M. Şerif DURMAZ
İdlib katliamı ve ABD'nin hedefi
Her yeni güne, katliam haberleriyle uyanıyoruz. Masum çocuklar bombalarla, kimyasal gazlarla öldürülüyor. Yeryüzünün küresel güçleri, ölümler üzerinden iğrenç hesaplar yapıyor. Dünya, tüm bu yaşananları sadece seyretmekle yetiniyor.
Neden bu hale gelindi, insanlık neden bu kadar duyarsızlaştı, neden değerlerinden bu kadar uzaklaştı!
Zalim Baas rejiminin kimyasal saldırısı sonucu sıra sıra dizilen cansız çocuk bedenleri, Suriyeli babanın kucağında sıkı sıkıya tuttuğu iki ciğerparesini mezarlığa götürüşü… Nefes alamayan insanlar, ağızlarından köpükler çıkan çocuklar, yerlerde yatan cansız bedenler…
Aman ya Rabbi! Ne acı ve bizler açısından ne acıklı bir durum. İnsanlık ölürken sadece seyretmek, hiçbir şey yapamamak.
Neden bu haldeyiz, neden savaşlar sadece İslam topraklarında yaşanıyor, neden her tarafta Müslümanlar katlediliyor?
Müslüman ülkeler, savaşın sona ermesi için neden çıkarlarını bir kenara bırakmıyorlar? Neden politikalarını yeniden gözden geçirme ihtiyacı hissetmiyorlar?
Bunca acı, yıllardır süren savaş yetmedi mi, yüreklerimizi acıtmadı mı? Yitirdiğimiz canlar bizlerin evlatları, bizlerin gelecekleri. Geleceğimizi neden karartmaya devam ediyoruz?
Rusya'dan dostluk çıkmaz, ABD bize yar olmaz, hâlâ anlamadık mı? Hâlâ umudumuz ABD'de mi, hâlâ Rusya'nın savaşın sona ermesini istediğini mi düşünüyoruz?
Ne Rusya ne ABD savaşın sona ermesini istemez! Bilakis savaşın daha şiddetlenmesini, daha fazla insanın ölmesini isterler.
İdlib katliamı sonrası ABD Başkanı Trump saldırıyı “dehşet verici” olarak niteledi ve “masum çocuklar, güzel bebeler öldü” açıklamasında bulundu.
Farklı görüşlülere karşı sarf ettiği sözlerle tanıdığımız Trump'ın derdi ne masum çocuklar ne de güzel bebeler. Amacının ne olduğu, “güzel bebeler” açıklamasından sonra söylediği sözlerde saklı:
“Esed rejiminin iğrenç faaliyetlerine müsaade edilemez. Bu olay kırmızıçizginin ötesinde bizim için çok çizgileri geçti.”
Trump'un başkanlığını yaptığı ABD değil miydi daha iki hafta önce Halep ve Musul'da sivil insanların üzerine tonlarca bomba yağdırıp yüzlerce masumu katleden?
Mursi'ye darbe yapan, binlerce sivili katleden darbeci Sisi'ye, daha dün “Arkanda olduğumuzu herkesin bilmesini isteriz” diyerek Mısır'da işlenen katliamlara ortak olduğunu belli ettiren ABD değil mi?
Afganistan, Yemen, Irak ve farklı İslam beldelerini işgal edip o yerlerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini sömüren emperyalist ABD değil mi?
İdlib'te kimyasal gazların kullanılmasına tepki veren ABD, Saddam'a kimyasal silahlar vererek Halepçe'de binlerce Kürdün katledilmesine sebep olmadı mı?
Bugün çıkıp da kimyasal silah kullanan Esed'e tepki vermeleri, BM toplantısında ölen çocukların fotolarını göstererek kınamaları bize hiç inandırıcı gelmiyor.
İnsanların nefessiz kalarak can vermelerine üzüldükleri yok! Esed'in zulümlerine maruz kalan halkı düşündükleri yok! Hedefleri, Suriye'de daha fazla kan akıtmak, daha fazla insanın ölmesi için fırsatlar yaratmak.
Bunun için Esed rejiminin kullandığı kimyasalı bahane ederek Suriye'ye yeni bir operasyon hesapları yapıyorlar. “Kimyasal silah kullanılması kabul edilemez, çizgiler aşıldı” açıklamaları, yapacakları operasyonlara zemin oluşturmaya yönelik hazırlıklar. Kanları akıtılacaklar yine siviller olacak, Müslümanlar olacak ve katledilen yine insanlık olacak!
Ümidimizi korumaya sevk eden ilahi kelama kulak vererek yazımızı sonlandıralım: “Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyor. Şüphesiz Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.