HÜDA PAR Nusaybin İlçe Teşkilatı İslam düşmanı Fransa’yı tel’in etti
Her fırsatta İslam düşmanlığı yapan Fransa’yı tel’in eden HÜDA PAR Nusaybin İlçe Teşkilatı, İslam ülkelerince batıda İslam’ı yok etme saldırılarına karşı Müslümanların hak ve hukukunu koruyacak bir mekanizmanın mutlaka kurulması gerektiğini belirtti.
HÜDA PAR Nusaybin İlçe Teşkilatı, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un İslam’a yönelik düşmanca açıklamalarını kınamak ve Avrupa’daki Müslümanlara destek vermek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında ilçe yönetimi de hazır bulundu.
Basın açıklamasını okuyan HÜDA PAR Nusaybin İlçe Başkanı Halil Talayhan, Fransa’nın öncülüğünde Avrupa ülkelerinde İslam ve Müslümanlara topyekûn bir savaş açıldığını söyledi.
Avrupa ülkelerinde Müslümanlara mal edilmeye çalışılan şaibeli saldırıların, İslam’ı Batı’da yok etme projesinin bir parçası olduğuna işaret eden Talayhan, izzet ve irade sahibi İslam ülkelerinin, Fransa’nın bu İslam düşmanlığına karşı mutlaka harekete geçip, dünya genelinde Müslümanların hak ve hukukunu koruyacak bir mekanizmanın mutlaka kurulması gerektiğinin altını çizdi.
“Macron uygulamalarıyla İslam’a karşı olan nefretini aleni bir savaşa dönüştürmüştür”
Avrupa’da İslam’a ve Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve engellemelerin, fiziki saldırılara ve aleni bir düşmanlığı dönüştüğünü belirten Talayhan, “Sözde demokrasi ve özgürlükleri ile övünen Fransa, bu düşmanlık ve ötekileştirme furyasının başını çekmektedir. Söz konusu Müslümanlar ve İslam olunca, bütün özgürlükçü ilkeleri helvadan birer puta dönüşen Fransa, kendi vatandaşı Müslümanları haklarından mahrum edebilmektedir. Fransa’nın toy, cahil ve kaprisli Cumhurbaşkanı Macron, açıklama ve uygulamalarıyla İslam’a karşı olan kin ve nefretini artık aleni bir savaşa dönüştürmüştür.” dedi.
“Fransa birçok ülkede İslam topraklarını işgal ve talan etmiştir”
Fransa’nın hem insanlığa, hem de İslam’a karşı sicilinin bozuk olduğunu ifade eden Talayhan, şöyle devam etti:
“Son iki asırda başta Cezayir olmak üzere Afrika’nın birçok ülkesinde İslam topraklarını işgal ve talan etmiş, yüzbinlerce Müslümanı katlederek soykırım uygulamıştır. Şu andaki refah ve zenginliğini, halen sömürmekte olduğu İslam topraklarına borçludur. Müslümanlar bunların hiç birini unutmuş değildir. Fransa halen bunların hesabını vermemiştir. Aynı şekilde önceden sömürgesi olan Benin, Burkina Faso, Gine, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Ekvator Ginesi ve Gabon gibi Afrika ülkeleri Fransa'ya hala sömürge vergisi ödeyen ülkelerdir. Afrika’da Müslümanlara karşı uygulamış olduğu tekniklerin bir benzerini kendi ülkesindeki Müslümanlara karşı uygulamaya çalışmaktadır. Her türlü misyonerlik ve ifsat faaliyetleriyle dinlerinden koparamadığı Müslümanlara ‘terör ve aşırılıkla mücadele’ adı altında her türlü baskı ve ayrımcılığı yapmakta, Charlie Hebdo gibi İslam düşmanı basın ve medyayı himaye ederek onları cesaretlendirmektedir.”
“Terörle Mücadele Yasası, Müslümanlara karşı devlet eliyle bir cadı avına dönüştürüldü”
Açıklamasının devamında Talayhan, “2015 yılında Paris’te Charlie Hebdo’ya yapılan saldırıların ardından çıkarılan OHAL ve Terörle Mücadele Yasası, İslam’a ve Müslümanlara karşı devlet eliyle bir cadı avına dönüştürüldü. Okullarda başörtü, çarşı ve pazarda ‘burka ve peçe’ yasaklandı. Müslümanların cami, dernek, lokal ve okul gibi kurumların kapatılmasını adli makamların elinden alarak valilerin keyfi kararlarına bırakıldı. 23 ay süren OHAL ve ardından çıkarılan ‘Ayrımcılıkla Mücadele Kanunu’ ile 152 kafe, 15 mescit, 12 kültür merkezi ve 4 okul kapatıldı. Onlarca kişi gözaltına alındı ve sınır dışı edildi. Müslümanlar her tarafta şiddet ve tacizlere uğradı. Fransa’da yapılan bir araştırmaya göre, yaklaşık her iki Müslümandan biri, tesettürlü kadınların yüzde 60’ı hayatlarında en az bir defa ayrımcılığa maruz kalırken, ömürleri boyunca hiç başörtüsü takmayan kadınların yüzde 44’ü de bu ayrımcılığa uğramaktan kurtulamadı.” şeklinde konuştu.
“Fransa’daki bütün cami ve kurumlar ağır denetimlere tabi tutulmakta”
Fransa’daki Müslümanlara yönelik saldırılara değinen Talayhan, “Fransa’daki bütün cami, lokal, okul ve kurumlar, her türlü kontrol ve ağır denetimlere tabi tutulmaktadır. İslam’a ve kutsal değerlerine her türlü hakaret ve düşmanlık himaye görürken, Filistin’i işgal eden, Filistin halkına soykırım uygulayan siyonist rejimi eleştirmek ise anti semitizm diye yasaklanmıştır. Bununla birlikte Fransa başkanı Macron, ‘Fransa Müslümanı’ adıyla kendilerine göre bir Müslüman tipi oluşturmaya çalışmaktadır. İçişleri Bakanı ise market raflarında ‘helal gıda’ reyonunun bulunmasını hazmedemediğini, Charlie Hebdo’nun rezil karikatürlerinin okullarda öğrencilere gösterileceğini ve kitaplara girebileceğini söylemektedir.” diye konuştu.
“İslam ülkeleri, Müslümanların hak ve hukukunu koruyacak bir mekanizma kurmalı”
Batı tarafından Müslümanlara yönelik başlatılan topyekun saldırılara karşı İslam ülkelerinin harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Talayhan, son olarak şunları söyledi:
“Bütün bunlar İslam ve Müslümanlara açılan topyekûn bir savaştır. Avrupa ülkelerinde Müslümanlara mal edilmeye çalışılan şaibeli saldırılar, İslam’ı Batı’da yok etme projesinin bir parçasıdır. Avrupa ve Fransa, İslam’a karşı açtığı bu savaşı kazanamayacaktır. Aziz İslam’a karşı mücadele etmeye çalışanlar, dün olduğu gibi bugün de kaybedenlerden olacaktır. İzzet ve irade sahibi İslam ülkeleri, Fransa’nın bu İslam düşmanlığına karşı mutlaka harekete geçmeli, dünya genelinde Müslümanların hak ve hukukunu koruyacak bir mekanizma mutlaka kurulmalıdır. Başta Fransa olmak üzere Avrupa’da artışa geçen İslam düşmanlığını lanetliyoruz. Avrupa İslam’a gebedir. Bir gün mutlaka bu kutlu doğum gerçekleşecektir.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.