"Kanla yazılan Kerbela destanı iyi tahlil edilmeli"
Hz. Hüseyin’in, İslami hükümlerin terk edildiğini Kerbela’da kendi kanıyla yazdığını belirten İttihad'ul Ulema üyesi Molla Fesih Memiş, bu destanın iyi okunarak tahlil edilmesi gerektiğini söyledi.
Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin'in Muharrem ayının 10'nuncu yani Aşura gönünde şehit edilişi dolayısıyla İLKHA'ya konuşan İttihad'ul Ulema üyesi Molla Fesih Memiş, Kerbela'dan çıkarılacak ibretlik bir çok dersin olduğunu belirterek, bu günün iyi tahlil edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Kerbela'da yaşanan hadiselerin iyi değerlendirilmesi halinde İslam’ın özünün kavranacağını söyleyen Memiş, belki de bugün İslam âlemi içerisinde oluşan kargaşanın da var olmayacağını belirtti.
Memiş, "Belki vahdetimizi, birlikteliğimizi sağlamış olacaktık ve bugün İslam âleminin birçok bölgesinde Kerbelalar yaşanmamış olacaktı. Bugün Kerbelaların yaşanması, geçmişten ders almayışımızdandır." dedi.
Hz. Hüseyin’i şehit edenlerin gayrimüslim olmadıklarını hatırlatan Memiş "Hz. Hüseyin, o gün sözde İslam devletini idare eden sultanı ve o sultanın emriyle Hz. Hüseyin (r.a)’in küçük kafilesinin önünü kesen yine sözde İslam ordusunun askerleri tarafından şehit edilmiştir. Maalesef tarihte böyle bir olay yaşanmıştır. Bugün de bakıyoruz ki Müslümanlar, yine aynı şekilde birbirlerinin kanını döküyorlar. Aslında bundan ibret alınmalıdır. Hz. Hüseyin (r.a), kendi başına gelişigüzel böyle bir işe kalkışmamıştır. Baktı ki hilafet saltanata dönüştürüldü, baktı ki Hz. Muhammed (sav)’in sünnetinden uzaklaşıldı; Kufe’den de O (r.a)’na davet mektupları gidince, kendi ailesi ve ahbaplarıyla 70 kişinin üzerinde küçük bir kafileyle yola koyuldu. Kufe’ye vardığı zaman, daha Kufe’ye girmeden Yezid’in emriyle, İbn Ziyad 3 bin bazı rivayetlere göre de 30 bin kişilik bir orduyla Fırat Nehri ve Kufe arasında yolunu kesiyor. 10 gün boyunca orada onları muhasara altında tutuyor ve en sonunda çarpışma başlıyor. Hz. Hüseyin (r.a)’in yarenleri teker teker şehit oluyor ve son günde sadece Hz. Hüseyin (r.a), çocuklar ve kadınlar kalıyor. Hz. Hüseyin (r.a) de o gün kahramanca çarpışıp birçok karşı taraftan asker öldürdükten sonra kendisi de şehit oluyor. Şehit edilince vücudunda 68 kılıç ve mızrak yarası olduğu söyleniyor. Mübarek başı bedeninden koparılıyor. Mübarek başı şehit edilen diğer kişilerin başlarıyla ve Ehli Beyt’ten olan esir kadınlarla beraber Kufe sokaklarında dolaştırılıyor. Oradan Suriye’ye (Dımeşk) gönderiliyor ve orada da bunlar sergileniyor."
"İslami hükümlerin rafa kaldırıldığını kanıyla yazdı"
Müslümanlar arasından vahdetin tesisi için Kur’an ve sünnete dönülmesi gerektiğine vurgu yapan Memiş, ancak bir Müslüman için her günün Aşura ve he yerin Kerbela olduğunu kaydetti.
Memiş, "Hz. Hüseyin (r.a), İslam’ın terkedildiğini, İslami hükümlerin rafa kaldırıldığını diliyle anlatamazdı. Çünkü o gün Yezid, ümmetin başına geçip Cuma namazları kıldırıyordu. O gün Yezid, fetihler için İslam orduları oluşturuyordu. O gün Yezid, şeriat hükümleriyle kada ve icra işlerini yürütüyordu. Kim inanırdı Hz. Hüseyin (r.a)’e? Fakat Hz. Hüseyin (r.a), peygamberlik ocağının bir meyvesi olması hasebiyle kendi kanıyla destanını yazdı. Kendi kanıyla İslam’ın hükümlerinin terk edildiğini yazdı. Çünkü Hz. Hüseyin (r.a)’in şehadetinden sonra, herkes Yezid’in gerçek yüzünü öğrendi, feryat ve figanlar göklere çıkmıştı ama iş işten geçmişti." diye konuştu.
"Kur’an ve sünnete dönülmedikçe vahdetin gerçekleşmesi hayaldir"
Kerbela'nın iyi tahlil edilmesi gerektiğini vurgulayan Memiş, "Bizim o günleri güzel okumamız lazım, İslam âleminin içerisine bu fitnelerin nasıl girdiğini öğrenmemiz lazım ki bugün yine aynı şeylerle karşılaşmayalım. Maalesef geçmişten ders alınmamış ki, bugün de aynı şeylerle karşılaşıyoruz. İşte yanı başımızda Suriye, Irak, Yemen, Libya ve birçok ülkede Müslümanlar birbirinin kanını akıtıyor. Herkes hak bendedir, ben haklıyım diyor. Kur’an ve sünnete dönülmedikçe vahdetin gerçekleşmesi hayaldir. Kerbelaların yaşanmaması elbette temennimizdir. Fakat hak ve batıl devam ettiği sürece ki bu kıyamete kadar devam edecek, zaman zaman Kerbelalar yaşanacaktır. Bir Müslüman için her gün Aşura’dır ve her yer Kerbela’dır." şeklinde konuştu.
İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.