Hüda Par'dan haftalık basın değerlendirmesi
Hüda Par yaptığı haftalık basın değerlendirmesinde, Gezi Parkı olaylarından İslami camia mensuplarına verilen hukuksuz cezalara, 28 Şubat iddianamesinin kabul edilmesinden başörtüsü sorununa, Filistin meselesinden ABD'nin Pakistan'da katlettiği sivillere,
HABER MRK - Hüda Par yaptığı haftalık basın değerlendirmesinde, kamuoyunun gündeminde olan birçok konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Açıklamayı Hüda Par Genel Başkan yardımcısı ve parti sözcüsü Av. Mehdi Oğuz yaptı.
Gezi Parkı olayları
İstanbul Taksim'deki Gezi Parkı olaylarının bir çevre eylemi ile başladığını belirten Av. Mehdi Oğuz, "sonrasında psikolojik harekâtlar yürütme konusunda mahir olan kimi kemalist çevrelerin ajite etmesiyle çığırından çıkmış ve AK Parti şahsında İslam düşmanlığına dönüştürülmüştür. Masum vatandaşlarımıza ve hatta kutsallarımıza saldıracak kadar gözü dönmüşlüğe varan vandalist bir tutumu anlayışla karşılamamız asla mümkün değildir. İslam'a ve O'nun kutsallarına düşmanlık edenlerin, Gezi Parkı eylemlerini bahane ederek İslamın mabedlerine küstahlıkta bulunmalarını nefretle kınıyoruz. Camiler Ka'be'nin şubeleridir. Bu yüce bir konumda olan camilerimize saldırılara karşı verilecek en güzel cevap camilerimizi en güzel şekilde ihya ve imar etmekle mümkündür. Bu nedenle Müslüman halkımızı yaz tatili münasebetiyle çocuklarını Kur'an dersi almak üzere camilere göndermeye davet ediyoruz." dedi.
Gezi parkı eylemleri hakkında hükümet kanadından yapılan açıklamada "Şiddete dayanmayan tepkilere başımızın üstünde yeri var." denildiğini hatırlatan Oğuz, "Eğer hükümetin iddia ettiği gibi "şiddet içermeyen faaliyetleri baş üstüne kabul ediyorsa hiçbir yasa dışı eyleme ve şiddet başvurmayan İslami Sivil toplum kuruluşlarına yönelik 2007 yılından beri yapılan operasyonlar ne anlama gelmektedir. İslami STK'lara yönelik 2007 yılından beri yapılan hukuksuz operasyonlar sonucu STK üye ve yöneticilerine asırlık hapis cezaları verilmiştir." diye konuştu.
28 Şubat iddianamesi
Av. Oğuz açıklamanın devamında 28 Şubat iddianamesinin Ankara 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildiğini hatırlatarak, "Böylece 28 Şubat davası resmen başlamış oluyor. 28 Şubat darbesiyle sadece o dönemin hükümeti veya siyasileri hedef alınmadı. Birçok mütedeyyin insan, İslami sivil toplum kuruluşları ve İslami cemaat ve camialar bu darbeden nasibini fazlasıyla aldı ve halen de almaktadır. 28 Şubat sürecinde askerden brifing almış yargı mensupları, haksız ve hukuksuz birçok karara imza atmıştı, günümüzde de halen imza atmaktadırlar." ifadelerini kullandı.
28 Şubat Soruşturması kapsamında yapılan bütün haksızlıkların ele alınması gerektiğinin altını çizen Av Mehdi Oğuz, "Bu anlamda camilerde Kur'an dersi verdikleri için cezalandırılan binlerce mütedeyyin insanımızın uğradığı haksızlıkların giderilmesi gerekir. Hakları ve hürriyetleri ellerinden alınmış İslami hizmet referanslı STK yöneticilerinin ve mütedeyyin insanların yapılan yargılamalar sonucunda oluşan mağduriyetlerinin giderilmesi için dosyaları yeniden ele alınmalı ve yargılamaları yeniden yapılmalıdır." şeklinde konuştu.
Başörtüsü
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ın eşi Avukat Zübeyde Kamalak'ın başörtülü olduğu için duruşmaya alınamamasını kınadıklarını ifade eden Av. Oğuz, "Toplanan 12 milyon 300 bin imzaya rağmen başörtüsü hakkının yasal güvence altına alınması için adım atmayan hükümet bu durumdan sorumludur.
Başörtülü avukat eşine destek için adliyeye gelen Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak'a Gezi Parkı eylemlerini bahane eden bir grup kemalist avukat tarafından saldırı girişiminde bulunulmuştur. Yapılan bu saldırıyı kınıyoruz. Bu saldırı, Gezi Parkını bahane eden kimi kemalist çevrelerin gerçek niyetlerini ve İslam'a olan düşmanlıklarını bir kez daha ortaya koymuştur." diye kaydetti.
Filistin
Mescidi Aksa ve Kudüs'ün 1967 yılında işgal edilmesinin 46. yıldönümü münasebetiyle terör devleti israilin Filistin'i işgalini kınadıklarını belirten Oğuz, "Bu yıl dönümü nedeniyle bir kere daha deklare ediyoruz; israil diye bir devleti tanımıyoruz. Bu nedenle israilin varlığını kabul anlamına gelen 1967 sınırlarını da, 1948 sınırlarını da tanımıyoruz. Bu işgalin yıldönümü münasebetiyle bütün dünya Müslümanlarını Mescid-i Aksa davasını sahiplenmeye çağırıyoruz. Bu anlamda israilin işgali altında olan ve Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa'yı gündemde tutmak için etkinlik ve yürüyüş düzenleyen Sivil Toplum Kuruluşlarını tebrik ediyoruz." dedi.
Amerika'nın Pakistan'da katlettiği siviller
Açıklamada, Amerikan insansız hava aracıyla (İHA) Pakistan'ın Kuzey Veziristan bölgesinde bir eve düzenlenen saldırıda 6 sivil insanın öldüğü, iki kişinin de yaralandığı katliam saldırısına da temas eden Oğuz, "Amerikan güçlerinin saldırıları sonucu hayatını kaybeden sivil insanları daha önce de gündemimize almıştık.
Geçen haftada da ABD'nin Pakistan'ın egemenlik haklarını ihlal ederek gerçekleştirdiği saldırıları gündemimize almıştık. ABD'nin İslam ülkelerinin egemenlik haklarını ihlal ederek gerçekleştirdiği bu saldırıların sonlandırılması için ulusal ve uluslararası bütün mekanizmaları üzerlerine düşeni yapmaya davet ediyoruz." diye konuştu.
Suriye ve Arakan
Hüda Par Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Av. Mehdi Oğuz Suriye ve Arakan trajedisine değinilen açıklamasını şu sözlerle sürdürdü; "Birleşmiş Milletlerin bünyesinde görev yapan yardım kuruluşları, bu yılın sonuna kadar Suriye'de yaklaşık 10 milyon kişinin yardıma ihtiyaç duyacağını belirtti. BM Çocuklara Yardım Örgütü UNICEF, Suriye'de halen dört milyon çocuğun acil insani yardıma ihtiyacı olduğunu açıkladı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Myanmar`ın Arakan bölgesinde geçen yıl 8 Haziran`da başlayan olaylardan dolayı bugüne kadar 140 bin insanın yerinden edildiğini bildirdi.
Bir seneyi geçmesine rağmen hala Arakan'da Müslümanların katlediliyor olmaları, diri diri yakılıyor olmaları hem dünyanın hem de İslam âleminin büyük bir ayıbıdır. Arakanlı Müslümanlarla beraber insanlık da ölmektedir."
İnanca yönelik saldırılar
Açıklamasının devamında Fransa, İngiltere ve Rusya'da İslam'ın mabetlerini ve Müslümanları hedef alan saldırılara dikkat çeken Av. Mehdi Oğuz, "Fransa'nın ardından İngiltere'de İslam mabedlerine karşı yapılan saldırılara bir yenisi daha eklendi. Londra'da Rahma İslam Merkezi'ne ait iki katlı bir cami yakıldı.
Rusya'nın başkenti Moskova'da ise polisler, bir camiye baskın düzenleyerek 300 kadar Müslüman'ı gözaltına aldı. Bu son baskın, Rusya'da bu yıl Moskova ve Saint Petersburg'daki Müslümanlara yönelik yapılan üçüncü baskın oldu." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.