Mehmet GÖKTAŞ
Kadir bilmeyen ne bilsin Kadir Gecesini?
Elbette bir şeyler söylemek mümkündür Kadir Gecesine dair..
Hem hakkında müstakil bir sure inmişken, Kur’an’ın kendisinde indirildiğini belirten başka ayetlerde de bahsedilmişken sayfalarca yazmak ve konuşmak imkânımız vardır, nitekim yazılıyor ve konuşuluyor da.
Fakat benim varıp tıkandığım bir nokta var; takdir edebilme meselesi.
Kadir, birçok türeviyle bizim hayatımıza giren bir kelimedir. Kadr, kadir, kader, kadar, mikdar, takdir…
Bir şeyin değerini ölçüp biçmek, hakkını vermek, isabetli tahminde bulunmak ve daha birçok anlamda kullanıyoruz.
İşte biz bu anlamda, yani bir şeyi takdir edebilme noktasında varıp bir yerlere tosluyoruz.
Daha önce de vermiştim şu örneği: Çocuk eğilmiş, halının üzerinde yürüyen uğur böceğini tebessümle izliyordu, gözlerini daha da yaklaştırdı ve bir müddet izledikten sonra hayretler içinde anneee anneee diye seslendi;
“Bakar mısın şuna, Allah bunu nasıl boyamış böyle? Hiç taşırmamış, hiç bir birine karıştırmamış boyalarını!”
Bilmem siz hiç bu gözle baktınız mı bir uğur böceğine. İşte buna kadir bilme, takdir etme denir. Bunu ancak resim dersinde kendi boyamalarıyla kıyaslayan bilir.
Takdir, ölçmek demektir, değer biçmek, hakkını vermek demektir. Bunu hakkıyla yerine getirebilmek büyük bir erdemdir. Takdir yeteneği akıllı olmayı, dengeli ve tutarlı olmayı gerektirir, daha da önemlisi insaflı ve vefakâr olmayı gerektirir.
Allah’ı takdir edebilmekten, Kadir gecesinin ne olduğunu idrak edebilmekten önce kendi aramızdaki insani ilişkilerimizde kadir kıymet bilmenin, gördüğü güzellikleri takdir edebilmenin, değer biçebilmenin daha öncelikli olduğunu düşünüyorum.
Ömürlerini birlikte geçirdikleri eşlerini takdir edemeyenlere, birlikte oldukları diğer insanların fedakârlıklarının farkında olamayanlara, bu insanların kendileri için neler yaptıklarını bir türlü göremeyenlere bilmem ki Kadir Gecesi nasıl anlatılır?
Geliniz bir empati yapalım; takdir edilmeyenin siz olduğunuzu bir düşünün, yaptıklarınızın hiç görülmediğini, nankörlükle karşılık bulduğunu bir düşünün. En çok yakındığımız şeylerden birisi bu değil midir, takdir edilmemek?
Yani takdir etme erdeminden başka bir de takdir edilme meselesi vardır. Haklı bir beklenti değil midir bu?
Diyorum ki hiç olmazsa biz de bu işe uğur böceğinden başlasak diyorum.
Rabbim cümlemize Kadir Gecesini takdir edebilmeyi, bu gece indirilen Kur’an’ı takdir edebilmeyi, kendisine Kur’an indirilen Hz. Muhammed Aleyhisselam’ı takdir edebilmeyi ve nihayet Allah Teala’yı takdir edebilmeyi nasip eylesin, mübarek olsun geceniz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.