HÜDA PAR yöneticileri hakkındaki yargı kararı iptal edilmeli
İMKANDER Genel Başkanı Murat Özer, HÜDA PAR yöneticilerinin ceza dosyalarının FETÖ'cü savcı ve hakimler tarafından hazırlandığına dikkat çekerek Yargıtay'ın verdiği mahkumiyet kararının iptal etmesi gerektiğini vurguladı.
Yargıtay'ın, FETÖ tarafından kurulan kumpas davasında, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcılarından Sait Şahin, M. Bahattin Temel ve Gazeteci Fikret Gültekin hakkında verilen 6 yıl 3 aylık cezaya STK’lardan tepkiler gelmeye devam ediyor.
Verilen hukuksuz kararlar ile ilgili İLKHA'ya konuşan İMKANDER Genel Başkanı Murat Özer, kararın hukuki olmadığın ve iptal edilmesi gerektiğini belirtti.
Mahkumiyete neden olan ceza dosyasının içeriğinden bahseden Özer, "Bu konunun iki boyutu var. Birincisi yargılamalar temelden yanlış, çünkü 10 yıl boyunca tutuklu yargılanıp haklarında ceza verilmeyen insanların serbest bırakılmasına karar verilmişti. Fakat o dönemde Türkiye’deki sol medya tarafından oluşturulan bir kamuoyu baskısıyla bu şahısların yeniden tutuklanarak cezaevine konulmasına sebep oldular. Zaten mevzuatta olan bir düzenlemenin İslami görüşe sahip olan insanlara yönelik uygulanmasından dolayı sol medyada oluşan tepkinin devlet ve yargı tarafından dikkate alınması, gayri hukuki bir şekilde uygulamaya konulması, 10 yıl boyunca ceza veremedikleri insanlara cezalar verilmesi Türkiye’nin o dönemdeki yargının bütünüyle siyasallaşması demektir." dedi.
Özer, şu ifadeleri kullandı: "HÜDA PAR yöneticilerine yönelik verilen ceza, salıverilen kişileri kendi evlerinde ağırlamak gibi absürt, son derece komik gerekçelerle ceza verildi. Haklarında hüküm verilmemiş insanları evlerinde ağırlamanın bir suç olduğuna nasıl kanaat getirdiler? Doğal olarak baştan sona kadar hukuksuzca yanlış bir yargılama yapılmıştı. Sonunda da HÜDA PAR yöneticileri bundan ceza aldılar. Ben Yargıtay tarafından verilmiş olan bu hükmün muhakkak surette iptal edilmesi, bu yanlıştan geri dönülmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü o yargılamaları yapan ve bu konuda hüküm veren o gün ki ağır ceza hâkimi ve üyeleri de daha sonra gördük ki 15 Temmuz darbe girişimine iştirak etmiş, FETÖ örgütü içerisinde bulunan kişilerdi. Yani karşılarına gelmiş olan insanları terör örgütüne yardım yataklık yapmakla suçlayan kişilerin aslında terör örgütlerinin bizatihi mensupları olduğunu açıkça gördük."
"Verilen yargı kararları derhal iptal edilmeli"
"HÜDA PAR, özellikle Türkiye’de PKK gibi bir bölücü hareketin olduğu ve Türkiye’nin 30 yıldan fazladır mücadele ettiği, binlerce insanın mağdur olduğu, 30 binden fazla insanın hayatını kaybettiği bir atmosferde, savunduğu dünya görüşüyle, Cumhur İttifakı'na verdiği destekle, Doğu ve Güneydoğu halkının yanındaki itibarını koruyarak, kritik zamanlarda hükümetin yanında durarak ve bölgede asla teröre geçit vermeyerek bir set oluşturmuştur." diyen Özer, "Şimdi onların yöneticilerinin cezalandırılması aslında hâlâ yargının içerisinde bulunan, siyasetin ve bürokrasinin içerisinde bulunan bir takım insanların Türkiye’deki mevcut sorunların düzeltilmesinin adil ve barışçıl yollarla olmaması, soruların, krizlerin giderek büyümesi ve ülkenin yeniden şiddet dalgasına teslim olması için elinden geldiği kadar çaba sarf ettikleri kanaatindeyim. O sebeple olay bu boyutuyla da değerlendirilerek, verilen yargı kararının muhakkak surette iptal edilmesi gerekiyor."
"Yargı önceden verilen kararları onaylamaktan başka bir iş yapmıyor"
Son dönemlerde Yargıtay'ın verdiği kararları da eleştiren Özer, "Son zamanlarda Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlar ne yazık ki daha önceden ağır ceza mahkemelerinin vermiş olduğu kararları peş peşe tasdik etmekten başka bir işe yaramıyor. Belki onlar gayri hukuki şekilde hazırlanarak önlerine konulan delillere göre hüküm veriyorlardır. Fakat bilmeleri gereken şey, onların önüne getirilmiş olan bu deliller de zaten gayri hukuki bir şekilde hazırlanmıştır." dedi.
Türkiye'nin bugün 15 Temmuz sonrasında içerden ve dışardan son derece sıkıştırılmış bir atmosferin içerisinde bulunduğunu dile getiren Özer, Yargıtay, Danıştay gibi hukuk organlarının karar verirken bu kurumların daha önce FETÖ gibi örgütlerin elinde olduğununu göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
"Bunlar Türkiye’de barış ve huzur ortamının oluşmasını istemiyorlar"
15 Temmuz darbe girişiminin ardından 4 binden fazla hakim ve savcının FETÖ ile ilişkili olduğu gerekçesiyle görevden alındığını hatırlatan Özer, "Onların vermiş olduğu kararların adil olma ihtimali var mıdır?" diye sordu ve devamında şunları söyledi:
"Bunlar zaten ülkede kaos ve kargaşanın olmasını istiyorlar. Gezi eylemlerinde, 15 Temmuz öncesinde, 17/25 Aralık hadisesinde, MİT müsteşarının yargılanmasında, hatta Sayın Cumhurbaşkanının bile mahkeme önüne çıkartılabilmesi için ellerinden gelen çabayı sarf ettiklerini gördük. Onun için bu adamlar yargı mensubu olabilecek, adalet dağıtabilecek kişiler değildi. Bugün de Adalet Bakanlığının ifade ettiği gibi bunların terör örgütüne yardım ve yataklık eden, hatta bir kısmının direkt olarak terör örgütleri tarafından talimatla iş yapan adamlar. Bunlar Türkiye’de barış ve huzur ortamının oluşmasını istemiyorlar. Belki Yargıtay ve Danıştay’da olanlar kötü niyetle yapmamış olabilirler ama önlerine gelen dosyaların terör örgütüne mensup kişiler tarafından yargısız olarak deliller sunulduğunu bilmeleri ve karar verirken buna göre hareket etmeleri gerekiyor."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.