İslam ülkeleri batıdan yılda 70 milyar dolarlık tıbbi cihaz ve ilaç alıyor
3'üncü Dünya Müslüman Sağlık Toplulukları Kongresi ve Fuarı açılışında konuşan Dünya İslam Sağlık Birliği Genel Başkanı Dr. Kasım Sezen, "İslam ülkeleri batıdan yılda 70 milyar dolarlık tıbbi cihaz ve ilaç alıyor. Bu bizim onurumuzu zedeliyor." dedi.
Birçok İslam ülkesinden gelen katılımcıların iştirakıyla 3'üncü Dünya Müslüman Sağlık Toplulukları Kongresi ve Fuarı İstanbul Harbiye Askeri Müzesi'nde başladı.
Sağlık alanında İslam ülkeleri arasında iş birlikleri ve dayanışmanın sağlanması ve geliştirilmesi için 2 yıl önce 400 delegenin katılımıyla İstanbul’da kurulan ve o günden bu yana birçok hayırlı işe imza atan Dünya İslam Sağlık Birliği (WIHU), bu yıl 3’üncü kez bir araya geldi.
Kongre açılışında konuşan WIHU Genel Başkanı Dr. Kasım Sezen, "İslam ülkeleri batıdan yılda 70 milyar dolarlık tıbbi cihaz ve ilaç alıyor ve bu durum onurları zedeliyor." dedi.
Sezen, "İslam ülkeleri bunun üretimini sağlıyor. Bugün Türkiye’de MR ve ultrason dışında bütün tıbbı cihazlar üretiliyor. Ama ne yazık ki İslam ülkeleri bunu Türkiye’den değil batıdan almaya devam ediyor. Ya biz tanıtımını yapamıyoruz ya da İslam ülkeleri olarak bir araya gelemiyoruz. Bu toplantı ve fuar bu ihtiyaca binaen açılmıştır. İslam ülkeleri olarak bu organizasyonun kıymetini bilelim ve bütün İslam ülkeleri bu şekilde organizasyon yapsınlar. Bunu yaptıkça ticaretimiz artacak, ticaret arttıkça da ekonomimiz güçlenecek." diye konuştu.
"130 ülkeden yaklaşık 350 tane üyemiz olan STK var"
Bundan 2 yıl önce İstanbul’da 400 delege ile bir araya gelerek 3 gün boyunca yaptıkları istişare sonucunda Dünya İslam Sağlık Birliğini (WIHU) kurduklarını belirten Sezen, O günden bu güne çalışmaya devam ettiklerini ve WIHU’yu kurumsallaştırmaya çalıştıklarını söyledi.
Sezen, "Bugün Güney Amerika, Kolombiya, Brezilya, Güney Afrika, Japonya, Kore ve ismini bile bilmediğimiz Afrika’ya bağlı Komor adalarına kadar STK’larımız var. Bugüne kadar yaklaşık 350 tane STK, 130-140 ülkeden üyemiz var. Hepinizin bildiği gibi batı, sanayi devriminden sonra güçlendi ve başta Afrika olmak üzere İslam ülkelerinde Müslümanların elinde bulunan zenginlikleri aldılar, sömürdüler ve belli bir süre sonra bağımsızlığımızı elimizden aldılar." şeklinde konuştu.
"21'inci yüzyılda İslam ülkelerinin neredeyse yarısı batılıların ulaştığı seviyeye ulaştı"
1923 yılında bağımsız olarak sadece 3 tane Müslüman ülke kaldığını ve sonrasında 20’nci yüzyılda İslam ülkelerinin kendilerine gelmeye başladığını ifade eden Sezen, "İslam ülkeleri batının elindeki teknolojik imkânlardan faydalanmaya başlayarak bağımsızlıklarını elde etmeye başladılar. Bugün 58 tane İslam ülkesi bağımsızlığını almış durumda. Kalkınmaya, güçlenmeye başladık. Neticede 21'inci yüzyılda İslam ülkelerinin neredeyse yarısı batılıların ulaştığı seviyeye ulaştı." dedi.
"Asıl güç iman ve vicdan gücüdür"
Müslüman ülkelerin batılılar tarafından yıllarca sömürülerek özgürlüklerinin ellerinden alındığına dikkat çeken Sezen, şöyle konuştu:
"Bugün Fransa’da, Paris’te hepimizin televizyonlarda izlediği bir ayaklanma var. Bu ayaklanma batılıların ellerindeki zenginliklerin gitmesinden kaynaklanıyor. Batı fakirleşiyor, ona karşı ayaklanma var. Geçmişte batı elimizdekileri alarak zenginleştiler. Bugün artık Allaha şükür Müslüman ülkeler ellerindeki ekmekleri batılılara vermiyorlar. Aynı şekilde sağlıkta da çok ilerleme kaydettik. Hükümetlerimiz artık sağlık sektörlerini finanse ediyor. Afrika’da bile çoğu ülke ciddi bir sağlık sistemi kurmaya başladı. Bugün Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Rohingya’da zulümden kaçan 20 milyon mülteci var. Bunlardan yaklaşık 19 milyonu Müslüman ülkelerde. Türkiye’deki Suriyelilerin nüfusu 3,5 milyon ve bunların tamamı vatandaş gibi sağlık hizmetlerinden faydalanıyor. Bu da bizim gücümüzü gösteriyor. Avrupa’da bir milyon göçmen var ve bunlar sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor. Gerçekten ciddi barınma ve gıda sorunu yaşıyorlar. Şu anda bu kadar mülteciye İslam âlemi bakıyorsa demek ki biz batıdan daha güçlüyüz. Asıl güç iman ve vicdan gücüdür. Biz bugün İslam âlemi olarak bu kadar mülteciye bakıyorsak bu bizim inancımızdan vicdanımızdan kaynaklanıyor. Asıl güç budur. Bundan yüzyıl önce Çanakkale’de batılıları püskürttük. Tankımızın tüfeğimizin çokluğuyla değil, bağımsızlıklarımız imanımızla kazandık. Bugün bir ekonomik mücadele veriyoruz. Amerika’da Trump her gün bir ülkeye ambargo uyguluyor. Buna karşı İslam ülkeleri karşısında duruyor, ambargoya karşı mücadele veriyor. Bütün Müslüman ülkeleri tebrik ediyorum."
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.