‘İfsat ve sapkınlıklara karşı durulması gerekir’
Müslüman gençliğe yönelik ifsat çalışmalarının arttığına dikkat çeken siyasi parti ve STK yetkilileri, bunlara karşı toplum olarak karşı bir duruş sergilenmesi gerektiğini vurguladılar.
Son yıllarda Müslüman gençliğe yönelik ifsat çalışmalarının arttığına dikkat çeken siyasi parti ve STK yetkilileri, LGBTİ’nin Taksim’de düzenlediği yürüyüşü ise ‘Onursuzluk yürüyüşü’ olarak nitelediler.
Sapkınlıkların yaygınlaştırılarak gençlerin yozlaştırılmak istendiğini belirten kanaat liderleri, Ramazan ayında, İstanbul’da İslami kutsallara yönelik sapkın gurup tarafından yapılan hakaretlere, Müslüman toplum olarak karşı bir duruş sergilenmesi gerektiğini söylediler.
“Sapkınlığı sıradanlaştırmak istiyor”
İslami kutsallara dil uzatılmasının ve sapkınlıkların kabul edilemez bir onursuzluk olduğunu ifade eden HÜDA PAR Adana İl Başkanı Veysel Yavuz, “Tarih boyunca bu tür sapkınlıklar olmuştur. Kur’an-ı Kerim, Lut (as)’ın kavminden bahsederken yaptıkları yönelimin nasıl bir alçaklık olduğundan bahsetmiş, bundan dolayı toplu helak oldukları sahneyi biz Müslümanlara ayrıntıları ile anlatmıştır. Bugün de şeytanlaşmış bazı insanlar, özgürlük adı altında bu sapkınlığı yaygınlaştırmak sıradanlaştırmak istiyor. Müslüman toplumumuza yönelik bu ifsat girişimine asla müsaade etmemeliyiz. Sapkınlıklar, özgürlük adı altında meşrulaştırılamaz.” dedi.
Taksim’de“Onur yürüyüşü’ adıyla yapılan gösterilerde rezillikler sergilenip İslami değerlere alçakça dil uzatıldığını belirten Yavuz, “Bu rezil yürüyüşün en büyük destekçisi HDP olmuştur. Bu noktada halkımızın kimlerin peşinden gittiklerini iyice görmelerini istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Güneşin olduğu yerde karanlık olamaz”
Yavuz, İslam’ı ve kutsalları hedef alan sapkın toplulukların karşısında durabilecek onur sahibi kişilerin bulunması gerektiğine vurgu yaptı. “Güneşin olduğu yerde karanlık olmaz. Karanlık varsa ışık olmadığındandır” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Mübarek Ramazan ayında, Peygamber Efendimiz’in (sav) mihmandarı olan Ebu Eyyub El Ensari’nin medfun bulunduğu şehirde böyle sapkın bir yürüyüşün olmasının Müslümanlar açısından zillet olduğunu ifade eden Adana Umut Der Gıda Bankası Başkanı Abidin Serin, bu tür olumsuzluklara asla izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
“Müslüman halkımız tepkisini ortaya koymalı”
Serin, “Düşünün bu sapkınlar toplanacak, hem de Ramazan ayında bazı milletvekilleri de buna destek olacak, ama kimseden ses çıkmayacak. Evet sanal alemde bazı tepkiler ortaya kondu ama bu ne derece etkili olabilir ve Müslümanların sorumluluklarını ne derece ortadan kaldırabilir.” dedi.
“Herkes vebal altındadır”
“Lut aleyhisselamın kavminden çok az bir grubun yaptığı bu sapkınlığa diğer kesimler ses çıkarmadıkları için Allah azze ve celle o kavmi o sapkınlar ve onlara karşı sessiz kalanlarla birlikte yerin dibine geçirmiştir.” diyerek sözlerin sürdüren Serin, “Bir yerde bir haksızlık, bir ahlaksızlık yapılıyor ve bunun karşısında sessiz kalınıyorsa orada bulunan herkes vebal altındadır. Bunun gibi ahlaksız ve insanlıktan yoksun tavır, davranışlara karşı Müslümanlar daha nereye kadar sessiz kalmayı düşünüyorlar? İstanbul’a ve sessiz kalan diğer beldelere taş yağsa yeri değil midir? Müslümanların akıllarını başlarına alma vakti geçti bile, bir an önce üzerimizdeki ölü toprağını silkelememiz lazım, aksi halde gelebilecek olan bir tufan hepimizi helak edebilir. Allah cc uyanmayı ve bu tür ahlaksızlıklara karşı dimdik durmayı hepimize nasip etsin” diye konuştu.
“Küremizi tam bir kaos içerisini soktular”
Taksim’deki sapkın yürüyüşün, bir proje olduğuna dikkat çeken Medeniyet Vakfı Adana Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Eşref Şahin ise şunları söyledi:
“Sermayeyi elinde tutan çok uluslu şirketler ve onların destekçisi olan müstevli devletler –hatırlatalım gerçekleştirilen yürüyüşte Amerika Başkonsolosu Chuck Hunter ve İngiltere Başkonsolosu Leigh Turner’de bulunmaktaydı- küremizi sosyal, siyasal, iktisadi ve ahlaki olarak tam bir kaos içerisini soktular. İnsanların iki hayatını da imha eden küfrü mutlak egemen güçler tarafından terviç ediliyor. Bu topraklarda 400 bin kahvehane, 150 bin meyhane, 100 bin hayat kadını, 100 binlerce madde bağımlısı, son 10 yılda cinsel istismara uğrayan 250 bin çocuk… Bütün bunlar ve yaşadığımız son hadise sistemin çürümüşlüğüne ve insanı insan yapan temel değerlerden uzaklaştığına yeter kanıtlardır herhalde. Bugünün davet erlerinin bu olanlar karşısında ‘Tarlada izi olanın harmanda yüzü olur’ misali bir nebzede olsa sorumlulukları yok mu?”
“Sapkınlığa ve o-nursuzluğa karşı direnin!”
Şahin, “Dört asır boyunca hilafetin merkezi olmuş, hakkın batıla galebe çaldığının sembolü haline gelmiş, bağrından nice ulema, urefa, şüheda ve süleha çıkarmış, Ebu Eyyüb el- Ensari’nin medfun bulunduğu İstanbul’da böyle bir hadisenin yaşanması bizler için hakikaten kıymetsiz olan dünya umuruna karşı alakalarımızı tadil etmek ve yeniden mevzilerimize dönmek için önemli bir işaret fişeğidir. Türkiye’nin tüm Müslümanları zulme, sapkınlığa, hakaretlere ve o-nursuzluğa karşı direnin!”şeklindeki sözleri ile tepkisini dile getirdi. (Ayhan Kaya-İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.