Hükümet fiyat artışlarına acil çözüm bulmalı

Hükümet fiyat artışlarına acil çözüm bulmalı

​Türkiye’de son dönemde yaşanan fiyat artışlarında şikâyet eden vatandaşlar, hükümetin acil olarak bu işe el atması gerektiğini ve işin çözüme kavuşturulması için gerekli, tedbirleri almasını istediler.

Türkiye’de Ağustos ayından bu yana yaşanan ekonomik kriz ve dolar kurunun artmasıyla birlikte tüketim ürünlerinde neredeyse zam almayan ürün kalmadı. Birçok üründe yüzde 100’e varan oranlarda artış yaşanması dar gelirli vatandaşları ciddi şekilde zorluyor. Yaşanan fiyat artışlarına tepki gösteren vatandaşlar hükümetin acil olarak meseleye eğilerek bu işe çözüm bulmasını istiyorlar.

Cep yakan fiyat artışları sebebiyle eve hiçbir şey alamadıklarını belirten vatandaşlar, yaşadıkları ekonomik sıkıntıların boyutlarını İLKHA’ya anlattılar.

"Tüketen toplum olduk"

Artan fiyatların hükümetin politikaları yüzünden gerçekleştiğini savunan Adil Ergün, "Üretmeden harcıyoruz. Tüketen toplum olduk. Belli bir yere kadar gidecek sonra patlayacak. Borcu borç ile kapatıyoruz, nereye kadar böyle sürecek. Satıcılar da haklı, halden aldığı fiyatla ürünü satamaz. Ne gerekiyorsa onu yapacak. Alınması gereken önlemleri de hükümet almalıdır." dedi.

"Talep yoğun olunca fiyatlar artıyor"

Türkiye’de üretilen ürünlerin çok pahalı hale geldiğini ve sebze-meyve fiyatlarının vatandaşın alım gücünü aştığını belirten Serhat Bey, "Üretici ve tüketiciler arasındaki kavga, vatandaş tarafından ters tepki görüyor. Türkiye’de üretilen ürünlerin kaliteli olanları yurtdışına satılıyor. Dışarıya satış yapıldığında da Türkiye’de mal arzı azalıyor. Talep de yoğun olunca fiyatlar artıyor. Fiyatlar bundan sonra daha da artacak. Çünkü üretim yok. Soğanı, patatesi dışardan alıyorsak Türkiye bitmiş demektir. Burası tarım ülkesi ama hayvanları da dışardan getirtiyoruz. Ürettiğimiz bir şey yok. Ne satacağız da dış borcumuzu ödeyeceğiz. Üstüne bir de yüzde 13 ile dolar borçlanmışlar. Olacak şey değil. Güya doları düşürecekler. Toptantıcıdaki fiyatlar korkunç, adam oradan ürün alıp markette satacak ve tüketici de tüketecek. Türkiye’de ortalama gelir 2000-2500 lira civarında.  Adam evini geçindiremiyor bir de onları alacak. Çıkılmaz noktadayız, tüketen kesimin geliri sıfır. Onlara maaş vereceksiniz ki tüketsinler. Abuk sabuk zamlar oluyor. Bu ürünleri kim tüketecek? Ancak Araplar, Ruslar tüketebilir. Türkiye vatandaşının Allah yardımcısı olsun." diye konuştu.

"75 yaşına geldim ama bugüne kadar böyle sıkıntı çekmedim"

Fiyat artışlarından çok şikâyetçi olduğunu belirten Aynur Tezcan, şunları söyledi:

"Bu fiyatlardan çok şikâyetçiyim. 15 günlük tatil oldu. 4 torunum var ve karne alıp takdir aldılar. Bana geldiklerinde onlara 50 lira 100 lira veremiyorum. Maaşınıza zam yaptık diyorlar. Ben maaş aldığımda 70 lira zam aldım. Süt almaya gittiğimde 3 lira zam geldiğini gördüm. Torunlarımı yemeğe davet edeyim, onlara bir hamsili pilav yapayım diye manava gittim ki, bir marul 6 lira olmuş. Bu marulu da mı dolarla alıyorlar. Havuca baktım kilo 5 lira. Bunlar kendi topraklarımızda yetişen ürünler. Bunlar olabilir mi? İnanın geçmiş başkanlarımızı arar hale geldim. O kadar kötü günlerdeyiz ki, torunuma 50 lira veremediğim için vicdan azabı çekiyorum. 75 yaşına geldim ama bu güne kadar böyle sıkıntı çekmedim. Bu nedir? Nereye gidiyoruz? Dolu oluyor seralar zarar görüyor diyorlar. Serayı ekenler zarar görüyor, satıcılar mı zarar görüyor. Depolara malları yığıyorlar. Bir soğan, bir pırasa 7 lira olur mu? Yediğim peynir, süt, yumurta zaten. Bu kadar pahalı olur mu? Eti zaten unuttuk. Cumhurbaşkanımız çıkıp o kadar uyarı yapıyor ama aldırış etmiyorlar. Bunlar kontrol edilsin. O kadar kötü günlerdeyiz ki çocuklarımdan vazgeçtim artık torunlarımı düşünüyorum. Bilemiyorum! Allah hepimize yardım etsin. Bu iş ne olacak bilmiyorum. Buna bir çare bulunsun."

"Ben emekliyim ve bin 500 lira maaş alıyorum." diyen Ali Haydar Özata ise şu ifadelere yer verdi:

"Sabah kahvaltı yapıp çıkıyorum ve akşama kadar bir su, bir simit bile almadan eve dönüyorum. Her şey güllük gülistanlık gösteriliyor ama bir kilo soğan 10 lira, biber 20 lira, fasulye 20 lira olmuş. Nasıl alacağız? Sabahtan kalkıp aç gezerek eve dönüyoruz ama beylerin saltanatı yerinde. Kendileri uçaklarda, saraylarda yaşıyorlar fakat biz aç geziyoruz. Bir milletvekili bir kere seçiliyor sonra emekli oluyor. Biz 65-70 yaşında emekli oluyoruz. Bu insanlığa yakışır mı? Ne yüzle vatandaştan oy istiyorlar şaşırıyorum. Seçim zamanı hazineyi birbirlerine pay ederek boşaltıyorlar, seçim sonrasında bize yükleniyorlar. Bu haktan reva mıdır? Bu insanlık mıdır? Bu Müslümanlık mıdır? Açık açıktayız, neden söylemeyelim? Neden istediğimizi söyleyemiyoruz? Bugün bunları söyledim diye, ''Yok, bu falanca partiden' diyorlar. Ben hiçbir partiden değilim ama ben insanlıktan, özgürlükten yanayım. Yöneticiler memleketi güzel yönetsinler dili, dini, ırkı fark etmez. Türkiye vatandaşıysa memleketi yönetmek herkesin hakkıdır. Memlekete hizmet etsin dili, dini kendisini ilgilendirir. Önemli olan vatandaşın insanca yaşamasıdır."

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.