Hayatım boyunca babamdan ayrı yaşadım

Hayatım boyunca babamdan ayrı yaşadım

FETÖ/PYD’nin polis ve yargı ayağı tarafından cezaevine konulan İslami kimlikli mahkûmların çocukları, bütün hayatları boyunca babalarından ayrı yaşadıklarını belirterek, yeniden yargılanma yolunun açılmasını istediler.

İslami hizmetleri dolayısıyla FETÖ/PYD’nin zulmüne maruz kalıp aynı yapının polis ve yargı ayağı tarafından cezaevine konulan mahkûmların çocukları, yetkililere seslenerek, ömürleri boyunca hasret kaldıkları babalarına yeniden yargılama yolunun açılmasını istediler.

Ömürleri boyunca, 34 bayramdır babalarından ayrı yaşadıklarını dile getiren mahkûm çocukları, 15 Temmuz ABD destekli darbe girişimi sonrasında babalarını yargılayan hakim ve savcıların şu an tutuklu olduklarını İLKHA’ya anlattı.

Cezaevinde tutuklu olan Turan Boldağ’ın kızı Semanur Boldağ, babasından ayrı yaşadığı 17 yılı anımsatarak, “Babam 17 yıldır cezaevinde ve daha ben bir yaşındayken cezaevine girmiş. Bütün hayatım boyunca babamdan ayrı yaşadım. Mutlu ve üzüntülü günlerimin hiçbirinde babam yanımda değildi. Ergenekon’dan yargılananların çocukları karne aldıklarında medya onların evlerine gidip, onların mutlu günlerinde ‘Babalarından ayrı karne aldılar. Babalarından ayrı bayramlarını geçiriyorlar.’ şeklinde haberler yaptılar. Fakat hiç kimse bizi görmedi. Sanki biz onlar gibi çocuk değilmişiz, sanki bizlerin duyguları yokmuş, sanki bizlerde mutlu günümüzde babamızı istemiyormuşuz gibi bizi görmezden geldiler.” dedi

“Biz sadece yeniden yargılanma istiyoruz”

Bir af ve ya farklı bir beklentilerinin olmadığının altını çizen Boldağ, “Benim babamı cezaevine koyan hakim ve savcılar yakalanmasına rağmen babam halen cezaevinde. Biz sadece yeniden yargılanma süreci istiyoruz. Onlardan bir af gibi beklentimiz yoktur. Yeniden yargılasınlar ki onlarda gerçekten adaletliyseler haksız olduklarını görecekler. Gerçekten hakiki bir suç varsa kabulümüzdür, boynumuzun borcudur ama biz biliyoruz ki kesinlikle suçlu değildir.” diye konuştu.

“Eşimle birlikte bizi de mağdur ettiler”

Turan Boldağ’ın Eşi Züleyha Boldağ ise “Eşimin tek suçu camide Kur’an dersi vermek ve İslami çalışmalarda bulunmaktı. Çok mağduriyet yaşadık, eşimle birlikte bizi de mağdur ettiler. Eşimi sürekli farklı farklı şehirlere sürgün ettiler. Onların gayesi eşimi sürgün etmek değildi, bizi mağdur etmekti. Tabi bunu beceremediler biz yine gittik ama çok mağdur olarak gittik. Bir kadın başımıza ve çocuklarla buradan Tokat, Diyarbakır, Ordu’ya gittik.” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin geneli FETÖ’nün kumpaslarını biliyor”

Türkiye’nin FETÖ kumpaslarını 15 Temmuz darbe girişiminde öğrendiğini, ancak kendilerinin bunu çok öncesinden bildiklerini ama seslerini duyuramadıklarını kaydeden Boldağ, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“15 Temmuz darbesinden sonra bu tür mağduriyetlerin FETÖ tarafından yapıldığı belli oldu. Şu ana kadar gizliydi, belki de üstü örtülüydü ama 2000’li yıllarda biz bunu anlattık ama kimseye sesimizi duyuramadık. Şu an ise Türkiye’nin geneli FETÖ’nün kumpaslarını biliyor. Bu yönde herhangi bir yasa ve ya af dilemiyoruz, yeniden yargılanmalarını istiyoruz. Olur ya insanlar gündüz yaşadıklarını eşlerine anlatırlar ama biz bunlardan hiçbirini yaşamadık. Eşlerimiz ne çocuğumuzun büyüdüğünü, ne konuştuğunu, ne de yürüdüğünü bunlardan hiçbirini görmedi.” diye belirtti.

“Yeter artık çektiğimiz işkenceler”

17 yıldır cezaevinde tutuklu olan İsmail Balka’nın annesi Hanife Balka da çocuğunun sırf Kur’an dersi verdiğinden dolayı tutuklu kaldığını belirterek, yaşlı haliyle cezaevinde çocuklarını ziyarete giderken çok büyük sıkıntılar yaşadıklarını söyledi.

Balka, “17 yıldır çocuklarımızı tutuklamışlar. Bizler sürekli bu yollardan gidip geliyoruz perişan olduk artık. Çocuklarımızın tek suçu Kur’an okutmaktı. Kur’an okutmak dışında hiçbir suçları yoktu. Çocuklarımızı götürüp işkenceden geçirdiler perişan ettiler. Şimdi bizlere 2 ayda bir görüşeceksiniz diyorlar, önceden ayda bir kez gidiyorduk bu bizim için iyiydi, idare ediyorduk, çocuklarımızı görüyorduk. Yeter artık çektiğimiz işkenceler.  Çünkü çocuklarımızın bir suçu yok” ifadelerini kullandı.

Cemal Yorgun’un annesi Piroze Yorgun ise çocuğunun İslami faaliyetlerinden dolayı yıllardır tutuklu olduğunu söyleyerek, “Çocuğum İslam için yıllardır tutuklanmış. Çocuğumun babası mağdur, dilsiz ve özürlüdür. Bende yaşlı bir kadın olarak tekim. Yollarda bayılıyorum, kalp hastalığım ve tansiyon hastalığım var. İsteğim adaletli bir çözümdür. Bu yönde çocuklarımıza da bir adaletin gelmesidir.” şeklinde konuştu.

“Artık bu zulümlere sessiz kalınmasını istemiyoruz”

FETÖ mağdurları olarak, af değil adalet istediklerini söyleyen Mikail Gültepe’nin eşi Cahide Gültepe, “Eşim 17 yıldır cezaevlerindedir. Eşim tutuklandığında 6 yıllık evliydik. Eşimden ayrı zor zamanlar geçirdim. Eşim Kur’an dersi verdiği için, İslami faaliyetlerinden dolayı cezaevine girdi. Eşimin başka suçu yok ki bu da suç değildir. Bu konuda yetkililere sesleniyoruz; FETÖ mağdurları olarak, af değil adalet istiyoruz. Artık bu zulümlere sessiz kalınmasını istemiyoruz.” diye belirtti.

"Kur’an dersini çocuğuma suç saydılar"

Yakup Taş’ın annesi Makbule Taş da şunları kaydetti: “Allah kabul etmesin, bize çok büyük bir haksızlık yaptılar. 17 yıldır çocuğumu suçsuz yere tuttular.  Suçu sırf Kur’an ve camiydi. 2 tane Müslüman gence Kur’an dersi verdi diye bu ona suç sayıldı. FETÖ’nün hâkimi ve savcısına Allah ceza versin Kur’an dersini çocuğuma suç saydılar. Bu cezayı devlet bize verseydi lanetli FETÖ değil”

17 yıldır cezaevinde olan Yakup Taş’ın teyzesi de yeğeninin Kur’an dersi verdiğinden dolayı tutuklandığını, 15 Temmuz’dan sonra kendilerine ceza veren savcı ve hâkimin FETÖ’cü olduğunu öğrendiklerini söyledi.

Nevzat Ucak’ın eşi Aysel Ucak da yaşadığı mağduriyeti anlatarak, af istemediklerini, yeniden yargılanma yolunun açılmasını istedi.

Serbest bırakılan babasının cezaevinde Kur’an dersi verdiğinden dolayı yeniden tutuklandığını belirten Nevzat Ucak’ın kızı ise babasızlığın zor olduğunu dile getirdi. (Yılmaz Sönmez-İLKHA) 




















 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.