Mehmet İkbal ATAK
“Katliam Kooperatifi” ne Üye Toplamak!
Ne menem bir iştir ki güya “katliam” oluyor… Sözüm ona “çeteler” bulabildikleri her Kürd’ü; çocuk, kadın, yaşlı ayırımı yapmadan katledip kafalarını kesiyor… Ama “katliam”la ilgili hiçbir bulgu-belge ortaya konamıyor!
Güya bir grup, “Kürtlerin kanı, canı, malı, namusu helaldir” anonslarını cami höparlorlerinden geçiyor… Ama çok geçmeden aynı grup bunu dünyayla paylaştığı bir belgeyle anında yalanlıyor. Tamam, “PKK/PYD bizim düşmanımızdır” diyor ama Kürtler de bizim kardeşimizdir demeyi de ihmal etmiyor.
Hummalı bir çalışma… “Katliam” iddiası için videolar servis ediliyor, baştan sona alakasız! Foto savaşına girişiliyor, videolara rahmet okutmaktan beter! Ha gayret… Bir foto daha… O da ne? 1983 yılında yaşanan Erzurum depreminin fotoğrafları…
İyi de kardeşim, “katliam” denen insanlık suçu ufacık bir cihaz değil ki bu çağda, bu iletişim çılgınlığının yaşandığı dünya köyünde zulaya atılabilsin!
Varsa katliam… Varsa can, mal, ırz, namus düşmanlığı… Koyun ortaya, adam gibi lanetlemesini bilelim! Bugüne kadar lanetlemediğimiz bir diktatör, bir katliamcı varsa onu da yüzümüze vurmak, ananızın ak sütü gibi helal-i hoş olsun!
Ama değilse… Katliam olmadığı halde “Ben gördüm sen inan!” “Ben emrettim, sana düşen itaat!” emeli güdüyorsanız…
Sizin literatürde “Hedefe ulaşmak için her şey meşru” olabilir. “Çamur at izi kalsın” mirasına tutkun olabilirsiniz. Karşı tarafın PKK/PYD dediğini siz “Kürtler” olarak da tercüme edebilirsiniz, ki ediyorsunuz.
Bilmeniz gerekir ki… Bizim literatür çok farklı! İz bırakmak için çamur atmayı literatürümüz “İftira”; Hedefe ulaşmak için kullanılan sınırsız yol/yordamı da yerine göre “Nifak” addeder.
Tamam… Sizin literatür bizi “Hain”e çıkartabilir. Ama bizim literatür, olmamış bir şeyi oldu belleyip yaygaraya soyunmaya “La’netullahi alel kazibin” addeder!
Ne yani… İnsanlık değerlerini “oldu bittiye” getiren literatürünüz hürmetine kendi literatürümüze ihanet mi edelim? Varsın literatürümüzün “…kazibin” fermanına muhatap olacağımıza sizin literatürünüzün “hain” damgasına razı olalım. Zaten bugüne kadar literatürünüzün hışmına uğramamış bir tek Allah kulu kaldı mı ki?!
Katliam var mı, yok mu? Efendim sahada olan siz... Savaşan siz... Herkesi çeteci ilan eden siz… Saf kan Kürt olan siz... Ateş gücü kapasitesi olan siz... Hergün onlarca “çete üyesi” yere seren yine siz! O zaman derdiniz ne? Dağları devirecek gücünüz varsa nasıl oluyor da sizin deyiminizle “üç beş kişilik çete” gelip Kürt sivilleri kılıçtan geçirebiliyor? Eliniz armut toplamıyor ya!..
Efendim Kürdistan’ın bağımsızlığı sizden soruluyor! Kürtlerin yegane meşru savunma gücü siz oluyorsunuz! Başkaları laf üretirken siz iş, aş, savunma, özerklik hatta bağımsızlık üretiyorsunuz! O halde işten kaçıp lafa tutunan “Geveze Kürtlerin” laf ebeliği yapması niye bu kadar size patinaj yaptırıversin ki?!
Vay efendim “katliama katliam” demiyorlarmış! Savaştığımız Nusra’ymış ama, aslında diğerlerinin tümü Nusra’dan betermiş! Üstelik tümü de “Katliamın ortaklarıymış!” Ne bir dernek kaldı, ne bir camia. Ne şahıslar kaldı ne de başka şey. Yeter ki İslami olsun, karalama listesinde adeta öncelik vermek için kendi kendilerine yarışa durmuş vaziyetteler.
Dur efendi dur hele! Ne bu telaş? Sen daha katliam olup olmadığı konusunda kimseyi ikna edebilmiş değilsin. Ortaya sürdüğün sözde görüntü ve fotolar iki saat geçmeden seni yalanlayan materyallere dönüştü. Kürt halkının nezdinde ismin “Yalancı çobana” çıkmış durumda. Kimi neye ortak ediyorsun ki?
Katliam var mı ki ortak arama telaşına düştün?! Kuzey’de tüm İslami camiaları; Güney’de Kürt yönetimini tez elden “katliam kooperatifine” ortak yapıyorsun da, ya müteahhit yarın öbür gün işi yarıda bırakıp kaçarsa… İflasın eşiğinde olan “kooperatifin” yöneticisi her an kaçma durumu varsa, konu komşuyu ortak kılmanın insani bir yönü kalır mı ki?
Öyleyse nedir bu “Ortaklık” listeleri? Nusra üzerinden “Tümevarım” yöntemini kullanıyorsun diyeceğim ama… Galiba sözkonusu olan senin zihni yapın… Saklayamadığın bilinçaltındaki moloz yığınların!
Fırsat bu fırsat ya! Hazır Nusra’nın da ismi çıkmışken… Vurun abalıya misali! Her İslami camia katliamcı… Her İslami dernek Kürt düşmanı… Her müslüman hain oğlu hain! Bu mudur demek istediğin?! Eğer bu değilse Kürtlerin maslahatını İslam ve İslami kurumlara düşmanlıkta aramanın anlamı ne ola ki?!
Amacın Kürtlerin hakları mı? Kürtlerin İslami camialardan uzaklaştırılması mı? Eğer Kürt halkının maslahatını amaç edinseydin, Kürtler arasındaki ayırımcılığı teşvik etmede cumhuriyet döneminden 1930’lu yılların dışlayıcı metodunu aşırmazdın.
Efendim bu, şu, o dernekler/vakıflar Suriyelilere yardım götürüyormuş… Şimdi “Hayır” kavramından bahsedeceğim ama… Yine zihniyet duvarına çarpacağımdan eminim. Hayırmış, yardımlaşmaymış, sadakaymış… Ne gezer efendim! Literatürlerine bakan zaten hizaya gelir. Hayır ile haraç kavramının farklarını anlamak kolay mı sandınız?!
Şu “kara liste”de hiç mi iyi bir kesim yoktu da hepsi “Katliamın ortakları” oluverdi?
Ne malum, Türkiye’deki İslami kesimlere yönelik “Katliamcı” genellemenizi, aynı mantıkla Rojava’da da yürütmüyorsunuzdur? Her ne kadar Nusra diyorsanız da Nusra dışındaki diğer İslami kesimleri “çete” kategorisine koymadığınız ne malum? Yok yok! Aynen öyle! Kürtler arasındaki farklı İslami kesimlerin tümünü “çete” kategorisine aldınız. Kimisini tutuklayıp işkencelere maruz bıraktınız. Hiç ayırım da yapmadınız. Sonra canlarına tak edince de tıpkı Nusra gibi karşınıza dikiliverdiler. Çare?... “Ey Kürtler katliam var, hepiniz inanmak zorundasınız!”
İyisi mi yol yakınken kirli savaşın yükünü mazlum Kürt halkının sırtına geçirmekten vazgeçmek. Tamam, Esad’la bir anlaşma yapmış olabilirsiniz! Esad’ın emanetini taşıma telaşına da düşmüş olabilirsiniz. Esad’ın imdadına yetişmeyi “anlaşma”nın gereği de sayabilirsiniz. Neticede o sizin tercihiniz. Ama Esad’ın gücüne güç katmak için muhalifleri ikinci bir cepheye çekmekle güçlerini dağıtma stratejisini mazlum Kürt halkının çilesine dönüştürmeye hakkınız yoktur.
Hadi kendi adınıza bunu yapıyorsunuz. Zaten bu stratejiden basbayağı kir akıyor. İyi de Kürt halkı bu kiri, bu kirli savaşın ceremesini çekmek zorunda mıdır? “Allah’tan korkun” diyesim geliyor ama… Nerdeee!
Yine katliam diyeceksiniz, biliyorum. Alın size olmuşsa katliamlar için, hatta olası katliamlar için AÇIK ÇEK:
Eğer ispatlayamamanıza rağmen gerçekten birileri İslami esasların hilafına rağmen, üstelik İslam adına Kürt sivilleri katliamdan geçirmişse veya bundan sonra geçirecekse adı sanı ne olursa olsun, Allah’ın laneti üzerlerine olsun.
Ama… Birileri, katliam yapılmadığı halde sırf psikolojik unsurları devreye sokmak adına “Kürt katliamı var” deyip yaygara koparıyorsa, bu kez de Allah’ın laneti onların üzerine olsun.
E tabi süren çatışmalarda silahlı unsurların zayiatını “Kürt katliamı” diye yutturma niyetiniz yoksa…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.