HÜDA PAR: Saldırıların faili Emniyet'tir, İçişleri'dir, Başbakan'dır
Partisinin Şura Meclisi Toplantısı'nda konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, son zamanlarda partilerine yönelik gerçekleştirilen saldırıları hatırlatarak, "Saldırıların faali saldırganları yakalamak için kılını kıpırdatmayan polistir" dedi.
DİYARBAKIR-Hür Dava Partisi (HÜDA PAR), 2'nci Şura Meclisi Toplantısı'nı Diyarbakır'da yaptı. Hür Dava Partisi Diyarbakır il teşkilatında gerçekleşen toplantının açılış konuşmasını yapan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, iç ve dış gündemdeki konularla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Şura Meclisi'nin yapısı, kendisinden beklenen fayda ve yapması gereken işler noktasında birkaç şey söylemek istediğini ifade eden Yapıcıoğlu, "Önceki toplantımızda kısaca değinmiştim. Sizin üreteceğiniz fikirler bizim önümüzü açmalı, gelişmemizi sağlamalı ve yön göstermelidir. Eğer burası fikir üretme meclisi ise bu konudaki zorluklar nasıl aşılabilir, sizin üreteceğiniz çözümler ve bizim önerilerimiz daha iyi sonuç getirecektir. Bu konuda aramızda birçok arkadaşımız bizden daha tecrübeli, daha çok yol yürüdükleri için inşallah bu sorunu aşarız ve Şura Meclisimiz daha aktif, fikir üreten yol gösteren bir duruma gelir." ifadelerini kullandı.
Saldırılar İslam'a olan kin ve düşmanlıklarındır
Güncel konulara da değinen Başkan Yapıcıoğlu, "Bir iki konu var; onlar ilgili birkaç şey söylemek gerekir. Önceki toplantıdan bu yana partimize ve bazı sivil toplum kuruluşlarına saldırılar oldu. Bunlardan bir tanesi Silopi saldırısı diğeri ise Diyarbakır'da faaliyet yürüten Sahabe Der'e bomba atılması. Gecenin karanlığından istifade eden karanlık ruhlu insanlar, bazı mahfillere hizmet edecek bazı eylemlere imzalarını attılar. Yine birkaç gün önce de Saadet Partisi Şanlıurfa Karaköprü teşkilatına taşlı bir saldırı oldu. Bu saldırıların kim tarafından yapıldığı çok da gizli değil. Ama bu saldırıların sebepleri üzerinde düşündüğümüzde birkaç şey çıkarmamız, birkaç sonuca ulaşmamız mümkün. Bunlardan bir tanesi suçudur ki bu saldırıların hepsinin birbirine benzer yönü vardır. Nedir bu yön? İslami kimliği olan kurum ve şahsiyetlere yönelik saldırılar olmasıdır. Yani İslam'a olan bir kin ve düşmanlıktan bahsedebiliriz. Çıkaracağımız bir başka sonuç ise benzer saldırıların partileşmemiz olmadan önce partimiz Kurucu Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz beyin kurucusu olduğu Mustazaflar Derneği'nin bir çok şubesine ve Peygamber Sevdalıları Platformu'nun bileşeni birçok derneğe yapılmış olmasıdır. Bu saldırıların ortak yönü ise şuana kadar hiçbirinin faalinin bugüne kadar yakalanmamış olmasıdır." dedi.
Saldırıların faili emniyettir
Saldırılarla ilgili bir değerlendirme yapan Başkan Yapıcıoğlu, "Bu yüzden ortak düşüncemiz şudur: Silopi ilçe teşkilatımıza atılan bombaların faili, Yüksekova'da Mustazaf Der Şube başkan yardımcısını şehit eden katilleri yakalamak için kılını kıpırdatmayan polistir. Ondan önce Adana'da onlarca saldırının failini yakalamayan hatta saldırıya uğrayan arkadaşlarımızın yakaladığı failleri bırakan Adana polisidir. Cizre'deki saldırılarla ilgili olarak etkili bir soruşturma yapmayan Cizre polisidir. Ceylanpınar ilçe binamızın açılışından sadece 3 gün sonra Molotofla saldıran, yakmaya çalışan saldırganlarla ilgili kendi vazifesini yapmayan Ceylanpınar polisidir. Ve bunların başında bulunan sorumlu olan İçişleri Bakanıdır. Ve İçişleri Bakanının da amiri olan Başbakandır." dedi.
Devlet, vatandaşının can, mal, nesil, din ve akıl emniyetini sağlasın
Yapıcıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü, "Bingöl Cezaevi'nden 18 kişinin firar etti Firar edenler ormanlık alana kaçtı. Onları aramak samanlıkta iğne aramak gibi bir şeydi. Ama bu firar eden mahkumlar 24 saat geçmeden, biri hariç 17 kişi yakalandı. Bu bize bir şey gösteriyor. Bir şey üzerinde ciddiyetle durulduğunda devlet sonuç alabiliyor. Peki, partimize ve partileşmeden önce derneğimize yapılan onlarca saldırının bir tane faili de mi yakalanmaz. Eğer yapılan saldırının yüzde ellisi bile aydınlatılsaydı biz bu düşünceye varmazdık. Çünkü bazen bütün imkanlar kullanıldığı halde bazı olaylar aydınlatılamayabilir. Ama hiçbir tane olayın aydınlatılmaması bu düşüncemizi pekiştirmektedir. En son Diyarbakır'da Sahabe Der'e yapılan saldırının faili de biz diyoruz ki önceki saldırıları aydınlatmayan emniyet teşkilatıdır. Eğer Diyarbakır emniyeti içerisinde de bu cürümleri işleyen çetelerin uzantıları yoksa olay aydınlatılır. Bu kadar açık ve net konuşuyoruz. Eğer İçişleri Bakanı, hükümet ve emniyet teşkilatı bu töhmetten kurtulmak istiyorsa bu olayları aydınlatır. Bizim parti programında da belirttiğimiz bir şey vardır: normal bir devlette her vatandaşın can güvenliği, mal ve nesil emniyeti, din ve akıl emniyeti sağlanmak zorundadır. Eğer siz devlet olarak vatandaşın canını, malını, neslini, dini ve aklını emniyet altına alamıyorsanız o zaman siz devlet değilsiniz. Vatandaşı kendi sorunlarıyla baş başa bırakıyorsanız, 'kendi başının çaresine bak' diyorsanız ve daha sonra kendi başının çaresine bakanları da terörist olarak nitelendiriyorsanız bu işte bir yanlış var. Buradan sesleniyoruz: Devlet kendi vatandaşının can, mal, nesil, din ve akıl emniyetini sağlasın."
Demokratikleşme Paketi
Demokratikleşme Paketi'nin toplumda bir beklenti ve heyecan meydana getirdiğini dile getiren Yapıcıoğlu, "Demokratikleşme Paketi, iki sefer ertelendi. Pazartesi günü sayın Başbakan tarafından açıklanacağı belirtildi. Toplumda bir beklenti ve heyecan var. İnşallah insanların beklediği ve bizlerin de talep ettiği hürriyet ve adaletin gerçekleşmesine imkan sağlayacak ve bunların tesisine yardımcı olacak düzenlemeler getirilir. Eğer gelirse baştan beri doğru kimden gelirse gelsin, biz destekçisi olacağız. Yanlışı kim yapacaksa yapsın biz karşısında olacağız. Paket henüz açıklanmadan içeriğiyle ilgili olarak yorum yapmak doğru değildir. Paket açıklandıktan sonra onunla ilgili görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşacağız." ifadelerini kullandı.
Suriye ile ilgili Son gelişmeler sevindirici
Suriye ile ilgili son gelişmeleri de değerlendiren Yapıcıoğlu, "Suriye'ye dış müdahale seçeneğinin bertaraf olması yolunda ciddi emareler var. Dış müdahalenin bir seçenek olmaktan çıkması yetmez. Suriye'de kan akmaya, insanlar birbirini öldürmeye devam ediyor. Olan mazlum insanlara oluyor, halk perişan zaten milyonlarcası göç etmek zorunda kaldı. Bu konuda sayın Cumhurbaşkanı ile Dışişleri Bakanı'nın İranlı mevkidaşıyla Suriye konusunu görüşmeleri, BM Genel Kurulu'nda bu konuda müzakerelerin yapılması, bu işin müzakere yoluyla kan akmasının durmasını sağlanması, masa etrafında toplanarak konuşmak yoluyla sağlanabilir yönündeki tezimizin hayat bulması bizi ayrıca sevindiriyor." dedi.
Mısır'da tutuklama furyası devam ediyor
Mısır'daki zulümleri unutturmayacaklarını dile getiren Yapıcıoğlu, "Öte yandan Mısır'daki askeri cunta tutuklama furyalarını, zulümlerini bütün hızıyla sürdürüyor. Mısır, gündemden düşmüşe benziyor. Artık insanlar Mısır'ı daha az konuşuyor. Diğer coğrafyalardaki sorunlar bir nevi onun önünde perde gibi duruyor. Ama biz Mısır'ı unutmayacağız ve unutturmamaya çalışacağız. Mısır'daki hareket sadece Mısır ile sınırlı değildir," diye konuştu.
Çalışmalarının başarılı ve bereketli olmasını dileyen Yapıcıoğlu, "Allah-u Teala hepimizin yardımcısı olsun." diyerek konuşmasını bitirdi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.