İyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız`

İyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız`

Tarihin ibret dolu sayfaları, adeta bir milletler kabristanıdır. İmansızlık, ahlaksızlık ve zulüm, milletlerin en büyük helak ve yok oluş sebepleridir.

doğruhaber
 
Hayatta en çok korkulan tufanlar, kasırgalar, zelzeleler, kıtlıklar, yıldırımlarla dolu azap bulutları, düşman işgalleri ve salgın hastalıklar gibi ilahi gazap tecellileri, insanlar için aynı zamanda ilahi bir tehdit veya ikaz mahiyetindedir. “Tabiat olayları” olarak görülen bu tip vakıalar, gelişigüzel olmayıp birçok sebep ve hikmete bağlı olarak meydana gelirler. Dış görünüş itibarıyla, fiziki bazı sebeplere bağlı olarak cereyan eden acı hadiselere gönül gözüyle bakıldığında, hakikatte onların bazı insanların isyan ve günahlarının bir neticesi veya bazı kişiler için ilahi bir ikaz mahiyetinde olduğu görülür.

Kur’an-ı Kerim, geçmiş kavimlerin helak edilişlerini anlatırken bunun sebepleri üzerinde durmakta ve böylece sonradan gelen nesilleri ikaz etmektedir. Bu sebeplerin başında, Allah’ın nimetlerine karşı nankörlük etmek, şükredecek yerde bol nimetler içinde şımarmak, zulüm ve haksızlıkta ileri gitmek, ahlaksızlık ve edepsizliğe özenmek, irşadda bulunmayı terk etmek ve kendine yapılan ikaz ve irşadı kulak ardı etmek gibi günahlar gelmektedir.

Ayet-i kerimede buyrulur: “Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah’a inanırsınız …” (Âl-i Îmrân; 110)

Peygamber Efendimiz (s.a.v)’de şöyle buyurmuştur: “Sizler yardım görecek, ganimetler elde edecek ve birçok memleketleri fethedeceksiniz. Sizden kim bu vakte erişirse Allah’tan korksun, iyiliği emredip kötülükten nehyetsin (sakındırsın) …” (Tirmizi)
Müminler, daima hayırlara anahtar, şerlere kilit olmalıdır. Zira Peygamber Efendimiz, hayra anahtar ve şerre kilit olanları müjdelemiş ve “Ne mutlu onlara!” buyurmuştur. (İbn-i Mace)

İnsan, evvela İslam’ı kendi hayatının her safhasına yansıtarak, kâmil bir mümin şahsiyeti inşa etmeli, sonra da o İslam şahsiyeti ile çevresine tebliğ ve irşadda bulunmalıdır.

Çocuklarını zamanında terbiye etmeli, dini eğitimlerini kesinlikle ihmal etmemelidir. Yakından uzağa doğru herkese marufu, yani iyilikleri emretmeli, münkerden, yani kötü ve çirkin şeylerden de nehyetmeli, sakındırmalıdır. Zira bu vazife ihmal edildiğinde, mesuliyeti çok ağır olmaktadır. Bu hizmette yorgunluk ve bezginlik göstermek, ilahi azabın umumi gelmesine sebep olur.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.