İslam, şehit kanları ile vücut bulmuştur video
Mustazaflar Cemiyeti Konya Şubesi tarafından “Şehitler Gecesi” programı düzenlendi.
Mustazaflar Cemiyeti Konya Şubesi tarafından düzenlenen “Şehitler Gecesi” programına Doğruhaber Gazetesi Yazarı Mehmet Zülküf Yel konuşmacı olarak katıldı.
Süleyman Şah Konferans salonunda düzenlenen program, Yusuf Günel’in okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Ardından programın açılış konuşmasını yapan Doğruhaber Gazetesi yazarlarından Mehmet Emin Özmen, belirli aylarda düzenlenen etkinliklerin İslami şuurlanma açısından önemli olduğunu belirterek, “Böyle ayların, belirli zaman dilimlerine ayrılarak ve belirli anlamlar yüklenerek kutlanması İslami şuurlanma açısından önemlidir. Nasıl ki Nisan ayı geldiği zaman bizler kutlu doğum etkinlikleri ile meydanları bir bayram yerine çeviriyorsak, aynı şekilde muharrem ayı geldiği zaman da bir matem havasına bürünmekteyiz. Kasım ayını ‘Sahabe Ayı’ olarak ihya ettiğimiz gibi şimdi de Şubat ayıdayız ve ‘Şehadet Ayı’ olarak ihya ediyoruz.” İfadelerine yer verdi.
Yel, Tarih boyunca Müslümanların Şehadet kültürü ile hareket ettikleri zamanlarda tarih’e damga vurduğunu belirtti.
“Şehitler ve Şehadet” konulu sinevizyon gösterimi ile devam eden programda, daha sonra Ferhat Günel tarafından seslendirilen şiir ile duygulu anlar yaşandı.
Programın devamında, günün anlam ve önemine binaen konuşma yapan Doğruhaber Gazetesi Yazarı Mehmet Zülküf Yel, Şehadetin İslam’ın temel şiarlarından bir tanesi olduğunu belirterek, “Şehadet şuuru bu ümmetin bütün fertlerinin zihninde yer etmeli, hayatının düsturu ve felsefesi haline dönüşmelidir. Çünkü bu ümmet eğer ceset ise, şüphesiz ki bu ümmetin ruhu şehadettir, şehadet olmadan İslam ümmeti ruhsuz bir ceset gibidir.” şeklinde konuştu.
“İslam, şehit kanları ile vücut bulmuştur”
Yel konuşmasında, “Tarih boyunca İslam ümmeti şehadet kültüründen uzaklaştığı zaman, şehadeti, unuttuğu zaman, ölümden korktuğu zaman zilleti yaşamıştır.. Ve ölümden korkmanın, Şehadeti unutmanın bedelini bir ümmet olarak bizler ödemişizdir. Bunun bedelini kadınlar ve çocuklar ödemiştir, mazlumlar ve Mustazaflar ödemiştir. Oysa iman etmiş olduğumuz din, şehadet dinidir, bu din şehadetle büyümüştür, bu din şehit kanları ile vücut bulmuştur. İslam ilk tebliğ edilebilirliği ortaya çıktığı andan itibaren, sürekli olarak İslam ağacı şehit kanları ile büyümüştür.” dedi
Şehadet kavramının iyi ve doğru bir şekilde kavranılması gerektiğini söyleyen Yel, “Her çağda olduğu gibi bu çağda da izzetimizi ve onurumuzu muhafaza etme adına mutlaka şehadet kavramını iyi bir şekilde kavramalı, çocuklarımıza anlatmalı ve bizden sonraki nesillere de bir miras olarak bırakmamız lazımdır. İmanımızın gereği budur, İmanımız bize bunu emrediyor. Biz öylesine yiğit bir peygamberin ümmetiyiz ki, muhakkak ki bizim de aynı şekilde o Peygamberin hayat izlerini takip etmemiz lazım.” ifadelerini kulllandı.
“Ümmet zilleti tatmaktadır.”
Yel, “Bugün maalesef Müslümanlar bu Muhammedî şuuru yitirdiklerinden dolayı, ümmet sefalet halindedir. Ümmet parçalanmış ve ümmet ezilmektedir, ümmet zilleti tatmaktadır. Oysa ki biz Muhammedî şuuru tatmış olsaydık, Şehadeti bir kültür haline getirmiş olsaydık ve gelecek nesillere de bunu miras bırakma karlılığı içerisinde olsaydık, şüphesiz ki bu acıları, bu zilleti yaşamamış olacaktık.” diye konuştu.
“Adaleti ayakta tutan şahitler olunuz”
Biz Müslümanlar diyoruz ki; Ey Müslümanlar kalkınız, sizin tabii olmuş olduğunuz Peygamber, onun sahabeleri hangi dava için, hangi amaç için mücadele ettiyse, siz de kalkınız o dava için mücadele ediniz.” diyen Yel, konuşmasına şöyle devam etti: “O amaç için çarpışınız, yollara düşünüz ve Allah’ın izni ile adaleti ayakta tutan şahitler olunuz. Ama maalesef bu düsturu kavrayamadığımızdan dolayı bugün bizler bu haldeyiz. Şehadet kültürü ile Müslümanların tarihe damga vurduğunu belirten Yel, “Tarih boyunca bir kumandan, bir rehber ne zaman ki Müslümanları bir şehadet kültürü altında toplamış ise işte o zaman tarihi bizler yaşamışız, o zaman tarihe Müslümanlar olarak, ümmet olarak bizler damgamızı vurmuşuz ama ne zaman ki şehadet kültürünü unutmuş isek başkaları bizleri yönlendirmiştir, bizim kaderimizi başkaları tayin etmeye kalmıştır ve bizler o kaderi mahkûm olarak yaşamaya kendimizi mecbur bilmişiz.”
“Ümmet tarihin karanlıkları içerisinde kaybolup gitmemiş ise bu şehitlerin kanları sayesindedir.”
Yel konuşmasının sonunda, “Bugün eğer ki insanlık bu aşamada ise, bu ümmet kendi çapında bir güce sahip ise, eğer ki ümmet tarihin karanlıkları içerisinde kaybolup gitmemiş ise bu şehitlerin kanları sayesindedir, bu İslam yiğitlerinin mücadeleleri sayesindedir, bu mazlum ve mustazafların ödemiş oldukları bedeller sayesindedir, akmış olan gözyaşı sayesindedir ve günümüzde yine aynı şekilde biz bugün İslam’ı konuşabiliyorsak, mücadeleden bahsede biliyorsak, biz bugün izzetli birer birey olarak ortaya çıkıp da davamızı, şiarlarımızı, dinimizi açık bir şekilde haykırabiliyorsak, bunun temelinde bu dava uğruna şehit olmuş olan kardeşlerimizin kanları vardır, o yiğitlerin ödemiz olduğu bedeller vardır, gözyaşları vardır.
“İslam davası için en iyilerimizi feda ettik”
Bir mümin ya şehitliğe talip olur, ya şehit olur yada şahit olur. Şehit ve şahit bir birinden ayrılmayan iki kavramdır. Ve ancak bu iki kavram bir araya geldiği zaman gerçek manada anlamını bulur, bu anlama adeta bir elmanın iki yarısı gibidir. Şüphesiz ki Allah yolunda cihat eden, Allah için, bu ümmetin onuru ve şerefi için mücadele eden birçok Müslüman şehit oldu. İslam davası için değerli canlarını feda ettiler, çünkü bu dava öylesine değerli bir davadır ki uğruna bedel ödenmesi lazım, en iyilerimizi feda etmek gerekir; Ya Rabbi, sen şahit ol, biz en iyilerimizi senin dana için feda ettik ve feda etmeye de devam edeceğiz, hiçbir zaman bu hizmetten vazgeçmeyeceğiz.” İfadelerine yer verdi.
Program, tiyatro ekibi tarafından düzenlenen Hubeyb Bin Adiy’in şehadetini konu alan tiyatro gösterimi ile devam etti. Tiyatro gösterimi esnasında duygulu anlar yaşanırken Hubeyb Bin Adiy’in Şehadeti esnasında salon sık sık tekbirler getirdi.
Program Grup Davet sanatçılarının seslendirdiği Şehadet ve şehitlik konulu ezgi ve ilahilerin ardından yapılan dua ile sona erdi.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.