İnşaat Mühendisi Mesut Saygıcak: "Binalarda ana taşıyıcı sistem, kolon ve perdelerdir"
Binalarda bulunan seramik, mutfak dolabı, kapı gibi malzemelerin tamamının görsel olduğunu söyleyen İnşaat Mühendisi Mesut Saygıcak, binalarda ana taşıyıcı sistemin kolon ve perdeler olduğunu belirtti.
Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremde birçok ilimizde binalar yıkıma uğramış ve binlerce insan hayatını kaybetti.
Perde betonu doğru yere kurup doğru demir ve doğru beton kullandıktan sonra, yapının deprem sonrası ya çok az hasar ya da hasarsız bir şekilde depremi atlatacağını kaydeden İnşaat Mühendisi Mesut Saygıcak, İLKHA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.
"Ana taşıyıcı sistemimiz kolon ve perdelerdir"
İnşaatın bir sistem üzere yapılandırıldığını vurgulayan İnşaat Mühendisi Mesut Saygıcak, "Yapımızda kolon, perde, kiriş, döşeme ve en altında da tüm yükü taşıyan temelimiz vardır. Bizim asıl ana taşıyıcı sistemimiz kolon ve perdelerdir. Kolonlarda bizim minimum ölçümüz 25x30 santimetredir. 25 santimetre genişliğinde 150 santimetre uzunluğunda düşey taşıyıcı sistemi ise perde olarak tanımlıyoruz. Depremden gelen yatay yükler ve binanın yanal yer değiştirmesini önlemek amacıyla perde beton kullanıyoruz. Perde beton binanın ana taşıyıcı sistemi olduğu için, depremde ilk yük perdelere gelir. Burkulmanın yoğun olacağı yerlere perde betonlarımızı yerleştiriyoruz. Perde betonu doğru yere kurup doğru demir doğru beton kullandıktan sonra, yapımız deprem sonrası ya çok az hasar ya da hasarsız bir şekilde depremi atlatır." şeklinde konuştu.
"1999 öncesi yapıların ana yıkım sebebi beton diyebiliriz"
İnşaat Mühendisi Mesut Saygıcak
Deprem nedeniyle yıkılan binaları incelediğini ve bu binaların 1999 yılı öncesine hazır betonun olmadığı yıllara denk gelen yapılar olduğunu belirten Saygıcak, "Biz şu an hazır beton sistemi ile çalışıyoruz. Santral otomasyon sistemi malzemeleri belli oranlarda alıp karıştırıp miksere yüklemesini yapıyor ve mesafesine göre ona katkı maddesi ekliyor. Buna göre biz betonumuzu sağlıklı bir şekilde döküyoruz fakat eski yapılarda takdir edersiniz ki bunu ayarlama şansı yok. Ya kum az olur çimento çok olur ya da suyu fazla olur çimentosu az olur. Bu nedenle 1999 öncesi yapıların ana yıkım sebebi beton diyebiliriz. 1999 öncesinde kıvrımlı demirler yani demirin etrafındaki tırtıklar zorunlu olmadığı için kullanılmıyordu ama 1999'dan sonra zorunlu hale getirilince kullanılmaya başlandı."ifadelerini kullandı.
"Yük sağlam bir zemine oturtulmazsa, deprem esnasında her şeyle karşılaşılabilir"
Depremlerde yaşanan yıkımın sebeplerinden birinin yumuşak kat ve sağlam olmayan zemin olduğunu ifade eden Saygıcak, "Bir katta duvarın olup bir katta duvarın olmaması, bir katın kat yüksekliği üç metre iken, dükkan ve iş yeri katlarının üç buçuk dört metre veya asma kat üstüne bina çıkılmasından dolayı bu tarz sebepler ortaya çıkıyor. Yapımız neyin üstüne biniyor? Kolon ve döşeme. Döşeme kirişin üstüne, kiriş kolon perdenin üzerine, kolon perde de tüm ana taşıyıcı sistemin yani temelinin üzerine biniyor. Eğer bu kadar ağır bir yükü sağlam bir zemine oturtmazsam, deprem esnasında veya titreşimlerde yapımız yan da yatabilir, her şeyle karşılaşabiliriz." diye konuştu.
"Deprem esnasında izolatöre gelen yük yüzde 60 ila 70 arasında söner"
İzolatör sisteminin depremin etkilerini azaltmada önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Saygıcak, şunları kaydetti:
"En alttaki kolon ve perdenin üstteki kolon ve perde ile arasına izolatör sistemi yerleştiriliyor. Deprem esnasında izolatöre gelen yük yüzde 60 ila 70 arasında söner ve yukarı aktarılır. Yedi şiddetinde bir deprem yukarı katlarda belki 3 veya 4 şiddetinde hissedilir. Bundan dolayı yüz kişilik hastane gibi kurumlarda zorunlu. Hatta cumhurbaşkanı talimatıyla deprem bölgesinde yapılacak kamu kurumlarının neredeyse tamamına yakınında izolatörün zorunlu hale gelmesi konuşuluyor."
"Bu bina depremde burayı taşır mı? diye soranı hiç duymadım"
Satın alınacak binanın mutlaka bazı özelliklerinin sorularak ve görselliğe adlanılmayarak hareket edilmesi uyarısında bulunan Saygıcak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim yapımız 2007 Deprem Yönetmeliği sonrasındaysa, şu an 2018 deprem yönetmeliğini kullanıyoruz, 2018 sonrası ise bu tarz binalarda çok sorun yok. Vatandaşlardan ev alırken ricamız, ev aldığı yerin zeminini az çok biliyorlardır. Özellikle 2018 deprem yönetmeliğinden sonra olması çok önemli. Bir karot testi ve binanın röntgeninin çekilerek, bina içi performans analizleri yapılarak, deprem esnasında bina nasıl bir davranış gösterir, bunu laboratuarlarda çok rahat öğrenebilirler. Fakat bizim vatandaşlarımız bir binaya girdiğinde, bu binada hangi beton sınıfı kullanılmış bu binanın zemini nasıl, burası kil mi, silk mi veya kaya mı? Burada ne kadar perde ne kadar kolon var? Bu bina depremde burayı taşır mı? Diye soranı hiç duymadım. İçeri girdiğinde neye bakılıyor? Seramik, mutfak dolabı, kapı ki bunların tamamı görsellik; deprem açısından duvar da dâhil benim taşıyıcı elemanım değil. Benim depremdeki taşıyıcı elemanım kolon, kiriş, döşeme, perde ve zemindir. Deprem sonrası inşallah hepimize iyi bir ders olur diye düşünüyorum. Başta vefat eden vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin, mekânları cennet olsun. Psikolojik olarak etkilenen tüm vatandaşlarımız için, buna biz de dâhil, inşallah normal hayatımıza döneriz." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.