Hüda Par’ın Programı Üzerine Değerlendirmeler

Medyanın bilinçli bir şekilde ve aman duyulmasın anlayışı ile fazla üzerinde durmamasına rağmen Hüda Par siyasi hayatımıza çok hızlı bir şekilde girdi. Ümit ediyoruz bu yeni parti özelde coğrafyamızda genelde ise dünya üzerinde yaşayan halkların içinde bulundukları zulmet ve karanlık çağın yönetimlerinden ve zalim idarecilerinden kurtuluşlarına vesile olacak bir milat olur.

Bilindiği üzere partilerin bir tüzükleri, bir de programları olur. Tüzükler yasal mevzuata uygunluk kriteri nedeniyle iptal edilme riski taşıdıkları için partilerin gerçek niyetlerini ve hedeflerini ortaya koymaları açısından oldukça yetersiz kalmaktadırlar. Halbuki parti programları gerçek niyetleri ve amaçları seçmenlere aktarma açısından açıklık ve netlik özelliklerine sahip icrai bir özellik arz etmektedirler. Bu nedenle bu yazımızı Hüda Par’ın parti programı üzerinde değerlendirmeye ayırdık.

Doğrusu Hür Dava Partisinin programını okuyan herkes; Programın kapsamlı ve evrensel özelliğinin yanı sıra içinde bulunduğu coğrafyanın gerçeklerini özümsemiş ve önemsemiş bir çalışma olduğunu hemen fark edecektir. Yani bu program evrensel ve ümmetçi anlayışının yanında bölgesel ve yerel sorunları önemseyen ve önceleyen yapısı ile şimdiye kadar kurulmuş partilerin tümünden ayrı bir çizgiyi ve anlayışı temsil özelliği açısından farklılık arz etmektedir. Tüm Müslümanların ve özelde Türk ve Kürt halklarının kardeşliğine yapılan vurgu, Kürtlere haklarının verilmesi (Kürtçe’nin resmi dil olarak kabul edilmesi, anadilde eğitim vd.) federatif ve özerk bir yapıyı tartışılabilir bulması, inanç ve düşünce özgürlüğüne yönelik ortaya koyduğu sorunları çözümleyici öneri ve icrai hükümler ile ön plana çıkan bir programda vücut bularak görücüye çıkıyor Hüda Par. Elbette ki sadece bunlarla sınırlı değil. Emperyalizm, toplumsal çözülme ve yozlaşma ile mücadele, adaleti ve hukuku yok sayan tüm anlayışlara karşı önerdiği alternatif hukuk düzeni, aile, din, ahlak, eğitim, sağlık, toplumsal kalkınma ve gelişme, sömürüden ve faiz gibi sömürü araçlarından arındırılmış ilkeli iktisat politikası, realiteye uygun ve gerçekleştirilebilir uluslararası dik politik duruşu ile de dikkat çeken bir programdır Hüda Par’ın parti programı.

Bazı kesimlerce Kürt İslamcı vb. sıfatlar ile nitelendirerek gözden düşürmeye ve etki alanını mümkün olduğunca daraltmaya çalışanlar bu tavırları ile Hüda Par’ın etki alanını, PKK çizgisine paralel kurulmuş siyasi partilerin etki alanı ile sınırlandırmaya ve bu sınırlar dahilinde siyaset yapmaya zorlamak istemektedirler ve bu tavır bu partiyi benimsemeyen kesimlerce dillendirilmeye ve anti propaganda malzemesi olarak sıklıkla kullanılmaya devam edeceğe benziyor. Aslında bu düşünce içerisinde olanların yakın durdukları siyasi çizgi veya blokların söylemlerinde ve eylemlerinde samimiyetten ne kadar uzak olduklarının bir göstergesi ve ulusal-uluslararası politikalarının iflas etmiş olmalarının bir tezahürüdür. Zira Hüda Par’ın programı onların hayallerinin ulaşamayacağı kadar büyük bir misyon ile hazırlanmış gerçek manada sosyal bir hukuk devleti düzenini hedeflemiştir. Bu kesimlerin şimdiye kadar halka vaad ettikleri ile gerçekleştirdikleri arasında bir uyumdan bahsetmek mümkün değildir. Bu söylediklerimizden memleketin insanı için yapılmış iyi girişimleri ve değişimleri göz ardı ettiğimiz şeklinde bir anlam çıkarılmamalıdır. Ancak Hür Dava Partisine karşı bu olumsuz tavır ve antipatik davranış içine girenler emperyalist devletlerin ve güç odaklarının etkisinden kendilerini kurtaramadıklarını dolayısıyla paşa babalarından ayrı ve habersiz hareket edemeyeceklerini, bağımsız politika geliştirmeyeceklerini çok iyi bilmelerine karşın Hüda Par’ın bağımsız ve ümmetçi çizgisinin kendilerinin sonu olabileceğine ilişkin kanaatlerine dayanmakta ve bu sebepledir ki dar alanda siyaset yapmaya zorlamak istemektedirler ki kendi seçmen kitlesinden uzak tutmaya, seçmen kitlesini böyle bir partinin kuruluşundan bile habersiz bırakmaya çalışmaktadırlar. Şu gerçeğin altını çizmek lazımdır ki dünyanın neresinde olursa olsun ezilen ve hakkı elinden alınmış bir halk varsa Müslüman birey, hareket, toplum veya devlet bu haksızlığın giderilmesi ve bu hakkın iadesi için tüm imkânlarını seferber etmek zorundadır. Bu Müslüman’ın zulme rıza gösteremeyeceği ilkesine dayanmaktadır. Örneğin Filistin’de, Çeçenistan’da, Afganistan’da, Burma’da vb.  yapılan zulme karşı seslerini yükselten ve bu zulüm düzenlerinin tarumar edilmesini isteyen Müslümanlar; Filistinci İslamcı, Çeçenci İslamcı, Afgancı İslamcı, Burmacı İslamcı, Boşnakçı İslamcı (v.b.) etnik kökene dayalı bir sıfatla nitelenemeyeceği gibi aynı bunun gibi baskı ve şiddete dayalı Kemalist ve şovenist sistemin uygulamaları neticesinde Kürt halkının gasp edilmiş haklarını talep etmek kimsenin tekelinde değildir ve hiç kimsenin bu en temel insani ve İslami talepleri dile getirmesi bölgesellik veya milliyetçilik olarak şucu, bucu, kürtçü İslamcı diyerek niteleme hakkı yoktur. Buna özellikle bu konuda PKK’den çok çekmiş belki kardeşini, babasını, amcasını, evladını v.b bir yakınını bu sebepten kaybetmiş Türk kardeşlerimizin daha fazla dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu onların duygularının su istimal edilmesi üzerinden oynanan ve kardeşliğimizin temeline bilinçli olarak konulmak istenen bir bomba hükmündedir. Zaten bu haklı talepler için gösterilen çaba ve gayretlerden dolayı karşı duruş sergileme pozisyonuna girmek İslam’ın dünya görüşünden ve halkların kardeşlik temeline dayalı ilişkilerinden oldukça uzak bir anlayıştır. Ayrıca parti programını iyi niyetle okumaya ve anlamaya çalışan hiç kimsenin böyle bir niteleme yapmayı vicdan ve insaf ölçüsü ile bağdaştırmayacağını ve memleketin insanının ali menfaatlerini (Maddi ve Manevi) maksimum düzeyde muhafazaya yönelik bir gayret göreceklerini şimdiden söyleyebilirim. Bu anlamda Peygamber Efendimiz (S.A.V) ”Kendiniz için istediğinizi kardeşiniz için istemedikçe kamil iman sahibi olamazsınız ” diye buyurmuştur.

Yukarıda saydığımız gerekçelerden ve bu dar alanda siyaset yapma girişimini bertaraf ederek yoluna devam etmesi için partinin yetkili organları, kurucuları ve tabanına büyük görevler düştüğünü söylemeden geçemeyeceğim. Bu tavrın oluşturacağı olumsuzlukları ve şüpheleri gidermek için büyük-küçük gözetmeksizin Türkiye’deki her yerleşim yerinde yaşayan her vatandaşa gerekirse ev-ev ve köy-köy dolaşılarak ulaşılması ve bu partinin onların inanç, gelenek, değer ve düşüncelerine en yakın parti olduğunun anlatılması ile gerçekleşecektir. Çünkü bu çalışma Hüda Par’ın programının uygulanması ile direk bağlantılıdır ve bu programın başarası da halkların bu partiye inanmasında ve programın uygulanmasında gizlidir.

Tüm Müslümanların ve özelde Türk ve Kürt halklarının kardeşliğine yapılan vurgu, Kürtlere haklarının verilmesi (Kürtçe’nin resmi dil olarak kabul edilmesi,  anadilde eğitim vd.) federatif ve özerk bir yapıyı tartışılabilir bulması, inanç ve düşünce özgürlüğüne yönelik ortaya koyduğu sorunları çözümleyici öneri ve icrai hükümler ile ön plana çıkan bir programda vücut bularak görücüye çıkıyor Hüda Par. Elbette ki sadece bunlarla sınırlı değil. Emperyalizm, toplumsal çözülme ve yozlaşma ile mücadele, adaleti ve hukuku yok sayan tüm anlayışlara karşı önerdiği alternatif hukuk düzeni, aile, din, ahlak, eğitim, sağlık, toplumsal kalkınma ve gelişme, sömürüden ve faiz benzeri sömürü araçlarından arındırılmış ilkeli iktisat politikası, realiteye uygun ve gerçekleştirilebilir uluslararası dik politik duruşu ile de dikkat çeken bir programdır Hüda Par’ın parti programı.

Efendim! Özü itibariyle Hüda Par bu programda İslami ve insani hassasiyetleri ön planda tutan, hak ve adalet eksenine dayalı, bireyin ve toplumun huzur ve refahı, akıl ve nesil güvenliği ile halkların kardeşliğini esas alan; vücut bulması halinde Kürd’ü, Türk’ü, Çerkezi, Arap ve Acemi ile coğrafyamızda yaşayan tüm halkların dünya istikbaline talip veahiret kurtuluşuna  vesile olacak bir yaşam standardını amaçlayan bir program hazırlamıştır. Allah’tan muvaffakiyetler diliyorum.

Selam ve Dua ile

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.