Mehmet Ali GÖNÜL
Hazine avcılığı!
İçinde özü itibarıyla mübarek ad edilen bir ay olması bir yana, Kur’an’ın bu ayda nazil olması ayrı bir değer katıyor Ramazan’a.
O Kur’an ki adeta insanlığı muhatap alan bir konuşmayı/vahyi, bir reçeteyi içeriyor.
İnsanlığın reçetesini…
Gökyüzünün mavi atlas ikliminden dünya semasına, oradan insanlığın yüreğine bir cemre misali düşen ilahi hitaplar barındırıyor bu reçete.
Bu ayı kıymetlendirmesi adına her gün ellerden ve gönüllerden mukabele mukabele düşmüyor Kur’an.
Okunması şifa, gönüllere deva ve hayata nizam vermekle yasa olan bir kitaptan bahsediyoruz.
Düşünmeyi, akletmeyi, hatırlamayı, itaat etmeyi hoş ve latif ifadelerle aklımıza ve gözümüze yazan bir kitap…
Bu ay, on bir aydan daha çok hatırlamakla kalplerde yer almasını sürekli hale getirmenin zamanı…
Adeta on bir aylık enerjiyi depolama süreci…
Böylece nur’u yeryüzünün her yerine güneş misali yansıyan bir aydınlanmayı bu aya/Ramazan’a borçluyuz.
Yeryüzünü aşıp insanlığın gönlünde ve gönüllerde fıtrata yönlendiren Kitab-ı Mübin, kendi eczanesinde her derde deva ve çareyi sunmaktan geri durmadı/durmayacaktır.
Bu aya ayrı bir değer katan başka bir hakikat ise bu ayın ve gecelerin sultanı olan Kadir gecesinin varlığıdır.
Yirmisinden sonraki belirsizliğin verdiği terğible gecelerin ihyasını bu ayda görüyoruz.
Adeta seksen üç yıllık ömre bedel bir kazancı hedefleyen bu yaklaşım, “Hazine Avcılığı” yaptırıyor.
Gece gece ibadetlerle kazılan ve rastlamanın ümidiyle kalplere çöken huzurun itminanına bedel ne olabilir ki?
Ömür uzamaz; ama kadir gecesi uzatır gerçeğinden hareketle eski ümmetler derecesinde tul-i emele nail olmak, az lütuf olmasa gerek.
Belki de bu gece, Ramazan ayının cevherlerinden en kıymetlisidir.
Mücevher camdır, umumdur; ama Yakut cam değildir, kıymetliler içinde en kıymetlisidir.
Bu ayın kendisi ayrı bir maneviyat barındırıyor özünde. Her iyilik, bire yediden yedi yüze, değer katıyor heybemize.
İştiyak ve arzu, zirve yapıyor infakta, sadakada ve zekâtta.
Dünyası da ahireti de bir artışın bir gayretin bir azmin ya da ilahi rızayı gözetmenin bereketini yaşıyor.
Sanki gök ehli ile yer ehli “festebikul hayrat/hayırda yarışınız” emrinin pistinde yarışa durmuşlar.
Adeta iyilik sergisinde olan bizlere, ilahi bahaneler yağmur misali yağıyor üzerimize.
Bir teşhir meydanında manevi bir alışverişte fırsat günlerini/fırsat ayını kazanca dönüştürmenin uğraşındayız.
İftarı, ayın bereketi; sahurunun her lokması sevabın sebebi, namazı ve ibadeti diğer aylara nazaran kazancın devasası, kat kat katlamalı mükafatı…
İyiliğin topluma yansımasıyla sosyal bir huzurun yaşandığı bu ay, bu kazançları heybesine dolduranları mutlu kılar.
Ne mutlu bu şuur ve bilinçle kalbini, gönlünü ve aklını bu kazanımlarla donatanlara…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.