İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, İran'ın Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Tahti Revançi tarafından BM Genel Kurulu'nda okunan bildiride, “Filistin'de barışın tek yolu, Filistinli mülteciler ve sığınmacılar da dahil olmak üzere tüm Filistin sakinleri- Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar- arasında bir referandum yapmaktır” sözlerini hatırlattı.

İran'ın Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Tahti Revançi tarafından okunan bildiride şu ifadelere yer verilmişti:

"70 yıldan fazla bir süredir, İsrail'in temel insan haklarını ve Filistin halkının onurunu ihlal eden acımasız politikaları ve eylemleri devam ediyor. Dolayısıyla Filistinliler topraklarından, mülklerinden ve işlerinden mahrum bırakılarak, evlerinden zorla tahliye edilmiş ve şiddete maruz kalmışlardır. İsrail rejimi, ayrımcı ve ırkçı apartheid politikalarına uygun olarak, Filistinlilerin "tek bir Yahudi devleti" olarak kendi kaderlerini tayin etme hakkını reddetmiştir. Bu rejim ayrıca, Kudüs'ün Yahudileştirilmesini hızlandırmak ve Filistinli Hıristiyanları ve Müslümanları ortadan kaldırarak demografik yapıyı değiştirmek amacıyla benzeri görülmemiş eylemler ve kışkırtmalar gerçekleştirmektedir.

Geçen hafta İsrail güçleri Gazze Şeridi'nde, gelişmiş silahlar kullanarak dünyanın en büyük açık hava hapishanesini bombaladı ve yüzlerce Filistinliyi şehit ederken binlerce sivili mümkün olan en acımasız şekilde yaraladı. Coronavirus salgını devam ederken, İsrail'in Gazze'deki askeri saldırısında binlerce ev, inşaat kompleksleri ve ticari bina yıkıldı. Ayrıca, insan haklarının ve uluslararası hukukun ihlaliyle Gazze'deki diğer hayati altyapılarda da ciddi hasarlar meydana geldi. Onlar hatta Gazze'de Coronavirus ile mücadele ekibinin müdürünü öldürdüler.

Bununlar birlikte BM Güvenlik Konseyi, İsrail tarafından Filistinlilere yönelik devam eden işgal ve zulme rağmen, BM kararlarını ihlal etmeyi durdurma sorumluluğunu yerine getirmede ABD'nin engelleriyle karşı karşıyadır. Bu nedenle Genel Kurul, uluslararası toplumun kolektif vicdanı olarak, İsrail'in askeri saldırganlığını kınamak ve bu rejimi insanlığa karşı cinayetlerinden sorumlu tutmak için gerekli tedbirler almakla sorumludur."