Selahaddin YILDIRIM

Selahaddin YILDIRIM

IŞİD neden durdurulamıyor?

 Bölgemizde yıllardan beri devam eden kanlı çatışmalar hız kesmeden devam ediyor. Son günlerde Irak ve Suriye sahasında meydana gelen yeni gelişmeler önümüzdeki ayların çok daha sıcak ve kanlı geçeceğini gösteriyor. Irak'ta eski adıyla IŞİD, yeni adıyla İD'in ilerlemesi bir türlü durdurulamıyor. Altmış devletin oluşturduğu koalisyon güçleri IŞİD mevzilerine Ağustos 2014'ten beri havadan saldırılar gerçekleştiriyor, ama sonuç tam bir fiyasko.

IŞİD halen Suriye'nin yarısını, Irak'ın da üçte birini denetimi altında tutuyor. İki hafta önce IŞİD güçleri Ramadi'yi de ele geçirdi. Irak ordusu daha önce yaptığı gibi savaşmadan şehri IŞİD savaşçılarına bıraktı. Geçen yılın Haziran ayında Musul kenti de IŞİD savaşçılarının eline bu şekilde geçmişti. Ramadi'nin düşmesinden sonra geçen haftanın başında Paris'te bir araya gelen IŞİD karşıtı koalisyonun düzenlediği toplantıdan da somut bir sonuç çıkmadı. Toplantı mutad temennilerle sona erdi.

IŞİD güçlerinin ilerlemesinin durdurulamayışı savaşın sadece hava gücü ile kazanılamıyacağı gerçeğini bir kez daha gösterdi. Şimdiye kadar koalisyon güçlerinin en son teknolojik donanıma sahip savaş uçaklarıyla gerçekleştirdikleri 4000'den fazla hava saldırısı ne yaptı peki? ABD yetkililerinin yaptıkları açıklamalara bakılırsa, dokuz aydan beri devam eden bu hava saldırılarında on bin IŞİD savaşçısı öldürülmüş. Bu iddianın ne derece doğru olduğunu bilemiyoruz. Çünkü ortada bunu doğrulayacak bir delil yok. Şayet durum Amerikalı yetkililerin dediği gibi ise, IŞİD neden hâlâ ilerlemesini sürdürüyor? sorusuna bu bay yetkililer nasıl bir cevap verecek acaba?

Evet, savaşlarda açıklanan rakamların gerçeği yansıtmadığını biliyoruz. ABD yetkililerinin, koalisyon güçlerinin gerçekleştirdiği hava saldırılarında sivil kayıpların sayısı konusunda bir şey söylememeleri de dikkat çekicidir. Muhtemelen bu ‘on bin' sayısının yarısından fazlası sivildir. Dört bin saldırının her birinde asgari bir sivilin hayatını kaybettiğini var sayarsak durum anlaşılır sanırım.

Amerika, sivil kayıpların sayısını ya hiç vermiyor, ya da gerçek kaybın onda biri kadarını veriyor. Yani ABD, bir kayıp var dediyse bu on kayıp demektir. Amerika bu yalan ve çarpıtmaları Irak işgali sırasında da yaptı. Güdümlü haber ajansları ve TV kanalları, hunharca katledilen on binlerce sivili görmezlikten gelmiş, sahildeki petrol artığına bulaşmış bir kuşu haftalarca gösterip durarak dünya kamuoyunu aldatmıştı.

Peki, Irak ordusu onca sayı ve silah üstünlüğüne rağmen IŞİD'e karşı neden savaşmak istemiyor? Bu sorunun cevabını Iraklı yöneticiler de veremiyor veya vermek istemiyor. Yirmi beş milyar dolar harcanarak oluşturulan bu yeni Irak ordusunun İD savaşçıları karşısındaki yenilgisini aslında bu orduyu kuran ve eğiten ABD'nin de yenilgisi olarak değerlendirmek lazım.

Her şeyden önce Irak ordusu yabancı bir güce karşı savaşmıyor. Her iki tarafta da Iraklı var. Savaşmak istememenin bir nedeni de bu olabilir. Evet, Irak'ta olup biten şey bir iç savaştır. Öyle gösterildiği gibi IŞİD denilen hareket sadece dışarıdan gelen sakallı aşırı İslamcı gençlerden oluşmuyor. IŞİD bir güçler koalisyonudur. Aşiretler, eski Saddam yönetimi taraftarları ve bilumum Amerikan ve Irak merkezi hükümetinin zulmüne maruz kalanların oluşturduğu güçlü bir koalisyon.

IŞİD savaşçılarının psikolojik üstünlük sahibi oldukları da bir gerçek. Bu hareket genelde gönüllü savaşçılardan oluşuyor. Muhaliflerine karşı kazandıkları başarılar yanında ‘Hilafet Devleti' söylemi de taraftar bulmalarında, güçlü görünmelerinde etkili olan diğer bir faktör. Ramadi'nin IŞİD'in eline geçmesinden sonra bölgedeki aşiretlerin, hareketin lideri Bağdadi'ye biat ettikleri haberleri geliyor. Irak ve Suriye'deki İran etkisinin, Sünni aşiretleri IŞİD'in yanında yer almaya iterek hareketin güçlenmesini sağlayan diğer bir sebep olduğunu da kaydetmek gerekir.

IŞİD hareketi kendisiyle savaşan koalisyon kadar güçlü değildir elbette. Ancak muhalif cephenin dağınık bir manzara arz etmesi ve koalisyonda yer alan her devletin ayrı bir hesabının olması  IŞİD'e avantaj sağlıyor. Güçlü bir kara harekâtı olmadan IŞİD'in durdurulması mümkün görünmüyor.

ABD'nin kendisi bir kara harekâtı yapmak istemiyor. Müslümanı Müslümana kırdırma oyunu daha cazip geliyor. Yarın, öbür gün ABD'nin IŞİD ile görüştüğünü görürsek şaşırmayalım.

Ve bugünlerde cevabı aranan en önemli soru şu:  ‘ABD IŞİD'i bitiremiyor mu, yoksa bitirmek istemiyor mu?'

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.