İdamı kesinleşen Mir Kasım Ali ve Bangladeş
Hasina hükümeti tarafından idamı onaylanan Cemaat-i İslami Lideri Mir Kasım Ali ve Bangladeş’in sosyal ve siyasi yönüne dair değerlendirmelerde bulunan Bangladeş asıllı Muhammed Abid Ali, laik rejimin keyfi uygulamalarına dikkat çekti.
Pakistan iç savaşı sırasında işlendiği iddia edilen suçların cezalandırılması için 2009'da Bangladeş’te kurulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, Bangladeş’in İslami değerlerini savunan en büyük partisi Cemaat-i İslami liderlerini asılsız iddialarla idam ediyor.
Cemaat-i İslami liderlerinden Abdülkadir Molla, Muhammed Kamaruzzaman, Ali İhsan Mücahid ve son olarak da Motiur Rahman Nizami 10 Mayıs 2016’da idam edildi. Motiur Rahman Nizami’den önceki Cemaat-i İslami lideri Gulam Azzam da rejimin hapishanelerinde hayatını kaybetmişti. Son olarak partinin önemli finansörlerinden Mir Kasım Ali de 2 Kasım 2014'te idama mahkûm edilmişti.
1971'de Pakistan’ın bölünmesiyle sonuçlanan iç savaş sırasındaki bazı olaylardan sorumlu tutulan Cemaat-i İslami lideri Mir Kasım Ali hakkındaki idam kararının, yeniden gözden geçirilmesi için yaptığı başvuruyu da mahkeme reddetti. İdamlara doymayan Hasina Hükümeti’ne bağlı savcılık, Cemaat-i İslami lideri Mir Kasım Ali’ye verilen idam cezasının her an uygulanabileceğini belirtiyor.
İstanbul’da bir vakıf üniversitesinde yüksek lisans yapan Bangladeş asıllı Muhammed Abid Ali ile Cemaat-i İslami lideri Mir Kasım Ali’ye dair bilinmeyenleri ve Bangladeş’in sosyal ve siyasi yönüne açıklık getirmeye çalıştık.
“Mir Kasım Ali Bangladeş’te bilinen büyük bir işadamıydı”
İstanbul’da bir vakıf üniversitesinde yüksek lisans yapan Bangladeş asıllı Muhammed Abid Ali, idam cezası kesinleşen ve her an idam edilebilecek olan Mir Kasım Ali hakkında şöyle konuştu: “Bangladeş’te bilinen büyük bir iş adamıydı. Kendisi Bangladeş’te birçok işletmenin kurucusu, işletmelerde yöneticilik yapan bir şahsiyetti. Bangladeş tarihi içerisinde aktif siyasette rol almamıştır. Fakat ideolojik anlamda Bangladeş’teki vatansever Müslüman siyasetçilerden biri denilebilir. Abdulkadir Molla Bey’den başlayarak, Muhammed Kamaruzzaman, Ali İhsan Mücahit, Motiur Rahman Nizami ve şuanda muhtemel infaza doğru ilerleyen Mir Kasım Ali Bey’in idam süreci, önceden planlanmış bir plan çerçevesinde gerçekleştirilen kin ve nefret duygularının sonucunda ortaya çıkan bir takım eylemlerdir. Bu insanlar Bangladeş tarihi boyunca, aşikâr bir biçimde tavırlarını, kendi duruşlarını yaptıklarıyla ortaya koymuş ve çok şeffaf bir biçimde Bangladeş halkının içinde yaşamışlardı.”
“Pakistan’ın bütünlüğünü istiyorlardı”
1971’de kanlı bir savaşla Batı Pakistan’dan, Doğu Pakistan’ın ayrılma sürecinde oynanan oyunun farkında olan bu insanların cezalandırıldığını belirten Ali, “Bu insanlar net bir tavır sergiledi. O net tavır da şuydu, ‘Biz savaşarak değil, barışarak bu memleketin meselelerini halletmek istiyoruz.’ Gerek Rahman Nizami Bey, gerek Mir Kasım Ali Bey ve bütün bu insanlar siyasi tavır olarak Pakistan’ın bütünlüğünü istiyorlardı. Bu siyasi tavır, herhangi bir suç işlendiğine dair bir kanaat getiremez. Siyasi kararın neticesinde yapılan eylemlerin suç olduğuna dair bir kanıt olması gerekiyor. Zaten mevcut mahkeme de bu suçlamalarda yeterince kanıt ortaya koyamamış ve uluslararası arenada ve çeşitli hukuki kurumlar tarafından eleştiriliyor. Bangladeş hükümeti ulusal siyaset içerisindeki muhalefeti bastırmak için ve barışçıl bir ortamda bu muhalefete karşılık veremeyince baskı politikası uyguluyor. Bu politikalar neticesinde bu insanlar katlediliyor.” diye konuştu.
“Başarılı insanlar tek tek öldürülüyor”
Mir Kasım Ali’nin Bangladeş halkına birçok alanda büyük hizmetleri olduğunu söyleyen Ali, “Bir Bangladeşli olarak buradan halka, bürokrasiye, eğitimcilere, polise, askere sesleniyorum; Bizim memleketimizin çok büyük sorunları var. Bangladeş bir 3’üncü dünya ülkesi ve gerek ekonomik, gerek sosyal sorunlar başta olmak üzere, birçok sorunla karşı karşıya. Bangladeş tarihinde şeffaf duruşları ve eylemleri ortada olan bu insanları öldürerek, bu mevcut iktidar kimlerin projelerini, kimlerin amaçlarını gerçekleştiriyor. Mir Kasım Ali Bey, Bangladeş’te gerek banka alanında, gerek hastanelerle sağlık alanında, gerek eğitim alanında büyük projeler ortaya koymuş başarılı bir iş adamı ve proje adamıdır. Çok pratik ve çözüm üreten bir insandı. Pratik çözüm üreten kişiliğiyle Bangladeş halkına büyük hizmetleri olmuştur. Bu topluma bu kadar hizmetler sunan bir kişi olarak bu insanın 1971’de yaşanan hadiselerden 45 sene sonra, yalan yargılama sürecinden geçirilerek idama mahkûm edilmesi bir halk olarak, büyük bir komplonun başlangıcıdır ve bu komplonun amacı Bangladeş’i millet olarak, ülke olarak çökertmektir.” dedi.
Dünyanın birçok yerinde Bangladeşlilerin olduğunu ve adeta dünyanın modern köleleri olarak çalıştırıldıklarını belirten Ali, “Bakın Bangladeşli bir insan olarak, ülkemin insan onuruna saygı duyan bir duruma gelmesini istemeyen kişi ve gruplarca bu başarılı insanlar tek tek öldürülüyor. Acaba bu idamlara karar veren siyasi gruplar, Bangladeş’i nereye doğru sürüklemek istiyor? Ben inanıyorum gelecek nesil yani bugünkü gençler ileride Bangladeş’te olan biten bu hadiseleri tek tek inceleyecektir ve Mir Kasım Ali ve arkadaşlarının Bangladeş’te yaptıkları bütün güzel işleri ortaya çıkaracaktır. Ve bu insanlar ölseler bile, ölümsüz bir hayata kavuşacaktır.” diye belirtti.
“Bangladeş halkı mevcut iktidara karşıdır”
İdam kararlarının verilmesiyle halkın sokağa döküldüğünü söyleyen Ali, “Devlet, rejim güçleri acımasızca halka ateş açıyor. 2009’dan bugüne kadar, vatansever Müslüman gençliğe inanılmaz baskı politikaları uygulanıyor. Polis mahalle mahalle, köy köy dolaşıp müspet gençleri yakalayıp hapse atıyor. Bugün Bangladeş hapishaneleri bu vatansever gençlerle doludur. Cemaat-i İslami Genel Başkan Yardımcılarından Delvar Hüseyin Saidi Bey’in idam kararı açıklandığında da halk sokağa döküldü. Bir günde yüzden fazla kişi öldürüldü. Bangladeş halkı mevcut iktidara karşıdır, bunu apaçık biçimde söyleyebiliriz. Fakat devlet mekânizmasını elinde tutan baskıcı rejim, bütün gücüyle halkı bastırmaya devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Muhammed Abid Ali, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Bütün dünya ve Müslümanlar idamları sadece seyrediyor. Birer birer idam kararları ve ardından infazlar geliyor. Aslında söylenecek çok şey var. Bu Bangladeş tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Bangladeş’in en üst mahkemesi tarafından onaylanmış bir kararla karşı karşıyayız. Bir şey söylememiz sonucu değiştirmeyecektir. Gelecek tarih bunu yargılayacaktır. Ve bu kararın ne kadar isabetli ne kadar doğru olduğunu! gelecek nesiller tekrardan yargılayacaktır.” (Mehmet Tahir Özsoy, Ahmet Kurt- İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.