İngiltere AB'den neden ayrılmak istiyor?

İngiltere AB'den neden ayrılmak istiyor?

"Demir Leydi" Margaret Thatcher'ın 1990'da bir AB zirvesi dönüşü parlamentoda Avrupa ile daha fazla entegrasyona "hayır, hayır, hayır!" dediği günlerden bu yana İngiltere'de fazla bir şey değişmedi. Thatcher'ın siyasi kariyerini bitiren Avrupa karşıtlığı,

Sedef Kınacıoğlu

BBC Türkçe

 

İngiltere'nin şimdiki başbakanı David Cameron, partisi seçimi tekrar kazanırsa, AB üyeliğini referanduma sunacağını söylüyor. Sunday Times'ta yayınlanan bir kamuoyu yoklamasına göre, böyle bir referandum yapılırsa, AB'de kalmak isteyenlerin oranı yüzde 40, 'hayır' diyeceklerin oranı yüzde 34 civarında.

Birliğin birçok uygulamasının dışında kalmayı tercih eden İngiltere'nin AB ile ilişkisi bitmek tükenmek bilmez iç politika polemiklerine konu olmaya devam ediyor.

Özellikle Muhafazakar Parti içinde AB'ye karşı olan önemli bir kesim var. Cameron'un referandum önerisinde ise, AB'den tamamen çekilmeyi savunan merkez sağ Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi'ne oy kaptırmasının rolü olduğu söyleniyor.

Ortak politikalara ve ortak para birimine itirazlarıyla sık sık "AB'nin sorunlu çocuğu" konumuna düşen İngiltere'nin sıkıntılarını birkaç soru ve cevapla şöyle özetlemek mümkün:

İngiltere AB'den ne istiyor?

Londra, bazı konularda Brüksel'e teslim ettiği yetkileri 'geri almak' istiyor. Hükümet bunları tespit etmek için çalışmalarda bulunuyor. Bu konulardan biri çalışma saatlerini düzenleyen AB yönergesi. Yönerge haftalık çalışma saatlerini kısıtlıyor ve çalışanların her yıl belli bir süre tatil yapmasını kurala bağlıyor. İngiltere, AB'nin güvenlik ve ceza hukukuna dair bazı önlemlerinin de dışında kalmayı istiyor. Muhafazakar Parti'nin 2010 manifestosunda, yasal haklar, ceza kanunu, sosyal haklar ve istihdam politikalarında yetkinin Londra'ya getirilmesi için çalışma vaadinde bulunuluyor.

AB kabul etmezse?

İngiltere'nin bu talepleri geri çevrilirse nasıl bir tavır alınacağı meçhul. Cevabı bilinmeyen birçok soru var. Avrupa Londra'nın isteklerine yanıt vermezse Başbakan Cameron Avrupalı ortaklarını AB'den çıkma referandumu ile mi tehdit edecek? Talepler kabul edildiği halde İngiltere halkı referandumda AB'ye hayır derse ne olacak?

Euro bölgesine ne olacak?

Euro kullanan ülkeler, son dönemlerde Avrupa gündemine damgasını vuran ekonomik krizi aşmak için daha fazla bütünleşmek gerektiği görüşünde. Bu gerçekleşirse euro kullanan ve kullanmayan AB üyeleri arasındaki uçurum büyüyecek. Cameron euro bölgesi entegrasyonunu kolaylaştıracak yeni bir AB sözleşmesi yapılması gerektiğini söylüyor. Bu sözleşmeye dair müzakerelerin de İngiltere gibi ülkelerin üyelik kurallarının tekrar tanımlanması için fırsat olacağı düşüncesinde.

İngiltere AB'den ayrılır mı?

İngiltere AB'ye 1973'te girdi. Başbakan Cameron, birlikten ayrılmaya karşı olduğunu söylemekle birlikte, BBC'ye verdiği bir radyo mülakatında bunu İngiltere için dünyanın sonu olmayacağını, ülkenin kendisine başka bir yol çizebileceğini eklediği de dikkatlerden kaçmamıştı. Ancak konuyu referanduma sunabilmesi için Cameron'un önce 2015 seçimlerini kazanması gerek.

Eski başbakan Thatcher 2002 tarihinde yayınlanan Devlet Yönetimi adlı kitabında Avrupa Birliği'ni "çılgın bir proje, aydınların kibir abidesi, başarısızlığa uğraması kaçınılmaz olan bir program" diye nitelemişti. Cameron gibi üyelik koşullarının tekrar müzakere edilmesinden yana olan Thatcher, aksi takdirde AB'den çıkıp Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi'ne girilmesi gerektiğini savunmuştu. Şu anda alternatif olasılıklardan pek bahsedilmiyor.

İngiltere'nin AB'den ayrılmasını isteyenler, ticari bağların korunacağı 'dostane bir boşanma'dan söz ediyor; Norveç ve İsviçre gibi, üye olmadan AB ile yakın çalışan ülkeleri örnek gösteriyor. Bir tür "light' üyelik denilen ikili anlaşmalar önerilmekte. AB yanlıları ise, Norveç ve İsviçre gibi ülkelerin karar mekanizmasına katılmadan bazı AB kurallarına tabi kaldığını hatırlatıyor.

AB treninden inmek

1963 yılında Türkiye ile o zamanlarki adı ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasındaki ortaklık anlaşması imzalanırken, dönemin başbakanı İsmet İnönü'nün konuya ihtiyatlı yaklaştığı söylenir.

Savaştığı güçlere egemenliği teslim etmekten kaygılanan İnönü'ye "Paşam, bu medeniyete giden bir tren, binmemiz gerek" dendiği anlatılır. İnönü'nün buna cevabı, "Peki ama, istediğimiz zaman inebilir miyiz o trenden" olmuştur.

İngiltere'nin yapması gereken ise, deyim yerindeyse elini-kolunu içeride bırakarak, ekonomik krizle 'karizması çizilen' bu eski trenden 'ne kadar inebileceğini' değerlendirmek gibi görünüyor.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.