HÜDA PAR Şanlıurfa adayı projelerini anlattı

HÜDA PAR Şanlıurfa adayı projelerini anlattı

Hür Dava Partisi Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Av. Emin Güneş, HÜDAPAR'ı neden seçtiğini ve seçilmesi durumunda gerçekleştirmeyi planladığı projelerini anlattı.

ŞANLIURFA - Hür Dava Partisi yerel seçimlere az bir süre kala bütün hazırlıklarını tamamladı. Birinci yaşını dolduran HÜDAPAR seçime gireceği yerlerin adaylarını da tek tek açıklamaya başladı. Bu çerçevede 17 Aralık Salı Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak Av. Emin Güneş açıklandı. HÜDAPAR Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Av. Emin Güneş'in kim olduğunu, neden siyaseti seçtiğini, HÜDAPAR'ı neden seçtiğini ve seçilmesi durumunda yapmak istediği projelerini anlattı.

 

Av. Emin Güneş kimdir sizi tanıyabilir miyiz?
Ben aslen Urfalıyım, 1960 doğumluyum. İlköğrenimimi şehit Nusret ilkokulunda liseyi de Urfa öğretmen lisesinde 1972-1978 arasında tamamladım. 1978-1982 arasında Selçuklu Üniversitesinde Edebiyat Bölümünü bitirdim. Tarih bölümü mezunuyum. 1987'de Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdim. 1991'de oradan mezun oldum. 1992'den beri de Urfa'da avukatlık yapıyorum. 1987'den beri Cumhuriyet Ortaokulunda, Sanat Okulunda, İmam Hatip Lisesinde ve son olarak Urfa Lisesinde öğretmenlik görevimle birlikte avukatlık da yapmaktayım.

 

Neden siyasete girdiniz?
Gerçekten siyaset konusunun Müslümanlar tarafından çok net anlaşılmadığı kanaatindeyim. Ben zaman zaman İslam tarihi dersine girdiğimde sorardım. İslam'da hükmü nedir? Mubah mıdır? Haram mıdır? Bana göre siyaset yapmak her Müslüman için mükellef için farzı ayındır çünkü hiçbir Müslüman, beni kim yönetecekse hiç önemli değildir, deme lüksüne sahip değildir. Evvela her Müslüman kendi yönetimi ile ilgili olarak bir takım yükümlülüklere sahiptir. Müslümanlar kendisine görev verdikleri yani seçtikleri insanın liyakat sahibi olması ehliyet sahibi olması yönünden sorumludurlar. Eğer görev verirken yani oy kullanırken, liyakatsiz, ehliyetsiz birine bir yetki verilecekse, oy verilecekse o kişinin olumsuz bütün icraatlarından kendileri de sorumludur. Ben bunu siyaset fıkhı diye bir yazımda belirtmiştim. Yani seçimlerde liyakat sahibi olmayanın adaylığı vebaldir. Ehliyetli olmadığı bir konuda adaylığa talip olmaması lazım, esas İslam'da da görev istenmez verilir. Görevin istenmesi kerihtir. Keraheten caizdir mekruhtur yani. Fakat bazı özel durumlarda Hz. Yusuf'un (a.s) olayında olduğu gibi. Eğer ehil bir kişi yoksa iş ehliyetsizlerin eline geçecekse ve kendisi de bu işin ehli ise bu göreve talip olması vacip olur. Eğer kendisi bu konuda ihmalkâr davranır hala, efendim görev istenmez verilir benim öyle göreve talip olmam mekruhtur, düşüncesiyle hareket ederse ehliyetsiz bir kişinin eline işin geçmesine sebebiyet verdiğinde o da mesul olur. Bu nedenle siyaset konusunda böyle bir mükellefiyetimiz var.

 

HÜDA PAR'ı neden tercih ettiniz?
"Ben zaten kendimi bildim bileli hiçbir zaman siyasetin dışında olmadım ama bugüne kadar olan partilerin aralarında çok ciddi bir fark görmediğim için zaman zaman da şu şekilde dile getirmiştim bütün partiler siyasi partiler kanununa tabidir orada da Atatürk ilkelerine bağlı olma zorunluluğu var. Buradan hareketle hepsi CHP'nin farklı versiyonları gibi davrandılar. Fakat HÜDA PAR ta başından itibaren partilerin değil de düzenin alternatifi olduğunu ortaya koymakla benim aramış olduğum bir çizgiyi ortaya koymuş oldu. O nedenle siyaseti burada yapmak zorunlu hale geldi bizim için.
Hür Dava Partisi gerçekten programını inceleyerek tercih ettiğim bir parti oldu. Programı dikkatle incelendiğinde siyasetin aslında bir parçası olduğu yani bu hareketin temel hedefi Allah'a iyi bir kul olmak olduğunu görmek mümkündür. Yani hürriyet Allah'a köleliktedir düşüncesi hakim burada. Her insanın, her Müslüman'ın mükellef olduğu tebliğ İslami davet öncelikli görevleri yani ben baktım ki, Hür Dava Partisi bir parti davası değil, dava partisidir. Dava öncelikli bir fikrin, bir düşüncenin partisidir. Bu da açık ve net İslam'ın insanlara ulaştırılmasıdır. Esasen başından beri ben hep bunu söylerim her Müslüman, fakih, müfessir, muhaddis, müçtehit olmak zorunda değildir. Ama her Müslüman davetçi olmak zorundadır. Bu çatı bize bu imkânı sağlıyor. İslami davet, İslami davaya hizmet şansı veriyor.

 

Böyle bir teşkilatla davet hizmetlerinin çok daha kolay olacağını düşünüyorum. Bununla en ucra köşelere gidip Allah'ın davasını insanlara ulaştırma imkânına kavuşuyoruz. Bu maksatla Hür Dava Partisini seçtim. Diğer partilerde iyi niyetli İslami tebliğ etmeye çalışan insanlar var. Bu iyilik sadece Hür Dava Partisinin tekelindedir. İddiasında değiliz. Ben zaten başından beri dünya üzerindeki siyasi partileri temelde ikiye ayırıyorum. Bir Allah'ın taraftarları, bir de şeytanın taraftarlarıdır. Hizbuşşeytanın ilkeleri net bir şekilde Kur'an-ı Kerim'de belirtilmiştir. Nedir işte kumar, fuhuş, içki, faiz, zina gibi şeyler. Eğer bir ülkede bunlar kanuni koruma altındaysa yani şeytanın ilkelerine yasal olarak dokunulmuyorsa o ülke temelde şeytanın hâkimiyeti altındadır. Biz bu hâkimiyeti yıkmaya çalışıyoruz. Diyoruz ki Allah'ın emirleri tatbik edilsin, yasaklarına riayet edilsin. Temel gayemiz budur. Bu maksatla parti olarak önceliğimiz parti olarak insanımızı gençliğimizi haramlardan, ahlaksızlıklardan uzaklaştırmak ve onları cehennemden korumaktır.

 

Projeleriniz nelerdir bize biraz da onlardan bahseder misiniz?
"Mahalli hizmetler birebir kendi insanımıza hizmet etme imkanı veriyor. Kendi yakınımızdan yani, İslam'da davet olsun yardımlaşma olsun yakından uzağa doğru olması gerekiyor. Ben insanımızın yoksulluklarıyla bir takım yolsuzluklar nedeni ile mağdur olanlarla yakından ilgilenmek için belediye hizmetine talip oldum. Belediyenin bu anlamda gerçekten geniş imkanları var. Özellikle gençliği ahlaksızlıktan koruma noktasında en ucra köşedeki fakir fukaraya ulaşma noktasında belediye hizmetlerinin pozitif ayrımcılık yaparak kenar mahalledeki yoksullara hizmet götürme açısından kutsal bir hizmet olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda en önemli düşüncemiz icraatımız şu olacaktır. Belediyede imarı rant vesilesi kılmaktan çok gençliğimizin hizmetine sunmaktır. Mesela bizim için alimler kale gibidirler birer burçturlar. Alimlerimizin ölümü alemin ölümü gibidir. Her bir alimimizin ölümü bizi dışarıya karşı küfrün saldırılarına karşı kalesiz savunmasız bırakmaktadır. Şimdi bakıyoruz memleketimizde bir medrese açmak problem alim yetiştirmeye yönelik bir kurum bir müessese yok. Öncelikle belediyenin planlaması içinde böyle bir şey yok. Yani eğlence yerleri var, parklar var, bahçeler var, işyerleri var, ibadethaneler var. Biz eğer yasalar izin verirse yasal değilse inisiyatif kullanarak meclisimizden geçirmek suretiyle İslam'a hizmet etmek isteyen insanlara böyle yerler tahsis etmek istiyoruz. Mümkünse ücretsiz yine değilse alabildiğine ucuz şekilde insanlarımıza bu amaçlı yerler tahsis etmek istiyoruz. Gençlerimiz bataklıklardan kurtulacak, buralarda sadece o bataklıklardan kurtarmakla yetinmeyecek biz onları ilim öğrencisi edeceğiz. Her birini bu sefer kendilerini günaha sürükleyenlere karşı birer kale konumuna sokacağız. Alim haline getireceğiz.

 

Bizim Urfa'nın özel en ciddi problemlerinden bir tanesi ulaşım problemidir. Yani yıllardan beri caddelerimiz aynı. Yeni caddeler, yeni yolluk alanlar, yeni yapılar oluşturulmuyor. Bu yetmiyormuş gibi bir de dönüp dönüp bir de şehrin merkezi yerlerinde yeni AVM'ler açılmaya çalışılıyor. 11 Nisan stadı yerine AVM düşüncesi oldukça sakat bir düşüncedir. Çünkü oraya siz bir yoğunluk getireceksiniz. Yüzlerce işyeri açacaksınız binlerce aracın girmesine zemin hazırlayacaksınız. Fakat o oranda yolları genişletme imkanınız yok. Onun için hem esnafımızın korunması adına, küçük esnafımızın korunması adına hem de trafiğimizi rahatlatmak adına biz oralara yeni AVM'ler koymak yerine olan AVM'leri mümkünse daha uzaklara götürmenin yollarını aramalıyız.

 

Yine belediyelerin planlaması yapılırken bilim adamları şehrin trafiğinİ, şehrin yeşilliğini, şehrin kamusal alanlarının plana konulmasını isterler yani imar mevzuatında bunlar var. Bu trafik ve park sorunlarının önemli bir kısmı belediyelerin mevzuata aykırı davranmalarındandır. Mesela mümkünse her bina ruhsatı verilirken ya kendi içinde otoparkını çözmeli, ya da bedeli ödeyip belediyenin birkaç bina için otopark yapması gerektiğini emreder. Bunun için belediyeler para almak için arsa içinde çözümüne yanaşmıyorlar. Aldığı parayla da otopark yapmıyorlar. Yollar park eden araçlarla dolu olduğu için trafik tıkanıyor. Burada yeni bir şeyi vaat etmeye gerek yok. Sadece mevzuatı uygulamak çok ciddi problemleri ortadan kaldıracaktır. (Mehmet Demir - İLKHA)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.