Araştırmalardan, istatistiklerden ve yaşadığımız toplumdaki gelişmelerden bildiğimiz üzere insanların çoğu hayatlarından memnun değiller.

Karşılaşılan olumsuzluklar, yaşanılan problemler, engeller, haksızlık ve zulümler, ülke içindeki siyasi gelişmeler, ekonomik krizler, giderlerin artması, gelirin azalması, yapılan zamlar, dövizin yükselmesi ve benzeri gelişmeler insanları yanlış ve faydasız düşüncelere yönlendiriyor.

Bu düşünceler daha sonra eyleme de dönüşebiliyor. Bu da insanların hata yapmalarına ve hareket alanlarını daraltmalarına sebebiyet veriyor. Böyle olunca da mutsuzluk kaçınılmaz oluyor.

Aslında mutsuzluk kimi zaman insanlara göre değişebiliyor. Mutlu olmak ya da mutsuz olmak bazen kişinin kendi elinde olabiliyor.

Siz eğer duçar kaldığınız basit bir meseleyi büyütürseniz hayatta mutsuz ve huzursuz olmanız kaçınılmaz olur.

Ancak eğer siz ciddi bir sıkıntıyla karşılaşsanız bile aklıselim ile ve olgun bir şekilde hareket edip meselenin üstesinden gelmek adına gayret sarf ederseniz doğru yapmış olursunuz.

Bu da sizin hayata pozitif bir perspektifle bakmanızı sağlar.

Uluslararası bir anket şirketi bu konuyla ilgili 142 ülkeyi kapsayan bir araştırma yapmış.

İnsanlara, bir önceki gün pozitif ya da negatif tecrübeleri ile ilgili sorular sormuş ve ruh hallerini tespit etmeye çalışmış.

Hayatından memnun olmayanların oranının en yüksek olduğu ilk 10 ülke içinde Türkiye’nin ikinci sırada yer aldığını görüyoruz. Birinci sırada ise Yemen var.

Yemen’de yıllardır istikrar yok, düzen bozulmuş durumda. Yıllardır sona erdirilemeyen savaş hala devam ediyor. İnsanlar temiz su ve yiyecek yemek bulamıyor. Açlıktan ölen insanların sayısı çok fazla.

Bu sebepleri göz önünde bulundurduğumuzda bir İslam beldesi olan Yemen’de insanların hayatlarından memnun olmamasını garipsememek gerekiyor.

Türkiye’de ise savaş ve iç karışıklık yok. İnsanlar açlıktan hayatlarını kaybetmiyorlar, hastalığa duçar olduklarında ilaç bulabiliyor, tedavi olabiliyorlar.

Demek oluyor ki insanların mutsuz olmalarının sebebi, bir önceki paragrafta söz ettiğimiz hususlar değildir.

Peki, nedir insanları mutsuzluğa iten sebepler!

Dünya sevgisi, toplum arasında azalan güven duygusu, daha fazla kazanma hırsı, sınırsız arzu ve istekler, ahlaki ve manevi değerlerden uzaklaşmalar, mal ve makam endişesi, uğruna mücadele edilen değerleri ihmal etmenin normalleşmesi, sorunların gereğinden fazla büyütülmesi…

Listeyi daha da uzatabiliriz ancak bu kadarla iktifa edelim. Tüm bu sebepler insanları dünyevileştiriyor, yani daha çok dünyaya bağlı hale getiriyor.

Sorumlu ve hassasiyet sahibi insanlar, bu sebeplerin ortaya çıkaracağı olumsuz sonuçlarla karşılaşmadan evvel gerekli önlemleri alıyorlar.

Gerekli önlemleri alıp hayatını sürdürenler de diğer insanlardan daha çabuk mutluluğu elde edebiliyor.

Demek oluyor ki mutlu olmak ve huzuru elde etmek için önlemlerin ve tedbirlerin alınması gerekiyor.

Rabbimiz, dünya hayatında huzur ve mutluluğu elde etmekle birlikte ahiret saadeti için de çaba ve gayret sarf edip kutlu dava için mücadele eden insanların sayısını artırsın inşallah.