Ahmet YÜCEBAĞ

Ahmet YÜCEBAĞ

İstihbarat savaşları

Dünyanın her bir karışında vekâlet savaşları ve çatışmalar mevcut iken bunlara birde ticaret ve istihbarat savaşları eklenmektedir. İstihbarat savaşları hiç eksilmedi ama yeni dünya düzenine güncellenerek adapte oldu. ABD ve Avrupa istihbaratların hedefinde Rusya var.

Rusya, ABD seçimlerine müdahale edilmekle suçlanmış ve Trump ve ekibi Rusya ile işbirliğiyle suçlanıp CIA'nın derin yapısının istihbarat oyunlarıyla bedeller ödemektedir. Seçim tartışmaları ve dış politikanın kayganlığında oldukça yıpranan Trump ve ekibi 30 günlük politikalara mahkûm olmuş durumda; geçenlerde Ortadoğu ve Türkiye'yi ziyaret eden Dışişleri Bakanı Tillerson, ABD'ye dönmesiyle görevden alındı ve yerine CIA Başkanı Mike Pompeo'yu getirdi. Türkiye ile anlaşılan konular Tillerson'un gitmesiyle geçersiz oldu. Bu arada Tillerson, Kıbrıs açıklarında dolaşan Exxon Mobil Şirketinin Başkanı ve CEO'suydu. Pompeo, ise CIA gibi sicili işkence ve adam kaçırmalarla meşhur…

İngiltere, kendi topraklarında sinir gazıyla Rus ajanın öldürülmesinin arkasında Rusya olduğunu iddia etmiş, kavgaya Fransa'da dâhil olmuştu. Öldürülen ajanın her iki taraf içinde acı hatıralar taşıdığı muhakkak buna cevap karşılıklı diplomatların sınır dışı edilmesiyle bitmeyecek ve yaptırımların devamı gelecektir.

Açalım; İngiltere ve Fransa'nın Suriye'deki çaresizliği ve ayrıca ‘Bir Kuşak Bir Yol' projesinde Rusya'yı etkisizleştirme işinin İngiltere'ye verilmiş olması, bununla birlikte Rusya'da yapılacak olan Başkanlık seçimlerini de unutmamak gerekiyor.

Rusya, hinterlandından geçecek olan İpek Yolunda etkin ve söz sahibi olmaya çalışmakta bunun için her fırsatı değerlendirmeye çalışmaktadır. Bu durumu İngiltere direk, Çin dolaylı olarak istememektedir. Çin küçük komşuları üzerinde büyük abi rolü haricinde hiçbir devlet ile direk karşı karşıya gelmemeye dikkat eden bir ülke ve bu politika ile tüm dünya ticaretinin hâkimiyetini gölge adam olarak ele geçirmiş durumdadır.

Yine İngiltere ve Fransa'nın Sykes-Picot emperyal duygulardan gelen reflekslerle Ortadoğu'daki etkinliğini kaybetmemeye çalışmaktadır. Fransa'nın hamilikte zayıf kaldığı Lübnan'a İngiltere'nin askeri destek çıkması, Katarı Suudi-ABD eline bırakmamak için ortak askeri tatbikat yapması, Irak Kürdistan referandumu ile Irak'taki pozisyonunu güçlendirmesi Ortadoğu'yu sahipsiz bırakmayacağı anlamı taşımaktadır.

Bunlarla birlikte Rakka'nın ABD-PYD eline geçmesi ve DAEŞ'in saf dışı bırakılması, Suriye'de İngiltere ve Fransa'yı zayıf bırakmış, Rusya'nın da Suriye'de stratejik bölgelerin hâkimiyetini ele alması İngiltere'ye çaresizliği yaşatmaktadır.

İngiltere'yi ziyaret eden Suudi Prensinden de söz etmemek olmaz; küresel bir oyunda rol arayan Suudi, İngiltere'ye yakın prensleri tutuklayıp etkisiz hale getirmişti ve bu ziyaret ile İngiltere'ye zeytin dalı uzatmıştır fakat İngiltere; tüm şark kurnazlıklarının profesyonel garp oyuncusudur. Suudi Arabistan'nin, İslam âlemini karşısına alıp ABD, israil, Rusya, İngiltere ve Çin arasında yürütmeye çalıştığı siyasette boğulması kaçınılmazdır. Yemen'de sıkışan Suudi; ilk darbeyi Katar'da, ikinci darbeyi Lübnan'da, üçüncüsünü ise Kudüs'ün israil'e verilmesine verdiği destekle aldı. İçerideki ateşin yanı sıra sınırlarında dâhil olduğu savaş, Suudi'nin ülke güvenliğini ne kadar emin kılabilir? Suudi Arabistan, İngiltere'nin Ortadoğu politikasına kayacaktır.

Batılı ülkeler, Rusya'da gelecek hafta yapılacak başkanlık seçimlerinde ekonomik yaptırımlarla bunalan Rus halkının kararını etkileme çabasındadır. Rusya'nın seçimlere müdahalesini kendilerine de tattırmak istemekteler.

İstihbarat savaşlarına devam; Almanya Türkiye arasında özellikle gezi olaylarıyla patlak veren fakat Türkiye tarafından üç maymun olarak görülüp ertelenen sorun, 15 Temmuz ile tekrar patlak veren istihbarat savaşıdır. 15 Temmuz sonrası Büyük Ada ajanlarının toplantıda yakalanması, Deniz Yücel'in yakalanması, birde İncirlik'ten Almanya'nın çıkarılması Almanya üzerinden BND'nin cezalandırılmasıydı. Ülkeden kaçan asker kökenli FETÖ üyelerinin çoğu da Almanya'ya sığındı. Almanya bu tutuklanmalara ve yaptırıma sessiz kalmamış özellikle savunma sanayinde ambargo uygulamıştır. Almanya'daki Türkiye vatandaşlarına saldırıların artması da Türkiye'yi frenleyen sebeplerdendir. Türkiye, Alman istihbaratına rağmen ciddi bir çekişmeye yanaşmamış ve hatta geri adım atarak Büyük Ada ajanlarını ve Deniz Yüceli serbest bırakmıştır buna karşılık Almanya benzer duruma yanaşmamıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.