkının savunucuları ve temsilcileri olduğunu iddia edenlerin, Kürt halkına bu korkuyu yaşatması çok garip. Esnafın dükkanına bomba atmak, insanları kaçırmak, Kürt öğrencilerin gittiği okulları yakmak, özellikle de İmam Hatip ve Kuran kurslarını hedef almak ne zamandan beri Kürt halkını savunmak olmuş? Bu savunmak mıdır, zarar vermek midir? Kürt halkına eziyet et sonra seni savunuyorum de. Kürt halkını ahmak yerine mi koyuyor bunlar?” dedi. (Serhad Yıldırım - İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.