HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu: İnancımıza aykırı hiçbir kanun çıkarmayacağız
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, memleket gezileri kapsamında geldiği Konya'da temaslarının son gününde parti üyeleriyle buluştu, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Konya'da bir konferans salonunda üyelerine seslenen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu; partisinin çalışmaları, güncel siyasi meselelere bakışı, seçim çalışmaları ve diğer partilerle aralarındaki farklardan söz etti.
Halkın yaşadığı ekonomik sıkıntılara da değinen Yapıcıoğlu, partililere de söz hakkı vererek sorularını cevapladı, önerilerini dinledi.
Yapıcıoğlu, memleket gezileri kapsamında yapmış olduğu çalışmalardan bahsedersek, parti üyelerinin seçim çalışmalarına hız vermelerini istedi.
Seçimlerde HÜDA PAR'ın hedeflerine ilişkin konuşan Yapıcıoğlu, ilk olarak barajı aşmayı bu olmazsa da en azından yüzde 3'lük bir oy oranına ulaşmayı hedef olarak seçtiklerini söyledi.
Seçim anketlerine ilişkin medyada verilen sonuçların doğruları yansıtmadığını dile getiren Yapıcıoğlu, çoğu ankete dahil edilmedikleri için HÜDA PAR'ın oy oranının kamuoyundan gizlendiğine işaret etti.
"Anket sonuçları gerçekleri yansıtmıyor"
Yapıcıoğlu, yanıltıcı anketleri şu örnekle açıkladı:
Önümüzdeki pazar seçim olursa oyunuzu hangi partiye verirdiniz? sorusunun ardından partileri sayıyorlar ama HÜDA PAR'ı saymıyorlar ve HÜDA PAR'ı sorduklarında diyorlar kusura bakmayın ama HÜDA PAR seçeneklerde yoktur. Eğer HÜDA PAR seçenekler arasında yok ise anketlere HÜDA PAR yansımaz. Bu bir defa iki defa olmadı, birden fazla kez oldu. Bir de bazı kamuoyu araştırma şirketleri bazen bizim genel merkezimizi arıyorlar ve 'Biz bir anket çalışması yaptık, görüyoruz ki HÜDA PAR'ın oylarında bir tırmanma, bir yükseliş var. Biz bu anketin sonuçlarını falan zamanda açıklayacağız ve kamuoyu ile paylaşacağız, sizinle görüşelim.' diyorlar. Ardından 'Siz bize bir şey verecek misiniz?' diyorlar. Birilerinin adına birilerinden karşılığını alarak anket ücretlerini almışlar ve diyorlar ki 'Siz de anketlerde görünüyorsunuz ama sizi göstermemiz için bize şu kadar para vermeniz lazım.' Emin olun ki anketlerin gösterdiği sonuçlar doğru sonuçlar değil. Üstelik daha fazla para verirseniz sizin oy oranlarınızı daha fazla gösterirler. Bir ankete bakıyorsunuz bir partinin oyu başkadır, başka bir ankete bakıyorsunuz aynı partinin oyunda neredeyse yarı yarıya fark vardır. Bu fark duygusaldır. Bu nedenle anketlere takılmayın, inşallah HÜDA PAR katlaya katlaya geliyor.
Diğer siyasi partilerle diyalog konusuna değinen Yapıcıoğlu, "Biz siyasi partiler arasında diyalog kapılarının açık olması gerektiğini söylüyoruz. Görüştük, görüşüyoruz. Bundan sonra da görüşeceğiz ama sadece bir parti ile değil, birkaç parti ile görüşüyoruz. Bu görüşmeler ittifak ya da birlikte hareket etme gündemi ile değil, memleket meselelerine birlikte çözüm arama ya da bazı projelere birlikte imza atma ya da fikir alışverişinde bulunma adına görüşüyoruz. Düzenli görüştüklerimiz de vardır. İnşallah biz memleket meselelerine çözüm bulma adına ve kendi çözüm önerilerimizi onlara anlatma konusunda cimri davranmayacağız. Bazılarının bir proje ya da bir çözüm önerisi olur, ben iktidara gelince uygulamaya kurayım, kimse benim projemi çalmasın diye onu kendine saklar. Biz buna hayır diyoruz. Keşke bütün partiler bizim parti programımızı ya da çözüm önerilerimizi alıp uygulamaya koysa. O zaman biz siyaset yapmak zorunda bile kalmayacağız. Eğer bizim yapacaklarımızı zaten yapsalar biz niye yorulalım ki! Siyaset kısaca şöyle tarif edilebilir: İnsanın kendi düşüncelerini, kendi bakış açısını, kendi değerlerini kamusal alana ya da yönetime taşımak ister. Siyaset bunun için vardır." İfadelerini kullandı.
"HÜDA PAR'ın iktidarında ilk hedef adaletin yeniden tesis edilmesidir"
İktidara geldikleri taktirde çok şeyin değişeceğinin altını çizen Yapıcıoğlu, "HÜDA PAR iktidara gelirse çok şey değişecek. Her şeyden önce ilk hedef adaleti yeniden tesis etmektir. Adaletin terazisi bozulmuş onu tamir edeceğiz. Adalet sadece üzerinde 'adalet sarayı' yazılan binalardaki mahkemelerdeki adalet değil, ondan bahsetmiyoruz. Türkiye'nin en yüksek gelir grubundaki yüzde 10'luk kesim, toplam gelirin yüzde 67'sini alıyor. Gelir dağılımında çok ciddi bir adaletsizlik var. Şu ekonomik sistem içinde zengin gittikçe zengin olurken, fakir ise daha da fakirleşiyor. Çünkü vergi yükü fakir/fukaranın sırtında. Siz markette aldığınız her üründe, bindiğiniz otobüste dahi vergi veriyorsunuz ama zenginler vermiyor. Bütün iktidarlar diyor ki 'biz vergiyi tabana yayacağız.' Biz de diyoruz ki, geldiğimizde vergiyi tavandan yani zenginden alacağız, refahı da tabana yayacağız." şeklinde konuştu.
"Biz gelirsek…"
İktidara gelmeleri halinde eğitim sisteminin baştan aşağıya değiştirileceğini söyleyen Yapıcıoğlu, tarım politikasından ekonomiye, plansız eğitimden dış politikaya kadar tüm sistemin adalet temelinde yeniden dizayn edileceğini söyledi.
Yapıcıoğlu, "Biz başa gelirsek; eğitim sistemini baştan aşağıya değiştireceğiz. Biz başa gelirsek tarım politikasını değiştireceğiz.
Biz gelirsek; bütçe açık vermeyecek,
Biz gelirsek; ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız. Ve o yorganı daha çok fakir-fukarayı ısıtacak şekilde dizayn edilmesine azami gayret sarf edeceğiz,
Biz gelirsek; eğitim planlı olacak. Planlı eğitimde üniversiteden mezun olan genç, diplomasız işsizler ordusuna katılmayacak. Hangi branşta kaç elemana ihtiyaç varsa o kadar mezun verecek,
Biz gelirsek; Allah'ın izniyle evlilikleri teşvik edeceğiz. Boşanmaların azaltılması ve ailelerin ayakta kalması için gerekli tedbirleri alacağız, gençlerin yuva kurmasının önündeki engelleri kaldırıp daha kolay bir şekilde kendi yuvalarını kurabilmeleri, kendi gelecek nesillerini yetiştirebilmeleri için imkân sağlayacağız. Gençler için bir evlilik fonu oluşturacağız,
Biz gelirsek; 25 yıl evli kalan kadınlara emeklilik maaşı bağlayacağız,
Biz gelirsek; hiçbir insan -hangi inanca mensup olursa olsun, memleketin hangi köşesinde oturuyor olursa olsun- zaruri ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir geliri yoksa bütün zaruri ihtiyaçlarını devlet karşılayacak,
Biz gelirsek; ifsat çalışmalarının önüne set çekeceğiz,
Biz gelirsek; uyuşturucuyu sokakta gençlere pazarlayanları bölük bölük alıp cezaevine sevk edip öbür taraftan kısa bir süre sonra af kanunlarıyla serbest bırakmayacağız. Büyük uyuşturucu baronlarının uykusu kaçacak, onlar rahat yüzü görmeyecek, inşallah yakalanıp bir daha gün yüzü görmeyecek şekilde cezalandırılacaklardır.
Biz gelirsek; dış politikanın ekseni de adalet olacak,
Biz gelirsek; ekonomik politikalarının merkezinde insan olacak, üretim artacak, biz gelirsek işsizlik azalacak,
Biz gelirsek; Avrupa'dan bize uymayan, ithal edilen tercüme yasalar bohçalarını toplayıp memleketi terk edecekler. Biz kendi kanunlarımızı oturtacağız. Geldiğimizde bu değişiklikler gün gün kendini gösterecektir inşallah." İfadelerini kullandı.
12 Eylül Anayasası ve Laiklik konusu
İktidara geldiklerinde ve güçleri yettiğinde yeni bir yasa yapacaklarına vurgu yapan Yapıcıoğlu, bu anayasada milletin inancına, tarihine, örfüne, kültürüne aykırı hiçbir maddenin olmayacağına dikkat çekti.
Yapıcıoğlu, "12 Eylül 1980'de bir askeri darbe yapıldı, bu askeri darbe sonucunda 5'li bir çete, onlar kendilerine 'Milli Güvenlik Komitesi' dedi. Ama 5 tane general; sivil siyasetin önünü kapattı, parlamentoyu, partileri kapattı, pek çok kanunu değiştirdi ama en önemlisi 1961 anayasasını ilga etti bunun yerine 1982 anayasasını sipariş etti ve o 1982 Anayasasının ilk üç maddesinde daha önceki anayasalara benzer şeyler yazıldı, fakat şöyle bir farkla 'Anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez' maddesini de dördüncü madde olarak eklediler. Birileri zannediyor ki bu değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler 1920'de ilk Meclis kurulduktan sonra yapılan ilk anayasada da var. Öyle bir şey yok. Onlara sorduğunuzda, 'İmparatorluk bakiyesi topraklar üzerinde yeni bir devlet kuruldu, o devleti kuran kurucu irade ne ise siz onu istediğiniz zaman değiştiremezsiniz.' diyorlar. Kocaman bir yalan. 1921 Anayasası, 1920'de açılan Meclis'in yapmış olduğu ilk anayasa ve o anayasanın başında 'Devletin dini, Din-i Mübin-i İslam' diye yazıyor. O Meclis sonradan feshedildi, ikinci Meclis toplandığında ise şöyle bir madde koydular, 'Devletin dini, Din-i İslam'dır. 1924 Anayasasında da bu böyleydi." Dedi.
"Anayasada dayatmacı bir maddenin olması demek gelecek nesillerin iradesine peşinen ipotek koymak demektir"
Anayasaya konulan Laiklik ilkesinin sonradan eklendiğine dikkat çeken Yapıcıoğlu, şöyle konuştu:
Laiklik ilkesi ilk defa 1930 yılında tek parti diktatörlüğü döneminde diğer ilkelerle birlikte girdi. CHP'nin 6 oku var biliyorsunuz, bu 6 oktan biri laikliktir. CHP'nin 6 okunu anayasanın içine koydular ama o zaman bile 'değiştirilmesi teklif dahi edilemez' demediler. Kimsenin aklına böyle bir şey gelmedi. 1961 Anayasasında yine bu ilkeleri koyup muhafaza ettiler ama yine 'değiştirilemez' demediler. 1982 Anayasasını yazan o hukukçu ekip dahi böyle demedi. Sadece dediler ki 'Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğuna dair madde değiştirilemez.' Ne zaman darbeci generallerin önüne bu anayasa taslağı geldi, onlar, 'Şuraya biz dördüncü maddeyi ilave ediyoruz. Anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.' diye eklediler. Biz de diyoruz ki, 1982 Anayasası askeri cuntanın yapmış olduğu faşist bir anayasadır, dayatmacıdır, bu anayasa ilga edilmeli, yürürlükten kaldırılmalı, milletin temsilcisi olan siyasi partiler yuvarlak bir masa etrafında toplanmalı ve sıfırdan bir anayasa yazılmalıdır. Bu yazılacak anayasada 'değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez' hiçbir madde olmamalıdır. Böyle dayatmacı bir maddenin olması demek; gelecek nesillerin iradelerine peşinen ipotek koymak demektir. HÜDA PAR güç yitirebilirse tamamen yeni bir anayasa yapacak ve bu anayasada milletin inancına, tarihine, örfüne, kültürüne aykırı hiçbir madde olmayacak.
"Hiç kimse sosyal medyayı, sokağı, parkı, otobüs durağını kullanarak ahlaksızlığını yayamaz"
Sosyal medyada yayılmaya çalışılan ifsat çalışmaları hakkında da konuşan Yapıcıoğlu, bu konudaki görüşlerini şöyle aktardı:
Dinde zorlama yoktur. Biz hiç kimsenin evinin içerisini gözetleme, tecessüs etme, kim hangi günahı işliyor diye takip etme hakkını kendimizde görmüyoruz. Ama toplumu ifsat edecek, toplumun ahlakını bozacak, toplumu suça ve günaha teşvik edecek fiilleri işleme özgürlüğü hiç kimsede yoktur. Biz hiç kimsenin mahremine, özeline karışmayız. Ama birileri sosyal medyayı, medyayı, sokağı, parkı, otobüs durağını kullanarak ahlaksızlığını yayamaz, suç olan bir fiili övemez, onun yapılmasını teşvik edemez. Biz iktidar olsak; halkın din, can, mal, akıl ve nesil emniyetini garanti altına almak ve bunları tehdit eden bütün hareketleri engelleme misyonu üstleneceğiz. O sosyal medyada kim bu beş temel haktan herhangi birine tehdit oluşturacak şekilde bir hareket yapacak olsa onun hesabını vermek zorunda kalacak.
Yapıcıoğlu, son olarak seçim çalışmaları konusunda özellikle gençlere ve kadınlara büyük sorumluluk düştüğünü ifade etti. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.